CHP\'li Özel, Bozdağ ve Bahçeli\'nin sözlerini değerlendirdi
CHP\'li Özel\'den af açıklamalarına \'duygu istismarı\', Kandil söylemlerine ise \'siyasi hesap\' yorumu
Manisa\'da bir programa katılan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ\'ın Kandil\'e her an girilebileceği yönündeki açıklamasının, seçim öncesi yapılan siyasi bir hesap olduğunu iddia etti. MHP lideri Devlet Bahçeli\'nin af konusunu tekrar gündeme taşımasını da değerlendiren Özel, \"Af çıkacak demek duygu istismarından başka bir şey değildir\" yorumunu yaptı. Fethullah Gülen\'in iadesi talebi konusundaki incelemeyle ilgili de \"Heyetimiz raporunu hızla yazıyor\" dedi. Özel, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu\'nun 8 Haziran Cuma günü Manisa\'da bir dizi programa katılacağını da hatırlattı. CHP Grup Başkanvekili ve partinin Manisa\'dan 1. sıra Milletvekili adayı Özgür Özel, Manisa Girişimciler Derneği\'nin (MAGİDER) 24 Haziran seçimleri için düzenlediği \'MAGİDER Manisa Siyasetçilerini Dinliyor\' programının ilk konuğu oldu. CHP\'li Özel ile birlikte CHP Manisa 10. sıra milletvekili adayı Lale Erdoğan Tuncer, CHP Yunusemre İlçe Başkanı Serdar Bozyaka, MAGİDER Başkanı Ayberk Aloğlu ve sanayiciler de programa katıldı.
KILIÇDAROĞLU, 8 HAZİRAN\'DA MANİSA\'DA
CHP\'li Özel ilk olarak, partisinin Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu\'nun 8 Haziran Cuma günü Manisa\'ya gerçekleştireceği bir dizi ziyaretleri hatırlatarak başladı. Kılıçdaroğlu\'nun hem Manisa iş dünyasıyla, hem esnaf hem de vatandaşla buluşacağını söyleyen Özel, \"Saat 10.00 Manisa Ticaret ve Sanayi Odası\'nda sanayicilerin katılacağı bir toplantı yapılacak. Ulusal kanalların canlı yayın yapacağı program, 1.5 saat boyunca sürecek. Ağırlıklı olarak ekonominin konuşulacağı bir toplantı olacak. Daha sonra Sayın Genel Başkanımız saat 12.00\'de Manisalı kamyoncular ile bir araya gelecek. Sıkıntıları boyları aşmış olan Manisa Taşıma Kooperatifi üyeleriyle buluşacak. 500\'ün üzerinde kamyoncunun sıkıntılarını yakından dinledikten sonra, ulaştırma sektöründeki projelerimizi anlatacak. Ardından Saruhanlı ilçesinde kısa bir şehir turu yaptıktan sonra Akhisar ilçesine geçecek. Akhisar\'daki bir otelde yaklaşık 1000 kişilik bir katılımla esnaf, tüccar, sanayici, işadamları ve muhtarlarla bir araya gelecek. Orada 2018 seçim bildirgemizi, 24 Haziran sonrası CHP\'nin parlamentoda yapacaklarını, Cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce\'nin manifestosunda yer verdiği projeleri anlatacak\" dedi.
GÜLEN\'İN İADESİ TALEBİ KONUSU
CHP\'nin Cumhurbaşkanı adayı Muharrem İnce\'nin, Fethullah Gülen\'in iadesinin usule uygun yapılmadığı yönündeki iddiasına da yer veren Özel, \"Bildiğiniz gibi cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce, Fethullah Gülen\'in iadesinin usulüne uygun yapılmadığına ilişkin kendisine ulaşan bilgilerden sonra bu konuyu gündeme getirmiştir. Ardından bu konu bir polemiğe dönüştürüldü. Belgelerin oluşturduğumuz uzman kişiler tarafından incelenmesi talebimiz oldu. Bu talebe, geçtiğimiz günlerde nihayetinde cevap verildi. 4 Haziran Pazartesi günü saat 11.00\'de, 4 kişiden oluşan 2\'si milletvekilimiz, 2\'si de konunu uzmanı hukukçudan oluşan heyetimiz incelemelerini tamamladılar. 5 saati geçen incelemelerin sonucunda, bize heyetimizden verilen bilgi, gerekli incelemeleri yaptıklarını, kendilerine evrakların gösterildiğini, yaptıkları incelemelerde sayın Cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce\'nin dile getirdiği hassasiyetler, duyduğu rahatsızlıklar, kendisine ulaşan duyumları doğrular nitelikte eksiklikler tespit ettiklerini ifade ettiler. Heyetimiz raporunu hızla yazıyor. Hedefimiz bugün akşam saatlerinde raporumuzu sayın Cumhurbaşkanı adayımız Muharrem İnce\'ye ve Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu\'na sunmaktır. Konuyla ilgili detaylı açıklamalar sayın Muharrem İnce ve Genel Başkanımız tarafından önümüzdeki gün ve saatlerde yapılacaktır\" dedi.
