Türk Eğitim-Sen, 02-15 Kasım 2016 tarihleri arasında öğretmenlerin sosyo-ekonomik durumları, mesleki sorunları, güncel olaylara bakışı ile ilgili bir anket çalışması gerçekleştirdi. Anket öğretmenlerin çoğunun borç batağı altında olduğunu ortaya koydu. Bankalara kredi ve kredi kartı olan öğretmenlerin oranı yüzde 83 olduğu ortaya çıkarken borcu olanlardan yüzde 13.3'ü icra takibine düşmüş durumda olduğu belirtildi. Öğretmenlerin yüzde 80'i yoksulluk sınırının altında para kazanıyor.
Posta'da yer alan habere göre, Türkiye'de 4 kişilik bir ailenin sadece aylık gıda harcamalarını içeren açlık sınırı bin 405 lira. Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamaların toplam tutarı olan yoksulluk sınırı ise 4 bin 577 lira.
Eşe, dosta, esnafa da borçlular
* Öğretmenlerin yüzde 80'i yoksulluk sınırının altında para kazanıyor.
* Her 10 öğretmenden birinin maaşı 2 bin 500 liradan az.
* Öğretmenlerin sadece yüzde 6'sı 5 bin lira ve üzerinde para kazanıyor.
* Bankalara kredi ve kredi kartı olan öğretmenlerin oranı yüzde 83.
* Yüzde 10'unun da eşe dosta ya da esnafa borcu var.
* Borcu olanlardan yüzde 13.3'ü icra takibine düşmüş.
* Öğretmenlerin yüzde 42.3'ü ekonomik sorunların aile hayatını etkilediğini söylüyor.
* Ekonomik sorunlar öğretmenlerin yüzde 20.8'inin sosyal çevresini ve arkadaş ilişkilerini etkiliyor.
* Her 10 öğretmenden biri ekonomik problemler nedeniyle sağlık sorunları yaşıyor.
Garson, şoför, tesisatçı, aşçı
* Her 4 öğretmenden biri ek iş yapıyor.
* Bunların yüzde 39'a ya özel ders veriyor ya da kurslarda çalışıyor.
* Öğretmenlerin yaptı ek işler arasında pazarlamacılık, pazarcılık, boya-badana-tamirat işleri, oto alım-satım, şoförlük, garsonluk, müzisyenlik, tesisatçılık, aşçılık, kalorifer bakımı, odun-kömür satıcılığı var.
Tatile ayıracak para yok
* Öğretmenlerin yarısı tatilini memleketinde geçiriyor.
* Otele ya da tatil köyüne gidenlerin oranı sadece yüzde 10.3.
* Yüzde 72.6'sı tatil bütçesi ayıramıyor.
Eğitim-İş’in Öğretmenler Günü nedeniyle yaptığı anketten çıkan çarpıcı tablo şöyle:
Herkese borçlular
Öğretmenlerin yüzde 36’sı kendisine ait evi yok.
Yüzde 36’sı ev kredisi ödüyor.
Yüzde 32’si kirada oturuyor.
Yüzde 21’i çocuklarının eğitimi için kredi çekti.
Yüzde 25’i ek iş yapıyor.
Yüzde 47’si ikiden fazla kredi kartı kullanıyor.
Öğretmenlerin yüzde 22’sinin esnafa, yüzde 25’inin şahıslara nakit, yüzde 52’sinin herhangi bir bankaya, yüzde 52’sinin kredi kartı borcu var.
Tatiller evde
Yüzde 30’u kredi kartının sadece asgari borcunu ödeyebiliyor.
Yüzde 4’ü maaşında icra olduğunu, yüzde 8’i maaşına en az bir kez icra geldiğini belirtiyor.
Yüzde 24’ü borçla geçiniyor, yüzde 32’si maddi yardım alıyor.
Yüzde 61’i son bir yıldır tiyatroya, yüzde 35’i sinemaya gitemiyor.
Yüzde 70’i tatilini evinde ya da köyünde geçiriyor.
Yüzde 80’i her gün bir gazete, yüzde 62’si her ay bir kitap alamıyor.
Fikirlerini açıklayamıyorlar
Öğretmenlerin yüzde 60’ı gelecekten ümitli değil.
Öğretmenlerin yüzde 64’ü özgürce fikirlerini açıklayamıyor.
Öğretmenlerin yüzde 24’ü okul yöneticileri tarafından siyasi baskı yapıldığını belirtirken, yüzde 69’u okul yöneticilerinin siyasi iktidarın etkisi ile atandığını düşünüyor.
Maaş yoksulluk sınırının 'yarısı'
Araştırmanın sonuçları öğretmenlerin ekonomik açıdan çok zor günler geçirdiğini ortaya koydu. Dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) bin 509 TL, gıda harcaması ile giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer harcamaların toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 6 bin 192 TL. Öğretmenler yoksulluk sınırının neredeyse yarısı kadar maaş alıyor.
Çoğu öğretmen çocuğunun öğretmen olsun istemiyor
TÜRK Eğitim-Sen ve Eğitim Bir-Sen’in yaklaşık 26 bin öğretmenle yaptıkları anketler de, neredeyse Eğitim-İş’in sonuçlarıyla aynı ‘kara tabloyu’ ortaya koyuyor. Bu iki sendikanın anketlerinde farklı olarak, şu tablo ortaya çıkıyor:
Yüzde 31.3’ü puanı öğretmenlik programlarına yettiği için bu mesleği seçmiş.
Katılımcıların yüzde 42.3’ü, çocuğunun öğretmen olmasını desteklemeyeceğini ifade ediyor.
Yüzde 38.9’u, öğretmenliğin itibar ve imajının düzelmeyecek kadar yıprandığı görüşünde.
Yüzde 65.7’si, toplumsal statülerinin gittikçe düştüğü kanaatinde.