Gündem

Diyarbakırlı STK'lardan 3 sayfalık Silvan raporu

Diyarbakır'daki bazı sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri, 13 askerin şehit olduğu, 7 askerin yaralandığı ve 7 PKK'lının da öldürüldüğü çatışma il

17 Temmuz 2011 03:00
T24 - Diyarbakır'daki bazı sivil toplum kuruluşu (STK) temsilcileri, 13 askerin şehit olduğu, 7 askerin yaralandığı ve 7 PKK'lının da öldürüldüğü çatışma ile ilgili hazırladıkları raporu, gazetecilere açıkladı.

İnsan Hakları Derneği, Mazlum-Der, Tabipler Odası TİHV, Özgür-Der, Diyarbakır Barosu, KESK Şubeler Platformu, Memur-Sen Şube temsilcilerinin de aralarında bulunduğu heyet, dün Silvan İlçesi’ne bağlı Bayrambaşı Beldesi Dolapdere Köyü kırsal kesiminde 13 askerin şehit edildiği çatışma bölgesine giderek incelemelerde bulundu. 

STK temsilcileri bugün Sümerpark Resepsiyon Salonu’nda basın toplantısı yaparak, hazırladıkları raporu kamuoyuna açıkladı. 3 sayfalık raporda, yöredeki köylüler ile yapılan görüşmeler, olayın meydana geldiği bölgede heyetin inceleme ve gözlemleri, heyetin kanaati ve cevaplanmasını istedikleri sorular yer aldı. 


KÖYLÜLER ADINI GİZLEDİ 

Heyet adına konuşan İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Raci Bilici, Dolapdere Köyü’ne gittiklerini ve köy camii yanında ismini vermek istemeyen 2 köylü ile görüştüklerini söyledi. Bu köylülerin anlatımlarını aktaran Bilici, şöyle dedi: 

"Birinci köylü, ’olaydan bir gün önce bölgedeki askerler köy çevresinde bulunmaktaydı. Olay günü saat 14.00’da, çatışma öncesi 3-4 el silah sesi geldi. Daha sonra yoğun silah sesleri geldi ve bu durum yaklaşık bir saat kadar devam etti. Saat 15.00 civarında 2 helikopter gelerek önce köyün hemen yakınından başlayarak çatışma alanına doğru gaz bombaları ve diğer bombaları atmaya başladı. Bir helikopter de çatışma bölgesine asker indirdi. Füze ve gaz bombaları nedeniyle bölge sis bulutu arasında kaldı. Saat 16.00’da köye 4 askeri panzer gelerek, asker bıraktı. Köyün sol tarafındaki yamaçta bulunan 2 eve ateş açıldı ve evin duvarına mermi isabet etti. Olayda ölen ya da yaralanan hiç birini görmedik. Olayın çıktığı andan bir sonraki gün ikindi vaktine kadar yangına bizlerin, orman görevlilerinin ve belediye görevlilerinin müdahalesine izin vermediler’ dedi." 

Bilici, görüştükleri ikinci kişinin de, çatışma gününden bu yana 100 kadar büyükbaş hayvanlarının kaybolduğunu, korkudan bunları arayamadıklarını söylediğini anlatırken, "Köylülerden bazıları, köye gelen askerler tarafından muhtar tehdit edilerek zorla yük hayvanlarını köylülerden alarak olay yerindeki bazı malzemelerin taşındığı ve kara yolu ile bilmedikleri bir yere götürüldüğü ifade etti. Hatta muhtarın askerler tarafından darp edildiği söyleyenler de oldu. Muhtardan konuya ilişkin ve iddialara ilişkin bilgi alınmak istendiğinde heyetin hiçbir sorusuna yanıt vermemesi dikkat çekiciydi" dedi. 


'ÇATIŞMA BÖLGESİNDE YANAN 44 ADET SIRT ÇANTASI KALINTISI'

Çatışma bölgesinde yaptıkları gözlem ve incelemeleri de anlatan Bilici, konuşmasını şöyle sürdürdü: 

"Heyetimiz, saat 11.00 civarı köyden ayrılıp olay yerine hareket etti. Köyün yaklaşık 100 metre mesafesinden başlayarak hemen hemen tüm ormanlık alan yandığı gözlemlendi. Köyün yaklaşık bin metre ilerisinde, köyün kuzey batı köyünde bulunan ve çatışma olduğu iddia edilen yere ulaşıldı. Burası, çevreye göre hakim bir tepe idi. Alanın güneyinde, yaklaşık 1000 metrelik mesafede içinde su olmayan dere mevcuttu. Yaklaşık 4-5 bin metrekarelik bu alanın hemen girişinde kayalıkların arasında 44 yanmış askeri sırt çantası kalıntıları, yanmış gıda maddeleri, 2 litrelik kola şişesi içinde muhtemelen çevreden toplanmış mermi kovanları ve çekirdekleri görüldü. Olay yerinde yaklaşık 20 mevzi tarafımızdan tespit edildi. Bunların bir kısmı doğal, bir kısmı da taşlardan örülmüş mevzilerdi. Tüm mevziler yanmış, mevzilerde askerlere ait mermi, şarjör, kumanya malzemeleri, yanmış giyim malzemeleri, ceplerinde sigara ve diğer günlük kullanımlık malzemeler görüldü. Bazı mevzilerin hemen önünde yukarıdan atıldığı sabit olan silahlardan dolayı oluşan çukur alanlar ve buralarda üzerinde MKE menşeli patlayıcı madde kalıntıları, yine MKE menşeli olan arkasında pervane bulunan muhtemelen füze olduğu düşünülen bir cisim görüldü. Olayın olduğu yer ile diğer alanlardaki yanık görüntüleri tamamen benzerlik gösteriyordu."  