\"BİNALİ YILDIRIM AK PARTİ\'NİN SON BAŞBAKANIDIR\"
Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ\'ın \'Başbakan\'ın son katıldığı Milli Güvenlik Kurulu\' açıklamasını da eleştiren Özel, \"Sayın Bekir Bozdağ, Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası bir açıklama yaptı. Bununla ilgili iki hususa cevap vermek gerekiyor. Dün, \'Başbakan\'ın son katıldığı Milli Güvenlik Kurulu\' dediler. Bugün \'Başbakanın katıldığı son Bakanlar Kurulu\'nu yaptık\' diyorlar. Ardından Türkiye Cumhuriyeti\'nin \'Son Başbakanı, son günleri\' diye Binalı Yıldırım, kendisini tanıtıyor. Bu haksızlık, hadsizlik. Bu yapılacak olan seçimlere ve Türkiye\'nin geleceğine ipotek koymadır. Bu kimsenin hakkında ve haddi de değildir. Doğru olan bir tek şey vardır. Binali Yıldırım Adalet ve Kalkınma Partisi\'nin son başbakanıdır\" dedi. Özel, İnce\'nn parti rozetini çıkardığını, partili bir Cumhurbaşkanı olmayacağını ve tüm halkı kucaklayacağını da sözlerine ekledi.
\"DEMEKKİ KAYBETMEYİ ŞİMDİDEN KAFAYA KOYMUŞSUN\"
AK Parti\'deki bakanların tekrar bakan olmayacağını söyleyen Özel, \"Bu ülkeyi eğer en iyi ekiple yönetiyorsanız, bakanlar kurulu en iyi ekibiniz değil midir? Damadınız, en iyi Enerji ve Tabii Baynaklar Bakanı değil miydi? Süleyman Soylu, bulabildiğiniz en iyi İçişleri Bakanı değil miydi? Hepsini neden milletvekili adayı yaptınız. Şimdi ki sistemde milletvekilleri bakan olamıyor. Parlamentoda 301 önemli diyorsunuz. Peki onlar parlamentodaysa, yani sizin A Takımı oldu, Z Takımı. Z raporunu aldınız. Gün sonunu aldınız, onları çekmeceye koydunuz. Oysa CHP parlamentodan ve parlamenter sistemden ümidini kesmediğini ifade etmektedir. Demek ki AK Partili bakanlar da geleceğin parlamenter sistemde olduğunu, iktidarın CHP, seçimi kazanacak olanın da Muharrem İnce olduğunu görüyorlar ki bizim önerdiğimiz sisteme doğru koşuyorlar. Kendilerinin önerdiği sistem bakanların dışarıdan atanmasıdır. Bir tanenizin içinde reisinize güven yok mu? Seçimi o kazanacak bana tekrar bakacak diye. Sayın Tayyip Erdoğan bu bakanlar kötüydüyse neden şimdi bakan yaptın. İyiyse neden milletvekili yapıyorsun. Gelecekte bakan yapmamayı kafaya koymuşsun. Demek ki kaybetmeyi şimdiden kafaya koymuşsun\" dedi.
