-Dışişleri ve Adalet Bakanlıkları arasında AİHM Protokolü ANKARA (A.A) - 14.11.2011 - Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin hukuk sisteminden kaynaklanan ve Türkiye aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) açılmış davaların bir hastalık işareti olduğuna işaret ederek, "Genellikle bu davaların hepsi bir hastalık işaretidir, bunu açıkça söylüyorum ve bizim hukuk sistemimizin de siyasetimizin de insan hakları konusunda tavizsiz bir uygulamaya girmesi lazım" dedi. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Adalet Bakanı Sadullah Ergin ile birlikte Türkiye'nin AİHM'deki davalara ilişkin yeni stratejisini açıklamak üzere Dışişleri Bakanlığı'nda bir basın toplantısı düzenledi. Adalet Bakanı Ergin ile birlikte kendilerine hep "neden en fazla dosya Türkiye'den gidiyor" sorusunun sorulduğunu kaydeden Davutoğlu, geçen yıl 5 bin olan dosya sayısının bu yıl 7 bine ulaştığının altını çizdi. Davutoğlu şöyle konuştu: "Bunları bir şekilde engellememiz lazım. Yeni bir strateji belirlememiz lazım ve bu stratejinin defansif, savunmacı, gelen davalara tam saha savunma yapan bir anlayış yerine bu davaların sayısının azaltılmasını temin edecek, bizim sistemimizden kaynaklanan eksiklikleri giderecek, tıptaki koruyucu hekimlik gibi bir mekanizma geliştirelim. Genellikle bu davaların hepsi bir hastalık işaretidir, bunu açıkça söylüyorum ve bizim hukuk sistemimizin de siyasetimizin de insan hakları konusunda tavizsiz bir uygulamaya girmesi lazım. Konu insan haklarıysa akan suyun durması lazım ama maalesef bu konuda değişik sebeplerle Türkiye'nin tamamlaması gereken eksiklikler vardır." Davutoğlu, Türkiye'nin kurucusu olduğu Avrupa Konseyi sistemi içindeki AİHM'deki dosya sayısının 19 bini geçtiğini belirterek, bunda çok değişik faktörlerin mevcut olduğunu söyledi. Bakan Davutoğlu, Türkiye'nin geçen yıl kadına karşı şiddetin önlenmesi amacıyla uluslararası sözleşmeye imza attığını ve Adalet Bakanlığı ile birlikte ileri bir aşamaya taşıyarak bunu meclise getirdiklerini ifade etti. Adalet Bakanlığı ile yaptıkları ortak çalışmaların sonunda geldikleri aşamayı açıklayan Bakan Davutoğlu, Türkiye aleyhine açılmış dava dosyalarını filtrelemeden geçireceklerini ve üç kategoriye ayıracaklarını söyledi. Bunlardan ilkinin Türkiye'nin siyasal anlamıyla da dış politikasıyla ilgili dosyalar olduğunu belirten ve bunun Kıbrıs gibi sorunları da kapsadığının altını çizen Davutoğlu, bu dosyaların AİHM'deki sürecinin, gerektiğinde Adalet Bakanlığı'na da danışılarak, Dışişleri Bakanlığı tarafından yürütüleceğini söyledi. İkinci olarak iç hukuk mevzuatından kaynaklanan teknik dosyalar olduğunu, kişisel haklarının mağdur edildiğini düşünen vatandaşlarca açılan davalar olduğunu kaydeden Davutoğlu, bu davaların 19 bin dava dosyasının büyük çoğunluğunu oluşturduğunu ve bu davaların da Adalet Bakanlığı tarafından hazırlığının ve yürütülmesinin yapılacağını ifade etti. Üçüncü kategori olarak ifade ve fikir özgürlüğü gibi alanları kapsayan 'değer bağımlı dosyalar' olduğuna dikkati çeken Davutoğlu, Türkiye'nin özellikle bu dosyalarla ilgili olarak savunma yapmama dahil, eğer Türkiye'den kaynaklanan bir aksilik varsa, mevzuatla ilgili değişiklikler yapmak da dahil ön alıcı tedbirler almak gerektiğini söyledi. Davutoğlu, "Bu konudaki dosyaları da ayıracağız. Bunlar her hangi bir yargı gecikmesinden dolayı kaynaklanan dosyalar kategorisine indirgenemez. Bu dosyalarla ilgili daha ilkesel bir tutum takınacağız ve sistemimizdeki eksiklikleri gidereceğiz. Bir mahkememiz fikir özgürlüğünü ihlal eden bir tutum almışsa, bir yargı süreci oluşmuşsa mutlaka o şeyi savunmak gibi bir zorunluluk da hissetmeksizin bütün alternatifleri, dostane çözüm ve diğer alternatifleri düşünerek mağduriyetleri gidermeye çalışacağız" ifadelerini kullandı. Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Avrupa Konseyindeki Türkiye'nin ekibini güçlendireceklerini belirterek "Bu yeni dönemde yeni bir stratejik çerçeveyle insan hakları dosyalarına ciddi bir neşter atacağız. İnşallah bu sayıyı 19 binlerden aşağıya kısa bir süre içinde çekeceğiz. Kalan dosyaları da en kısa sürede eriteceğiz" dedi. -Adalet Bakanı Ergin- Toplantıda bir konuşma yapan Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk Genel Müdürlüğü bünyesinde İnsan Hakları Daire Başkanlığı kurulduğunu bildirerek, bunun temel görevinin AİHM'de Türkiye aleyhine açılmış davaları takip etmek olduğuna işaret etti. Ergin, mevcut dosyaların orada çalışan hakimler ve uzmanlar vasıtasıyla kategorik olarak tasnif edileceğini ve bu dosyaların karara çıkmadan önce düşürülebiliyorsa bunun yollarının aranacağını ifade etti. Bakan Ergin, uzman ve hakimlerin Türkiye'nin aleyhinde olan davaların düşürülmesi için teknik çalışmalar yürüteceğini, bu ihlal kararlarını tahlil ederek iç hukuktan kaynaklı mevzuatta yapılması gereken değişiklikleri tespit edeceklerini ve bu değişiklikleri yasama organına sevkedilerek sorunun temelinden çözülmesi yönünde bir çalışma yapacaklarını belirtti. Ergin, hakimlerin ayrıca AİHM içtihatlarının Türkçe'ye çevrilerek tüm hakim ve savcılara ulaştırılması ve bunun takibinin yapılmasını sağlayacaklarını söyledi. Adalet Bakanlığı'nın Strazburg'a gönderdiği yeni genç kadroların "büyük bir heyecanla dosyalara daldıklarını" ifade eden Ergin, bu dosyaları tasnif ettiklerini, "bahse konu dosyalarla ilgili olarak mevzuatta iyileştirme, Türkiye'nin çok açık olarak haksız olduğu davalar varsa bu davalarda gerekirse savunma yapmama ya da dostane çözüm yoluna gitme gibi bir takım yöntemleri kullanmak" suretiyle dosyalarda önemli mesafe almayı umduklarını belirtti. AİHM'deki davalar karara bağlanmadan önce davaların düşürülmesi konusunda yapılacak çalışmayla ilgili bir soruya Adalet Bakanı Ergin, bu davalar açılmadan önce kabul edilebilirliğine bakıldığını belirterek, kabul edilmesi durumunda Türkiye'ye tebligat yapıldığı hatırlattı ve "Tebligat yapıldıktan sonra baktığınızda daha önce bu konuyla ilgili kararlar verilmiş olabilir ve Türkiye benzer davayı kaybetmiştir. Şimdi tekrar aynı savunmaları yapıp, tekrar o kadar dosyada mahkumiyet almak yerine önceki ihlal kararının gereğini yerine getirmek suretiyle henüz karar verilmemiş dosyaların gündemden düşmesini sağlayabileceksiniz, tazminattan kurtulacaksınız" diye konuştu. Ergin, Türkiye'nin etkin iç hukuk yolları oluşturmayı deneyeceğini belirterek, "Bu şekilde de toplu dosyaların AİHM'de mahkemeden karara dönüşmeden önce mahkeme Türkiye'yi izleyecek. Etkin bir iç hukuk yolu sunmuşsa artık o dosyalara bakmayacak ve o dosyaları Türkiye'ye geri gönderecek" diye konuştu. 2012 yılının son baharında Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru hakkının başlayacağını anımsatan Ergin, "Bu da bizi önemli ölçüde rahatlatacak diye temenni ediyorum" dedi. -Kaşif Kozinoğlu'nun ölümü ve cezaevi koşulları- Odatv davasında tutukla yargılanan Milli İstihbarat Teşkilatı mensubu Kaşif Kozinoğlu'nun cezaevinde ölmesinin ardından cezaevlerinde bir sağlık sorunu ortaya çıktığında ilk müdahale konusunda sıkıntı yaşandığına ilişkin eleştirilerin hatırlatılması ve hükümetin bu konuda adım atıp atmayacağıyla ilgili bir soruya Adalet Bakanı Sadullah Ergin, Türkiye'de cezaevlerinin standartlarının yükseltilmesi konusunda 2002'den bu yana önemli mesafeler alındığını belirterek, "Mükemmel noktada olduğumuzu söylemiyorum ama 2002 ile kıyas edilemeyecek noktadayız" dedi. 2002 yılından bu yana 203 ceza infaz kurumunun kapatıldığına işaret eden Bakan Ergin, bunların uluslararası standartlara uymayanlar olduğunu, bunların bir program dahilinde halen devam ettiğini ve mevcut bazı cezaevlerinin de kapatılması gerektiğini söyledi. Ergin, bu dönüşüm ve restorasyon sürecinin zamana ihtiyacı olduğunun altını çizerek, ceza infaz kurumlarında infaz yöntemlerinin hem yurt içindeki insan hakları örgütleri, vilayetlerde kurulmuş komiteler, meclis insan hakları komisyonu hem de yurtdışındaki bir çok uluslararası insan hakları örgütleri tarafından denetlendiğini bildirdi. Ergin, "Bu anlamda standartlarımız Avrupa Konseyinin, BM'nin, uluslararası standartların altında değil. Mükemmel olmadığımızı söyledim ama geçmişe göre çok daha iyi noktadayız. Daha reforme etmemiz, iyileştirmemiz gereken noktalar da var, bunu da inkar etmiyoruz." dedi. -Dışişleri ve Adalet Bakanlıkları arasında AİHM protokolü- Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Adalet Bakanı Sadullah Ergin, basın toplantısı öncesi iki bakanlık arasında Türkiye'nin AİHM sürecinde işbirliğini artırmak, daha etkin mekanizmalar oluşturmak ve Türkiye aleyhine açılmış dava sayısını azaltmak amacıyla etkin bir işbirliği kurmak için protokol imzaladı. Adalet Bakanı Ergin, iki bakanlık arasında imzalanan protokolün yürürlük tarihini 1 Mart 2012 olarak kabul ettiklerini belirtti.