Politika

DTP, AKP'nin yolundan gidecek!

DTP, kapatma davasıyla ilgili sözlü savunmasını 16 Eylül Salı günü yapacak ve AKP'nin yolundan gidecek.

14 Eylül 2008 03:00

Demokratik Toplum Partisi (DTP), kapatma davasıyla ilgili sözlü savunmasını 16 Eylül Salı günü yapacak. Sözlü savunmada, DTP’nin 22 Temmuz seçimlerinden sonra Türkiye’nin 4’ncü büyük partisi olduğu vurgulanacak ve “DTP’yi kapatmak Kürt Sorununda çözümsüzlükte ısrardır” denilecek. DTP de sözlü savunmasında, AKP'nin yolundan gidecek ve Venedik kriterlerini gündeme getirecek.

 

Kapatılma davasının açılmasıyla yoğun bir hazırlık yapan DTP, sözlü savunmanın Genel Başkan Ahmet Türk tarafından yapılmasını kararlaştırdı. Batman Milletvekili Bengi Yıldız başkanlığındaki bir komisyon tarafından hazırlanan sözlü savunma ekibinde Türk’ün yanı sıra Şırnak Milletvekili Hasip Kaplan ile parti avukatları Bahri Belen ve Mebuse Tekay da bulunuyor.

 Sözlü savunmada DTP’nin demokrasinin teminatı olduğu ve kapatılamayacağı dile getirilecek. DTP’nin toplumcu bir siyaseti benimsediği, 22 Temmuz seçimlerinden sonra Türkiye’nin 4’ncü büyük partisi ifade edilecek. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi kararlarına, Venedik kriterlerine vurgu yapılacak olan sözlü savunmada, Türkiye’nin kapatılan siyasi partiler mezarlığına dönüştüğü de kaydedilecek.

DTP’nin sözlü savunmasının temelini şu görüşler oluşturacak:

 

-DTP’nin kapatılması düşünce ve ifade özgürlüğünün ayaklar altına alınması anlamına gelir. İddianameye konu olan 141 eylemin 129’u yani yüzde 93’ü düşünce açıklama özgürlüğü ile ilgilidir.

 

-DTP Türkiye’nin demokratikleşmesine yönelik politikaları olan tek partidir. DTP’yi kapatmak Türkiye’nin demokratikleşmesi yönünde göstermelik olmayan her türlü girişime set çekmek anlamına gelecektir.

 

-DTP’yi kapatmak Kürt sorununda çözümsüzlükte ısrardır.

 

-DTP sorunların çözümünü parlamentoda arayan bir partidir. Kürtlerin meşru taleplerini dile getiren, Meclis'i bir çözüm yeri olarak gören bir partiyi kapatmak, çözümsüzlüğe ve farklı yollara kapı aralar. Bu tercih edilmemelidir.

 

-DTP bölücü değil birleştirici bir partidir. DTP, tekçi zihniyetin ürünü olan ‘Türklük’ temelli bir ulus yerine Türkiye ulusundan yana olduğu için bölücülükle suçlanmaktadır. Oysa İsviçre, İspanya, ABD gibi birçok ülkede bir dizi dil, kültür, etnik kimliğin varlığı tek bir İsviçre, İspanya, ABD ulusundan söz etmeyi engellemiyorsa, bu tür farklılıkları bir zenginlik olarak kabul etmek bir Türkiye ulusundan söz etmeyi de engellemez. Asıl bölücüler üniter devlet içinde barışçıl çözüm arayan DTP’yi kapatmak isteyenlerdir.

 

-DTP yayılmacı, saldırgan devlet politikalarına karşı çıkan tek partidir. Savaşlar ve savaş karşısında takınılan tutum siyasi partilerin barış konusundaki samimiyetlerinin sınandığı bir turnusol kâğıdıdır.

 

-DTP’nin demokratik özerklik projesi siyasetin demokratikleşmesinin koşulları arasındadır.

 

-DTP Avrupa Birliği’nden ve Kopenhag Kriterleri'nden yanadır.

 

-DTP’yi kapatma davası bir sınavdır. Sadece Türkiye sınırları içinde değil uluslararası düzlemde de halkların insanca özgür yaşamasından yana olan, Kürtleri uluslararası çıkarların kurbanı yapan politikalara karşı duran herkes DTP’yi koruma ve yaşatma mücadelesine dahil olmalıdır. “

 

Kutu:  Süreç nasıl işleyecek?

 

DTP’nin 16 Eylül’de yapacağı sözlü savunmasının ardından Anayasa Mahkemesi raportörü davaya ilişkin bilgi, belgeleri toplayacak. Raportör, esas hakkındaki raporunu hazırlayacak. Bu işlemler sürerken gerek Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, gerekse davalı DTP ek delil veya yazılı ek savunma verebilecek.

Raporun, Anayasa Mahkemesinin 11 üyesine dağıtılmasının ardından, Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç toplantı gününü belirleyecek. Üyeler, belirlenen günde bir araya gelerek, kapatma istemini esastan görüşmeye başlayacak.