\"AFRİN AYAKLARINA DOLAŞTI\"
Bekir Bozdağ\'ın \'Türkiye Kandil\'e girebilir\' açıklamasını da eleştiren CHP\'li Özel, Kandil\'e girmenin siyasi bir hesap olduğunu iddia ederek, \"Bu şu demek; \'Seçimi kazanamıyoruz. Bizim bir istismara daha ihtiyacımız var.\' Orduyu Mehmetçiği öne sürüp, oradan bir seçim kazanmak için bir şey bulur muyuz diye bakacaksınız. Mehmetçiğimizin ayağına taş değse, yüreğimiz sızlar. 16 yıldır Kandil\'e gitmeyenler son 16 günde mi gitmeye akıllarına koymuşlar. 16 yıldır Kandil ile her türlü ilişkiyi kuranlar, \'biz adayla konuşuyoruz\' diyenler, sizin konuştuğunuz sohbet ettiğiniz ve övdüğünüz ada Abdullah Öcalan\'dır. Mutabakat halinde dediğiniz dağ Kandil, oradaki Cemil Bayık\'tır. Şimdi herkes biliyor ki Kandil\'de PKK unsurları kalmamıştır. Ama seçimden ümidi kalmayanlar, Kandil\'e gitmeyi; Kandil\'e bayrak dikmeyi; PKK\'nın boşalttığı kandilin dağlarını F-16\'lar ile vurup buradan seçimde bir şey, bir güç elde etmeyi düşünmektedirler. 16 yıl boyunca Kandil ile ahbaplık yapanların son 16 günde Kandil\'e girme hesapları askeri ve milli menfaatleri değil, sadece ve sadece siyasi menfaatleri ifade etmektedir. Mehmetçik bu ülke için hangi görevi yaparsa başımızın tacıdır. Her zaman Mehmetçiğimizin arkasındayız. Ayağına taş değmesin Mehmetçiğimizin. Ama kimse de Mehmetçiği 24 Nisan seçim hesaplarına alet etmeye çalışmasın. Afrin hepimizin ortak meselesiydi. Afrin ayaklarına dolaştı. Afrin\'de gelen şehitlerin ailelerinin hepsinin sıvasız evlerde oturduğunu, gariban çocuklar olduğunu gördük. Bakan evlatlarının bedelli askerlikle teskere alıp, vatan evlatlarının siyaset uğrunda şehit edildiği bir saray düzenine hepimiz karşı çıkıyoruz\" dedi.
AF AÇIKLAMASINA, \"KAPALI OLAN FIRINDAN EKMEK ÇIKAR MI\" YORUMU
MHP lideri Devlet Bahçeli\'nin \'af\' açıklamalarına da değinen Özel, \"Bahçeli\'nin gündemde tuttuğu konu kendi samimiyetsizliğidir. Af, Anayasa\'ya göre, yasaya göre filan değil 5\'te 3 nitelikli çoğunlukla çıkar. Meclis açık olacak ve 330 milletvekili oy verecek. Meclis kapandı. Meclis kapanırken, Devlet Bahçeli\'nin partisi 1 gün önce AK Parti ile meclisi kapatmakta mutabakata vardı. Meclis kapanırken, sesini çıkarmadı. Şimdi af diyor. Kapalı olan fırından ekmek çıkar mı? Devlet Bahçeli vatandaşın gözünün içine baka baka onların duygularıyla oynuyor. Meclisin açık olmadığı bir dönemde \'Bayramdan önce af çıkacak\' demek vatandaşa duygu istismarından başka bir şey değildir. Bugün, kader mahkumlarından bahsediyor. Kader mahkumlarının ailelerini uykusuz bırakmak adı da Devlet olan ve devletin adamı olma iddiasında olan ama son süreçte bu konuda kendisine inananları çok mahcup eden birine de yakışmaz. Eğer af çıkacaksa toplumsal mutabakatla olur. Mecliste olur. Bütün partilerin katılımıyla olur. CHP olarak bir af konuşulacaksa önce toplumdaki mutabakatın aranıp, sonra da tüm partilerin mutabakat sağlaması gerektiğini biliriz. Bunun dışında her türlü ifadeyi söylemek duygu istismarından başka bir şey değildir\" dedi. CHP\'li Özel açıklamasının ardından programa katılan işadamlarının siyasetçilerden beklentilerini dinledi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
- MAGİDER\'in düzenlediği programdan görüntü
- CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel\'in açıklaması
Haber- Kamera: İlker KILIÇASLAN- Nermin UÇTU / MANİSA, (DHA)
=========================================
Kırık koldan ölüm davasında 210 bin TL\'lik tazminat kararı
