Geçtiğimiz hafta Avrupa’da Uluslararası Temiz Ulaşım Komisyonu tarafından yayınlanan bilgiye göre dizel arabalar ağır araçlar ve otobüslerin 10 katı daha fazla toksik hava kirliliğine yol açıyor.
Bu oranın bu kadar çarpıcı olması ise Avrupa Birliği’nde büyük araçların daha katı testlere tabi olmasından kaynaklanıyor. Modern dizel araçlar her litre benzin başına kamyon ve otobüslerden 10 kat daha fazla nitrojen oksit (NOx) salıyor. Geçtiğimiz aylarda yaşanan Volkswagen skandalında da görüldüğü üzere birçok araba şirketi laboratuvar şartlarında ve bazen çarptırılmış verilerle arabaların emisyon seviyeleri konusunda yanıltıcı bilgi verebiliyor.
Yeşilist’te yer alan habere göre, dizel arabalar yoldayken, laboratuvar test ortamlarında izin verilenin 6 katı fazla emisyon salıyorlar. Nitrojen oksit hava kirliliğinde ciddi bir başrol oyuncusu. Yüksek miktarlarda olduğunda akciğerlerdeki hava boşluklarını enflame edebiliyor. Bilhassa çocuklar, yaşlılar, astım ve diğer üst solunum yolu hastalıkları olanlar ciddi şekilde etkilenebiliyorlar.
Volkswagen skandalında da önemli bir rol oynayan araştırma grubu, Uluslararası Temiz Ulaşım Komisyonu’nun (International Council on Clean Transportation) açıklamasına göre Almanya ve Finlandiya’da ağır araçlar 210 mg nitrojen oksit salımı yaparken, dizel arabalar kilometre başına 500 mg salım yapıyor.
Avrupa’da testler şu anda sadece laboratuvar ortamında yapılıyor. Eylül ayı itibariyle mobil cihazlarla yollarda yapılacak. Hatta bu ölçümlerin gerçek kullanıcılar tarafından farklı koşullarda yapılmasının en doğrusu olduğu konusunu konuşuluyor. Fakat bu konuyla ilgili Avrupa Birliği içinde de direnç var.
Türkiye'de Mayıs 2016 itibariyle kayıtlı otomobil sayısı 10 milyon 885 bin 62 ve bunun yüzde 32,5’i dizel araçlardan oluşuyor. Ülkemizde dizel araçlara yönelik, emisyona dayalı bir vergileme artışı henüz yapılmıyor. Bunun yerine otomobillerin silindir hacimleri göz önünde bulunduruluyor. Başka ülkelerde emisyona göre vergilendirme olsa da şu anda bilhassa Avrupa Birliği’ndeki otomobil üreticilerinin gerçek emisyon rakamlarının kullanıcılar tarafından belirlenmesiyle ilgili ciddi çekinceleri var.
Fosil yakıtların hiçbir türünün aklanacak bir tarafı olmadığı aslında gözler önünde, ama değişim kolay olmayacak gibi duruyor.