Hülya Karabağlı
T24/ ANKARA
“Demokratikleşme mahkemeler eliyle gerçekleşemez” diyen Devrimci 78’liler Federasyonu, “Kenan Evren, Cemal Gürsel Cevdet Sunay’ın cumhurbaşkanı unvanlarının geri alınması için TBMM’ye çağrıda bulundu.
“Darbecilerin yargılanması konusunda iktidar topu yargıya atarak sorumluluktan kurtulamaz” diyen Devrimci 78’liler, darbecilerin yargılanabilmeleri için siyasi irade gösterilmesini ve yasal düzenlemelerin yapılmasını istedi.
Devrimci 78’liler Federasyonu’nun TBMM’ye açık çağrısı şöyle:
12 Eylül 2010’da yapılan referandumla darbecilerin yargılanmasını önlediği varsayılan, Anayasanın Geçici 15. Maddesi kaldırılmıştır. Darbecilerin yargılanması toplumun bütün kesimlerince kabul görmüş, 12 Eylül darbecilerinin yargılanması için savcılık iddianame hazırlamış ve 12 Eylül cuntasına dava açılmıştır.
‘Hükümet darbecilere verilen unvanlar için adım atmadı’
-Darbe rejiminin ortadan kalkması için meclis siyasi irade göstermelidir.
-Darbecilerin yargılanması konusunda iktidar topu yargıya atarak sorumluluktan kurtulamaz. Darbecilerin yargılanabilmeleri için siyasi irade gösterilmeli, gerekli yasal düzenlemeler yapılmalıdır.
-Hükümetin Darbe döneminde vatandaşlıktan çıkartılan arkadaşlarımızın duruşmayı izleyebilmeleri için yurda giriş çıkış yapmalarına ilişkin yasal düzenlemeleri yapmasını ve ulaşım olanaklarını sağlamasını istiyoruz.
-Darbe marifetiyle, süngü gücüyle seçilen Kenan Evren, Cemal Gürsel ve 12 Mart Muhtırasının sorumlusu Cevdet Sunay’ın cumhurbaşkanı unvanları geri alınmalıdır.
‘Darbeciler ve yandaşların akademik unvanları geri alınmalı’
-Darbecilerin ve birlikte oluşturdukları suç örgütlerinde görev alan bütün rütbelilerin rütbeleri geri alınmalı, resmi sivil tüm suçlular yargılanmalıdır.
-Darbecilere ve yandaşlarına verilen tüm akademik unvanlar geri alınmalı, darbecilerin ve yandaşlarının adları okullarımızdan, sokaklarımızdan, meydanlarımızdan silinmeli, yerine demokrasi mücadelesinde kaybettiklerimizin adı verilmelidir.
‘Servetleri açıklanmalı, mal varlıklarına el konulmalı’
-Darbecilerin servetleri açıklanmalı, mal varlıklarına el konulmalı, emekli maaşları kesilmeli ve bu kalemler kurulacak 12 Eylül Tazminatları Fonu’na aktarılmalıdır.
-Darbeleri ve darbecileri övenler, suçu ve suçluyu övmekten yargılanmalıdır.
-Başta YÖK, MGK, RTÜK olmak üzere Darbe düzeninin tüm kurumları ortadan kaldırılmalıdır.
-Cunta döneminde bu ülkede yaşayan, yargılanan, gözaltına alınan, kaybedilen, idam edilen, işkenceyle öldürülen, zulmedilen herkesten devlet adına özür dilenmeli, resmi ve gayri resmi kanallar aracılığıyla tüm topluma duyurulmalıdır.
‘OHAL mahkemelerindeki kararlar yok sayılmalı’
-Özrün anlamlı olması mağdurların ve toplumun hakikati bilmesi ile mümkündür. Hakikatin ortaya çıkarılıp, anlatılması için gerekli çabalar gösterilmeli ve önlemler alınmalıdır.
-Cunta döneminde, sıkıyönetim mahkemelerinde, olağanüstü hal mahkemelerinde verilen kararlar yok sayılmalıdır. Bu dönemde verilmiş kararlara bağlı kısıtlılıkların tamamı kaldırılmalı, bu mahkemeler tarafından cezalandırılan kişilerin itibarı iade edilmelidir.
-Ceza alıp almadığına bakılmaksızın Cezaevlerinde geçen süre sigortalılığa sayılmalı sigorta primleri devlet tarafından ödenmelidir.
-10 yıl ve üzeri sürelerde cezaevinde kalanlara, süreye bakılmaksızın emeklilik hakkı tanınmalıdır.
-Darbe döneminde vatandaşlıktan çıkartılanlar kayıtsız şartsız vatandaşlığa geri alınmalıdır.
-İdam edilenlerin, işkencelerle katledilenlerin ailelerine ve cuntanın bedel ödettiği herkese menfi ve müspet zararlarını karşılayacak şekilde tazminat ödenmelidir.
-Darbe sonrası işten el çektirilenlerin bu nedenle uğradıkları maddi ve manevi zararları tazmin edilmelidir.
-Mağduriyetleri nedeniyle düzenli gelirden yoksun kalanlara, hayatlarını onurlu bir şekilde devam ettirmelerini sağlayacak düzeyde aylık bağlanmalıdır.
-Başta Diyarbakır Zindanı, Mamak Askeri Cezaevi ve Metris Askeri Cezaevi olmak üzere ülke genelinde zulüm merkezine dönüştürülen her yer; toplum belleğini diri tutmak adına, direnenlerin ve zulmedilenlerin tarihini dile getiren müzelere dönüştürülmelidir.
-Bunun yanında kolektif hafızayı canlı tutacak eğitim ve kültür faaliyetleri düzenlenmelidir.
-12 Eylül anayasası derhal kaldırılmalı yerine demokratik, katılımcı bir anayasa yapılmalıdır.
-12 Eylül darbesiyle derinleşen Kürt sorununda, barışçıl demokratik çözüm gerçekleştirilmelidir. Bu alanda başta TMK ve Özel Yetkili Mahkemeler olmak üzere mevcut ifade ve örgütlenme özgürlüğüne ilişkin bütün engeller ortadan kaldırılmalıdır.
-Siyasi partiler kanunu demokratikleştirilmeli, %10 seçim barajı kaldırılmalıdır.
Çünkü %10 seçim barajı 12 Eylül’ün ruhudur.