Samsun\'da 2009 yılında, kırılan kolunun tedavisi için götürüldüğü özel hastanede, ameliyat sonrası yaşamını yitiren 5 yaşındaki Yiğit Yakup Sarı\'nın ailesi, başlattıkları hukuk mücadelesinde sona gelindi. Birbiriyle çelişkili adli tıp raporlarının damga vurduğu ceza mahkemesi sürecinde anestezi uzmanı F.B. beraat etti. Ancak ailenin açtığı Samsun 3’ncü Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki maddi ve manevi tazminat davası Sarı ailesinin lehine sonuçlandı. Mahkeme küçük çocuğun ölümünde hem anestezi uzmanı F.B.\'nin hem de hastanenin kusurunun bulunduğunu belirterek toplam 210 bin TL maddi ve manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Samsun\'un Atakum İlçesi\'nde 20 Ekim 2009\'da meydana gelen olayda, 16 yıllık evli 44 yaşındaki Ömer ile 37 yaşındaki Senem Sarı çiftinin üçüz çocuklarından 5 yaşındaki Yiğit Yakup Sarı, şeker almak için çıktığı mutfak tezgahından dengesini kaybedip düşerek sol kolunu kırdı. Bayındırlık İlkokulu ana sınıfı öğrencisi Yiğit Yakup Sarı, ailesi tarafından özel bir hastaneye götürüldü. Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Opr. Dr. S.A.A. tarafından muayene edilen Yiğit Yakup Sarı, aynı gün ameliyat edildi. 1 saat süren operasyonun ardından küçük çocuk normal servise alındı. Ancak, servisteki tedavisi sırasında çocuğun kalbi durdu. Doktorlar tarafından yapılan müdahale ile Yoğun Bakım Servisine alınan Sarı\'ya kardiyoloji uzmanı tarafından kalp pili takıldı. Yapılan tüm müdahalelere rağmen Yiğit Yakup Sarı,yaşamını yitirdi. Yapılan otopside kesin ölüm nedeni belirlenemeyince, Cumhuriyet Savcılığı soruşturma başlattı. Ardında da savcılık dosyanın İstanbul 1\'nci Adli Tıp İhtisas Kurulu\'na göndererek küçük çocuğun kesin ölüm nedeninin tespitini istedi. 14 ay sonra gelen raporda Yiğit Yakup Sarı\'nın akciğerlerinde iltihap olduğu, anestezi uzmanının bu durumu fark etmesi gerektiğini, eksiklik olduğu ve buna bağlı olarak anestezi ve ameliyatın yükü sonucu ortaya çıkan oksijensizlik ve gelişen komplikasyonlar nedeniyle hayatını kaybettiği belirtildi. Cumhuriyet Başsavcılığı da rapor doğrultusunda ameliyata giren anestezi uzmanı F.B.\'nin mesleğinde gerekli dikkat ve özeni göstermediği için taksirle bir kişinin ölümüne neden olmak suçundan hakkında 3\'ncü Asliye Ceza Mahkemesi\'ne dava açtı. Öte yandan aile hem hastane, hem de anestezi uzmanı F.B. hakkında 3\'ncü Asliye Hukuk Mahkemesi\'ne 140 bin TL\'lik maddi ve manevi tazminat davası açtı. Tazminat davası sürecinde hastane yönetimi ve anestezi uzmanı F.B., İstanbul 1\'nci Adli Tıp İhtisas Kurulu\'nun raporuna itiraz etti. Bunun üzerine kurul, ilk rapora eklenecek bir husus olmadığını belirterek aynı raporu tekrar gönderdi. Rapora ikinci kez itiraz edilmesi üzerine ceza mahkemesi bu defa dosyanın Adli Tıp Genel Kurulu\'na gönderilip tarafların kusur ve kusur oranlarını belirtir şekilde rapor hazırlanmasına karar verdi. Dosya Adli Tıp Genel Kurulu\'na gönderilirken, bu kez İstanbul 1\'nci Adli Tıp İhtisas Kurulu, mahkeme istemediği halde bir rapor daha gönderdi. 5 Eylül 2012 tarihli 3\'ncü rapor taraflara ulaştı. Üçüncü raporda \'Küçükte iltihabın mevcut olduğu, anestezi uzmanı tarafından değerlendirme sırasında fark edilmemiş olduğu, bu durumun bir eksiklik olduğu ancak çocukta tespit edilen humerus kırığının acilen ameliyat edilmesi gerektiğinden; tanı konulmuş olması durumunda da ameliyatın acil yapılmasının zorunlu olduğu, bu nedenle anestezi, ortopedi uzmanına kusur atfedilemeyeceği oy birliğiyle mütalaa olunur\' ifadesi yer aldı. Gelen son rapor Samsun 3’ncü Asliye Ceza Mahkemesi’ne gönderildi. Yapılan yargılama sonucunda, anestezi uzmanı F.B., 23 Ekim 2013\'de küçük çocuğun ölümünde kusuru olmadığı belirtilerek mahkeme tarafından beraat etti. 3\'ncü Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki hastane ve anestezi uzmanı hakkında açılan 140 bin TL\'lik maddi ve manevi tazminat davası süreci ise devam etti. Mahkeme 3 Ekim 2014 tarihindeki duruşmada tarafların kusurunun olup olmadığı, varsa kusur oranlarının ne kadar olduğunun belirlenmesi için 5 kişilik bilirkişi heyeti oluşturulmasına, Samsun’da bu konuda sağlık raporu alınacak bilirkişilerin de bulunmaması nedeniyle dosyanın nöbetçi Ankara Asliye Hukuk Mahkemesi\'ne gönderilmesine karar verdi. Ankara Üniversitesi\'nden oluşturulan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan son