Dünya

"Donald Trump 11, Hillary Clinton 16 yaş seviyesinde konuşuyor"

Selahattin Dumanlı: Amerika’nın başkan adayları, seçmenin kapasitesini çözmüşler anlayacağınız

21 Mart 2016 14:33

 

Hürriyet yazarı Selahattin Dumanlı, ABD'de başkan adaylarının belirleneceği ön seçim sürecine ilişkin yapılan bir araştırmayı kaleme aldı. Araştırmayı yapanların Amerika'daki Carnegie Mellon Üniversitesi’nin akademisyenleri olduğunu duyuran Dumanlı, "Akademik deyimle 'Okunabilirlik Analizi' yapmışlar. Ülke siyasetini kasıp kavuran Donald Trump’ın on bir yaşındaki bir oğlan çocuğu gibi konuştuğu hükmüne varmışlar. Kullandığı dilin seviye olarak karşılığı bu. Bu ölçü Donald Trump‘ın zekâ seviyesini göstermiyor. Amerikan seçmeni ile hangi yaş aralığının diliyle ilişki kurup, başardığına ölçü oluyor. Demokratlar’ın birinci sıradaki adayı Hillary Clinton ise on altı yaş seviyesinde konuşuyor. Amerikan seçmeni de onları böyle anlıyor. Kimi iyi anlarsa onun peşinden gidiyor" diye yazdı.

 

Selahattin Dumanlı'nın "Gelecekteki baş belamız" başlığıyla yayımlanan (21 Mart 2016) yazısının ilgili bölümü şöyle: 

Donald Trump‘ın dün aday olabileceğine ihtimal vermeyenler bugün de “Herhalde seçmezler, Amerikan halkı bu kadar şaşkın olamaz” deyip, kendilerini teselli ediyor.

Peki ya yine yanılıyorlarsa?
Daha iki gün önce Hollywood’un çok itibarlı yıldızlarından birinin “Benim oyum Trump’a” başlıklı röportajını okuduk. Onun gibi Trump yanlısı onlarca ünlü kanaat önderi var.
Donald Trump “maazallah” bir seçilirse en çok bizim başımız ağrıyacak. Adam Müslümanlardan nefret ettiğini uluorta söylüyor. Dolayısıyla bizim yöneticilerden de nefret ediyordur.
Diğer taraftan bizim şu sıralar birinciye gelen hasmımız Putin’e de bayılıyor. Putin’i çok değerli bir devlet adamı olarak gördüğünü her yerde söylüyor.
Seçilir seçilmez “Gel kardeşim, elini ver bana” türküsünü çağıracağı kesin. Kötüsü başımıza gelirse Ankara’nın işi var.

* * *

Lafın burasına gelmişken şunu da hatırlatayım, Amerikan seçmeninin sağduyusuna filan sakın ola güvenmeyin.

Bir gurup dil uzmanının yaptığı araştırmalar, o seçmenin “On bir ile on altı yaş gurubu arasındaki” çocukların konuştuğu dilden etkilendiğini gösteriyor.

Araştırmayı yapanlar da sosyal bilimler dalında Amerika’nın itibarlı eğitim kurumlarından biri olan Carnegie Mellon Üniversitesi’nin akademisyenleri.

 

Trump 11 yaşında

 

Demokrat ve Cumhuriyetçi aday adaylarının yaptıkları seçim konuşmalarını önlerine alıp, dil açısından incelemişler. Akademik deyimle “Okunabilirlik Analizi” yapmışlar.
Ülke siyasetini kasıp kavuran Donald Trump’ın on bir yaşındaki bir oğlan çocuğu gibi konuştuğu hükmüne varmışlar. Kullandığı dilin seviye olarak karşılığı bu.

Bu ölçü Donald Trump‘ın zekâ seviyesini göstermiyor. Amerikan seçmeni ile hangi yaş aralığının diliyle ilişki kurup, başardığına ölçü oluyor.

Demokratlar’ın birinci sıradaki adayı Hillary Clinton ise on altı yaş seviyesinde konuşuyor. Amerikan seçmeni de onları böyle anlıyor. Kimi iyi anlarsa onun peşinden gidiyor. 

Amerika’nın başkan adayları seçmenin kapasitesini çözmüşler anlayacağınız. O yüzden Donald Trump meselesinde seçmene güvenmeyin diyorum.
Bizimkilerin böyle bir ön araştırması var mı, böyle bir teknik kullanıyorlar mı bilemem. 
“Bazı sanatçı arkadaşlar konuşmak bilmiyor” cümlesi ile meslektaşlarına dil eleştirisi getiren türkücüler gördük.
“Durması gereken makamlar durar. Sorması gereken makamlar sorur” gibi cümleler kurup, fiillerin tipini kaydıran meclis başkanları gördük. Hâlâ piyasadalar.

* * *

Benim birincim, Demirel döneminin bir milletvekilidir. Meclis kürsüsünde, eline verilen metni okurken, bir cümlenin sonunda “iki noktaya” denk gelip şaşırmıştı.

Biraz durakladıktan sonra “İki nokta üst üste, biri altta biri üstte” deyip devam etmişti. Sanırım bizdeki seçmen tipini en iyi çözen oydu. Çünkü dört dönem üst üste seçildi.
12 Eylül olmasaydı bir dört dönemi daha garantiydi. Trump’tan ise kaçış yok gibi. 

Kıssadan Hisse: Bir kral soytarının işini yapmaya kalkışırsa foyası bir dakikada ortaya çıkar. Bir soytarı kralın işini yapmaya çalıştığında yıllarca fark edilmeyebilir. 

Yazının tamamını okumak için tıklayın