PATLAMAMIŞ ASKERİ MALZEMELER 

İHD Şube Sekreteri Raci Bilici, köylülerin ifadeleri, çatışma bölgesinde yapılan inceleme sonucu heyet üyelerinde oluşan 7 madde halinde sıraladıkları kanaatlerini şöyle sıraladı: 

1- Olayın meydana geldiği yer göz önüne alındığında askerlere yönelik pusu kurulması açısından uygun olmadığı görüldü.
2- Köylülerin anlatımı ile olay yerinde helikopterden atılan gaz ve diğer bombalar neticesinde çıkan yangın, ölümlerin artmasına neden olmuştur.
3- Hakim tepenin tamamı yukarıdan bombalandığı kanaatine varılmıştır. Olay yerinde bulunan silah ve diğer bulgulardan hareket edilerek olay yerine havadan helikopter ile müdahale edildiği sonucuna varılmıştır.
4- Yangının yayıldığı alana bakıldığında el bombalarıyla meydana gelebilecek bir yangın olmadığı gözlemlenmiştir. Yine meydana gelen ölümlerin buna bağlanması gerçekçi değildir.
5- Askerler olay sonrasında çıkan yangının söndürülmesini engellemişlerdir. Bu nedenle çok daha fazla ormanlık alan yanmıştır.
6- Olayın meydana geldiği köyde ikamet eden köy halkında bir korku halinin devam ettiği, köye giriş ve çıkışlar askerlerce denetlendiği, hayvan kayıplarından dolayı zararların meydana geldiği görülmüştür.
7- Savcılık incelemesine rağmen olay yerinde patlamamış askeri malzemenin olabileceği kanaatine varılmıştır.  


PKK’LILAR NASIL KAÇTI

STK temsilcilerinin hazırladığı 3 sayfalık raporun son bölümünde ise heyet üyelerinin hazırladığı 10 soru yer aldı. Bu soruları da maddeler halinde okuyan İHD Sekreteri Bilici, ölüm nedenlerinin yanı sıra helikopterle atılan ve yangına sebebiyet veren silahın veya silahların ne olduğu, çevredekilerin gözlerinin yanmasına neden olan gazın ne olduğunun açıklanmasını istedi. Askerlerin bölgede 1 gün önceden mevzilenmesinin bölgede PKK’lıların varlığına ilişkin istihbari bilgiye dayanıp-dayanmadığı, her türlü hazırlık yapılması ve çok geniş alanda mevziler oluşturulmasına rağmen PKK’lılar tarafından atıldığı iddia edilen el bombalarıyla bu kadar geniş bir alanın nasıl yandığını soran İHD Sekreteri, çatışmada ölen 2 PKK’lının Malatya Devlet Hastanesi’ne götürüldüğünü, öldüğü açıklanan diğer 5’inin akıbeti, kimlikleri, operasyonla ilgili telsiz ve diğer elektronik kayıtların olup olmadığını sorarken bunların kamuoyuyla paylaşılmasını istedi. İHD Şube Sekreteri Raci Bilici, şöyle devam etti: 

"Operasyona çıkmış daha önce siper alınması ve bölgeye hakim tepede konuşlanan askerlerin dinlenme anında olunsa bile çevre güvenliğini nasıl alamadığı, böylesi bir uygulamanın askeri disipline ve teamüllere aykırı olup olmadığı, geniş alanda yangın çıkmış olmasına rağmen, ölen askerlerden çok daha fazla asker yangın esnasında olay yerinde bulunmasına rağmen neden sade bir kısım askeri personelin yangına maruz kaldığı, diğer askeri personelin nasıl yangından kendini muhafaza ettiği ve bunların nasıl kurtarıldığı, askerler tepenin hakim konumunda ve sayıca çok daha fazla iken PKK’lıların tepeden yukarı doğru çıkışlarını nasıl fark etmedikleri, dezavantajlı konumda olan PKK’lıların saldırıdan kısa süre sonra helikopterler köye ulaşmasına ve geride çok fazla asker kalmasına rağmen el bombası satacak kadar yakın mesafeden olay mahallinden gündüz vakti nasıl kaçabildiği soru işaretleridir."