raporda ise \"Servis hemşirelerinin ifadelerine göre çocuğun ağzı kusmuk materyaliyle doludur ve büyük olasılıkla akciğerlerine aspire etmiştir. Bu bakımdan bize göre çocuğun ölüm nedeni büyük ihtimalle aspirasyona bağlıdır. Bu bağlamda bu kadar risk faktörü (tok olması ÜSYE) mevcut iken çocuğun neden anestezi sonrası uyanma ünitesine alınmayıp servise çıkarıldığı, yada hastanede neden uyanma ünitesinin bulunmadığı anlaşılmamış ve kesin kanaat oluşturulamamıştır\" ifadeleri yer aldı. Ceza davasında çıkan beraat kararına yapılan itiraz Yargıtay inceleme aşamasında iken bu rapor 5 Ekim 2015\'de dosyaya sunuldu. Ancak Yargıtay 17 Ekim 2016\'da verdiği kararla beraat kararını onadı. Adli yargılama hakkının ihlal edildiği gerekçesiyle yeniden yargılama talebiyle 24 Ocak 2017\'de Anayasa Mahkemesi\'ne bireysel başvuruda bulunan Sarı ailesi buradan da olumlu bir sonuç alamadı. 3\'ncü Asliye Hukuk Mahkemesi’ndeki hastane ve anestezi uzmanı hakkında açılan madde ve manevi tazminat davası geçen 24 Nisan\'da sonuçlandı. Mahkeme küçük çocuğun ölümünde hem doktorun hem de hastanenin kusurunun bulunduğunu belirtip 110 bin manevi, 100 bin 689 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi. Gerekçeli karar metninde \'Ceza hakiminin beraat kararının bağlayıcı olmadığından gerek yüksek sağlık şurasının raporu, gerekse üniversite hastanesinden aldırılan hekim raporlarına göre davacıların çocuğu ve desteği Yiğit Yakup sarı\'nın davalı şirkete ait hastanede 20.10.2009 tarihinde ameliyat olduğu ve hastanın servise çıkarıldığı, saat 21.02\'de hastanın kusarak aspire etmesi sonucu kalp ve solunumunun durduğu, davalı hekimin hastanın tok olduğunu göz önünde bulundurarak ameliyat sonrasında yeterince uyanması hava yolu kontrolüne yakın takip edip hastayı servise çıkarması gerekirken yükümlülüklerini yerine getirmediğinden kusurlu olduğu, hastanenin de aynı sebeplerle sözleşmenin tarafı ve doktoru istihdam eden sıfatıyla doktorun kusurlarından sorumlu olduğu anlaşılmıştır\' denildi. 3\'ncü Asliye Hukuk Mahkemesi’nin lehte verdiği karar Sarı ailesini sevindirdi. Baba Ömer Sarı, \"Bir kol kırığından hastaneye başvurduk ve burada çocuğumuz vefat etti. Bu olay olmasaydı şu anda 14 yaşında bir oğlum olacaktı. Biz bunun ezikliğini yaşıyoruz. Mahkemenin verdiği kazandığımız bu madde manevi tazminat 210 bin TL ama bizim için bu para önemli değil. Şu an benim duygularımı kimse anlayamaz. Yargı sürecinde bir çok gidiş geliş oldu ama sonuçta yargı bizim lehimizde hükmetti. Türk adaletine her zaman güvendik. Doktorun ve hastanenin kusuru sebebiyle oğlumuz gitti. Biz bu 9 yıl içerisinde çok yorulduk ne verseler de oğlumuz geri gelmeyecek ama bu davayı kazanmış olmaktan dolayı da mutluyuz çünkü burada doktorun ve hastanenin kusurlu olduğu kanıtlandı. Bizim için önem önemli olan da buydu\" diyerek sözlerine şöyle devam etti:\"Üçüz oldukları için oğlumun iki kız kardeşi ve sonradan dünyaya gelen bir kız kardeşi daha fazla. Kazandığımız bu tazminat ile başka çocukların canı yanmasın diye Yiğit 3 kız kardeşinin doktor olmaları için eğitimlerine harcayacağız. İnşallah mesleklerini iyi bir şekilde yapan ihmal yapmayan iyi doktorlar olacaklar.\"
Görüntü Dökümü:
-----------------------
-Baba Ömer ve anne Senem Sarı\'dan detay
-Yiğit Yakup Sarı\'nın mezarından arşiv detay
-Yiğit Yakup Sarı\'nın düştüğü mutfaktan arşiv detay
-Röportaj
-Detaylar
(SÜRE:3.30 Dk) (BOYUT:229.99 MB)
Haber:SAMSUN,(DHA)
==========================================
\"Ağaçlardaki kurumalar artezyen suyundan kaynaklanıyor\" iddiası
Aydın\'ın Germencik ilçesindeki, jeotermal tesisini bünyesinde bulunduran Güriş Holding\'ten, Germencik\'teki çok sayıda zeytin ve incir ağacının kuruması ve küçükbaş hayvanın telef olmasıyla ilgili açıklama yapıldı. Güriş Holding Genel Müdürü Ali Karaduman, ağaçlardaki kurumanın jeotermal kaynaklı değil artezyen kuyularından yapılan sulamadan kaynaklandığını söyledi.
Konuyla ilgili yaptığı açıklamada, Germencik\'teki kuruyan ağaçlarla ilgili basında çıkan haberler üzerine bölgede teknik araştırma yaptıklarını belirten Güriş Holding Genel Müdürü Ali Karaduman, \"Yukarı Galip Hoca ve diğer tespit edilen Kuşadası ile Ortaklar çevresindeki bazı bölgelerde, ağaçların kuruduğu gözlemlenmiştir. Biz daha önce bu olayı yaşamıştık. Buraya gelip baktığımda 10 yıl önceki görüntü gözlerimin önüne geldi. Biz de ilk zamanlar artezyen kuyularindan çıkan sularla bahçelerimizi sulamıştık. Gördük ki, bahçelerimiz sararmaya başladı. Bu esnada hemen kimyasal analizlerini yaptık. Burada bor ve klorun yoğun olduğunu gördük. Ziraat Fakültesi ve Devlet Su İşleri\'ne (DSİ) sorduğumuzda artezyen kuyularının kullanıma uygun olmadığını ve bu nedenle kullanmamamız gerektiğini söylediler. Derhal bu hatları iptal ettik. DSİ ile ve Aydın Belediyesi ile görüştük. İnsanların kullandığı suyu direk Belediye\'den, bahçe sulamalarını da DSİ\'den alıyoruz. Bunun ispatı da burası, bizim kendi zeytin bahçemiz jeotermallerin hemen ortasında yer almaktadır. Yıl içerisinde tabii ki bir iki tane hastalıklı ağaç oluyor ve kuruyabiliyor. Jeotermal alanındaki ağaçlarımızın tamamı yemyeşil ve meyveleri fışkırıyor\" dedi.
\"KURUMALAR PARSEL BAZINDA\"
Ağaçlardaki kurumaların parsel bazında olduğunu vurgulayan Karaduman, \"Devletimiz, hemen bu konuya el attı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile İncir, Zeytin Araştırma Enstitüleri ekipleri geldi. Burada bir ekip kurdular. Biz de kendileriyle birlikte çalışarak kurumaların nedenini araştırıyoruz. Parsel bazında yapılan sulamalar, neticesinde kurumaların parsel bazında olduğu gösteriliyor. Bu kurumalar havadan değil, havadan olsa tüm yapraklar sararırdı\" diye konuştu.
\"BİR DAMLA SUYU BİLE DIŞARIYA VERMİYORUZ\"
Jeotermel suları konusunda çok titiz davrandıkların vurgulayan Karaduman, \"Kuyulardan çıkan bir damla suyu dışarıya vermiyoruz. Sızma olma ihtimali ise hiç yok. Sızma olursa zaten kuyu başı 32 bar olduğundan her yerden su fışkırır. Su geçirmez betonlardan yaptığımız kuyulardan sıcak sularımızı alıyoruz. 90 derecedeki suyumuzu tekrar geriye basıyoruz. Kapalı bir sistem olması nedeniyle asla ve asla dışarıya su vermiyoruz. Drenaj hatlarımız zaten kapalıdır. Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü ekipleri zaman zaman habersiz gelerek gerekli kontrollerini yapıyor. Bizim herhangi bir nehre ve dışarıya su verme gibi bir ihtimalimiz kesinlikle yoktur. ABD\'liler geldi, test ettiler. Ödül alan bir firmayız\" dedi.
\"OKUL AÇILMASINI BEKLİYORUZ\"
Germencik\'te, \'jeotermalle ilgili mühendisler yetişsin\' diye 10 milyon dolara mal olan bir okul yaptırdıklarına dikkati çeken Karaduman, şöyle devam etti:\"Biz ayrıca burada Adnan Menderes Üniversitesi Yamantürk Meslek Yüksekokulu\'nu da yaptık. Bu okul bin 200 öğrenci kapasiteli ve 6 bin 500 metrekare. Okulu, spor salonu, engelli asansörü ve mobilyalarına kadar tanzim ettik. Biz öğrencilerimizin gelip burada eğitim almasını bekliyoruz. Nedeni de iyi eğitim alacaklar ki, tarıma doğru hizmeti verecekler.\"
\"EN KALİTELİ KUYULAR BİZDE\"
Ellerinden gelenin en iyisni yapmaya çalıştıklarında değinen Ali Karaduman, \"Burada bulunduğumuz alan yaklaşık 30 kilometrekaredir. Yaklaşık 100 tane kuyumuz var. Bunlar üretim ve enjeksiyon kuyusudur. Bu kuyular ortalama 3 bin metre derinliğindedir. En kaliteli kuyuları açmış pozisyondayız. Bizim jeotermal santrallerinde çalışanların yüzde 98\'i Germencikli ve Aydınlı\'dır\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
--------------------------------
-Jeotermal tesisi bahçesindeki yeşil alanlar ve zeytin ağaçlarından görüntü
-Güriş Holding Genel Müdürü Ali Karaduman ile röp.
-Jeotermal tesisinden görüntü
-Genel ve detay görüntüler
Haber-Kamera: Burhan CEYHAN / AYDIN, (DHA)
==========================================
Azmi sayesinde ilçenin en çalışkan kadını oldu
Rize’nin Fındıklı ilçesinde oturan Selma Güldan (55) çalışkanlığı ile ilçede örnek oluyor. Konfeksiyon ve takı mağazası işleten, çiçek ve sebze yetiştiriciliği ile tavuk besiciliği yapan kadın, yumurta ve sebzelerin çoğunu ihtiyaç sahiplerine dağıtıyor, kalanı ise satarak kendisine gelir elde ediyor. Selma Güldan, azmi ile ilçenin en çalışkan kadını olarak gösteriliyor.
Fındıklı ilçesinde oturan 2 çocuk annesi Selma Güldan, bir süre önce vefat eden eşinin ardından iş hayatına atılmaya karar verdi. Konfeksiyonculukla işe koyulan kadın işi ilerletti, yanındaki dükkanı da kiralayarak takıcı açtı. Farklı iş alanlarına giren Güldan, çiçek yetiştiriciliğine merak saldı. Evinin bahçesini seraya dönüştüren ve 50’yi aşan çiçek çeşidi yetiştiren kadın civar ilçelere toptan çiçek satışına başladı. Bağ ve bahçe işleri de yapan Selma Güldan, tarlasında sebze yetiştiriciliği yaparak gelir elde etmeye başladı. Bahçesinde kümes kuran ve başladığı tavuk besiciliğinden elde ettiği yumurtalar ile tarlasındaki sebzeleri ihtiyaç sahiplerine de dağıtan, kendisi de tüketen Selma Güldan, çalışma azmi ile ilçenin en çalışkan kadını olarak gösteriliyor.
‘ÇALIŞINCA DEĞİL, OTURUNCA YORULUYORUM’
Farklı iş kollarında çalışmasına rağmen zorluk yaşamadığını anlatan Selma Güldan, çalışmayı çok sevdiğini belirterek “Pazar günü bile çalışıyorum. Ben dinçliğimi çok çalışmaya borçluyum. Şimdiki gençler çalışmayı pek sevmiyor ama benim için çalışmak hayatımda olmazsa olmazdır. Ben çalışmadan duramayan bir insanım. Çalışınca değil, oturunca yoruluyorum\" dedi. Bahçesinde yetiştirdiği çiçekleri pazarda sattığını söyleyen Güldan, \"Çiçekçilik merakım annemden geliyor. Annemin çiçeklere büyük merakı vardı. Bende küçükken ondan görüp özenirdim. İçimde bir uhdeydi, şimdi gerçeğe dönüştürdüm. 50 dolayında çiçek çeşidi yetiştiriyorum. İlçelere satıyorum. Bunun yanında tavuk besliyorum. Köy yumurtalarını satıyorum, ihtiyaç sahiplerine de veriyorum. Ekip, biçtiğim tarlam var. Patlıcan, salatalık, lahana, mısır gibi sebzeler yetiştiriyorum. Bahçemde yetişen sebzeleri yemesem bile insanlara dağıtırım\" diye konuştu.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ:
------------------------------
-Çiçek yetiştiriciliği detayları
-Konfeksiyon ve takı mağazası detayları
-Bahçe ve tavuk kümesi detayları
-Selma Güldan ile röp.
Haber: Muhammet KAÇAR - Kamera: Aytekin KALENDER/RİZE,(DHA)
==========================================
Hakkari\'de 6 kiloya ulaşan dağ mantarları şaşırtıyor
Hakkari\'nin Çukurca ilçesinde yetişen ağırlığı 6 kiloya kadar ulaşan dağ mantarları görenleri şaşırtırken, bölge halkının geçim kaynağı da oluyor.
İlçe halkı bölgedeki yoğun yağışların ardından çıkan ve halk arasında \'göbelek\' olarak adlandırılan dağ mantarlarını toplamak için dağ ve yaylalara akın ediyor. Toplanan mantarlar bazı ailelerin geçim kaynağı olurken, mantarlar şehir merkezinde kilosu 30 liradan satışa sunuluyor. Çukurca ilçe merkezine yaklaşık 10 kilometre uzaklıkta bulunan Kavuşak köyünden mantar toplamaya giden Hekim Namoğlu, topladığı mantarların ağırlığının 6 kiloya kadar çıktığını, belirterek, \"Dağlarda yetişen ot, mantar ve pancar çeşitleri geçim kaynağımız\" dedi.
GÖRÜNTÜ DÖKÜMÜ
-------------------------------
-6 kiloya kadar çıkan mantarı gören vatandaşların meraklı bakışları
-Hekim Namoğlu ile röportaj
-Genel Detaylar
BOYUT: 114 MB ,SÜRE: 1 DAKİKA 1 SANİYE
Haber:Mehmet ÖZKAN/HAKKARİ, (DHA)
===========================================
\'Dilek Ağacı\' çocukların hayallerini gerçekleştirdi
Konya Barosu Çocuk Hakları Komisyonu tarafından hayata geçirilen \'Dilek Ağacı\' projesinde dilekte bulunan Derbent ilçesinde yaşayan çocuklar, hediyelerine kavuştu.
Kırsalda yaşayan çocukların dileklerini yerine getirmek için 1,5 ay önce ‘Dilek Ağacı’ projesi başlatan Konya Barosu Çocuk Hakları Komisyonu, ilk ve ortaöğretimdeki 600 öğrencinin dileğini yerine getirdi. İlk olarak Derbent ilçesinde oturan öğrencilerden topladıkları dileklerinin yazılı bulunduğu notlarla, adliye binasında sembolik dilek ağacı oluşturdu. Çocukların el yazılarıyla istedikleri dilekleri çeken hakim, savcı, avukatlar ile adliye çalışanları kağıtta yazılı olan istek hediyeye alıp, baroya teslim etti. Konya Barosu Çocuk Hakları Komisyonu, 600 öğrencinin de hediyelerini iki kamyonete yükleyerek Derbent ilçesine götürdü.
Derbentte yaşayan çocuklar, heyecanla hediye kutularını açarak istedikleri dileklerine kavuşmuş oldu. Dilekleri arasında, askeri üniforma, kaykay, paten, saz, kumandalı araba, kıyafetler ve ayakkabıları gören miniklerin sevinçleri gözlerinden okunuyordu.
ÇOCUKLARIN KALBİNE DOKUNDUK
Derbent Kaymakamı Aziz Kayabaşı ile birlikte okulları tek tek dolaşarak, çocuklara hediyelerini veren Konya Barosu Başkanı Mustafa Aladağ, \"600 çocuğumuzun hayallerini isteklerini gerçekleştirdik. Çocuklarımızın mutluluğunu sağlayabildiysek ne mutlu bize\" dedi. Çocuk Hakları Komisyon Başkanı avukat Hande Bağcı ise şunları söyledi:\"Çocukları mutlu etmek, onların gözlerinin içinin güldüğünü görmek tarifsiz mutluluk. Çocuklarımızın kalbine dokunduk. Mutluluklarına şahit olduk. Projemiz devam edecek. Daha birçok çocuğun sevincine ortak olacağız. \"
Görüntü Dökümü:
------------------------
-Çocukları hediyelerin dağıtılması
-Hediyelerini almaları
-Genel ve detay
Haber: Hasan DÖNMEZ KONYA,(DHA)