Gündem

Devlet Bahçeli'nin Türkiye'de son 16 yılda siyasete yön veren kararları

Hükümet ortağı olduğu 2002'de, AKP'yi iktidara taşıyan genel seçimin yapılmasını isteyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün beklenmedik şekilde 26 Ağustos'ta erken seçim çağrısı yaptı. Bahçeli'nin yarın Cumhurbaşkanı Erdoğan ile yapacağı görüşme büyük

29 Nisan 2018 20:30

Hükümet ortağı olduğu 2002'de, AKP'yi iktidara taşıyan genel seçimin yapılmasını isteyen MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli bugün beklenmedik şekilde 26 Ağustos'ta erken seçim çağrısı yaptı.

Devlet Bahçeli'nin yarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yapacağı görüşme büyük önem kazandı.

MHP liderinin son 16 yılda Türk siyasetine yön veren kararlarını derledik.

Devlet Bahçeli, 1999 seçimlerinde DSP ve ANAP'la kurulan koalisyon hükümetinde Başbakan Yardımcısı olarak görev aldı.

Koalisyon hükümetinde ilk kırılma, 13 Şubat 1999'da Abdullah Öcalan'ın yakalanıp Türkiye'ye getirilmesinden sonra "idam tartışması" ile başladı.

Avrupa Birliği müzakere süreci nedeniyle Türkiye idam cezasını kaldırmaya hazırlanırken, Bahçeli Öcalan'ın idamı için diretti ancak dönemin başbakanı Bülent Ecevit'in yoğun çabaları sonucu göstermelik olarak idam cezası verilse de bu sonra bu ceza müebbete çevrildi.

Koalisyon idam tartışması sınavını verse de, görünür gerekçesi, dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in, Bülent Ecevit'e anayasa kitapçığı fırlatması olan 2001 ekonomik krizi ve arkasından da Mayıs 2002'de Ecevit'in artan sağlık sorunları koalisyon için sonun başlangıcını hazırladı.

Tartışmaların DSP içine de yansımasıyla Temmuz ayı içinde DSP grubunun sayısı, Ecevit'in görevden çekilmemesine tepki gösteren milletvekillerinin istifasıyla yarı yarıya düşmüştü.

Bu gelişmeler sırasında koalisyon hükümetinin ikinci büyük ortağı MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 7 Temmuz 2002 günü, partisinin Bursa'nın Keles ilçesinde düzenlediği 11. Kocayayla Türkmen Kurultayı'nda yaptığı açıklamada 3 Kasım 2002 tarihinde erken seçim yapılmasını istedi.

16 Temmuz 2002'de koalisyon hükümetini oluşturan üç partinin genel başkanları arasında yapılan zirve toplantısında 3 Kasım'da erken seçim yapılması kararı alındı ve bu karar TBMM'de 31 Temmuz 2002'de onayladı.

Türkiye, böylece 3 Kasım'da 16 yıldır iktidarda olan AKP iktidarıyla tanıştı.

Devlet Bahçeli, Erdoğan'ın karşısına aday çıkma olasılığı ve KHK'lare yönelik eleştirileri nedeniyle bugün sert sözlerle eleştirdiği 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e 2007'de Cumhurbaşkanlığı yolunu açan isim oldu.

Anayasa Mahkemesi cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda Genel Kurul'da 367 milletvekilinin bulunması gerektiği yönündeki kararı sonrası Köşk seçimi yapılamayınca genel seçime gidildi.

Barajı aşarak Meclis'e giren MHP'nin lideri Bahçeli seçimden kısa süre sonra yaptığı açıklamada, "Eğer konu Anayasa Mahkemesi'nin son kararına göre 367 sayısı açısından değerlendiriliyorsa MHP cumhurbaşkanlığı seçiminde orada olacaktır" dedi.

MHP'nin Genel Kurul'daki oylamaya katılma kararı, Gül'e o zaman Cumhurbaşkanlığı'na temsil eden Çankaya Köşkü'nün yolunu açtı.

Gül, 28 Ağustos 2007'de 11. Cumhurbaşkanı seçildi.

AKP hükümeti, 7 Haziran 2015'de yapılan genel seçimlerde, iktidara geldiği 2002 seçimlerinden sonra ilk kez, tek başına hükümet kuracak oy oranına ulaşamadı.

Devlet Bahçeli, daha resmi sonuçlar açıklanmadan, 7 Haziran akşamı kendisinin "hiçbir hükümet formülü içinde olmayacağını" ilan edip, kendilerine "ana muhalefet görevi verilmesini" talep etti.

Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesi nedeniyle, dönemin başbakanı ve AKP Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu koalisyon için arayışlara başladı.

Kapısı çalınan Bahçeli, AKP'nin koalisyon teklifini reddederken, koalisyon formülleri de önerdi.

Bahçeli, "Birinci koalisyon modeli, baştan bu yana birliktelikleri devam eden AKP-HDP arasında olması lazımdır. 2. bir koalisyon modeli. AKP-CHP ve HDP" diyerek, bir kez daha hiçbir hükümet formülünde yer almayacağını ilan etti.

AKP'nin ilk istediği formül olan "AKP-MHP koalisyonu"nun olmayacağı anlaşılınca, Erdoğan'ın hiç istemediği formül olan "AKP ile CHP koalisyonu" konusunda günlerce görüşmeler sürdü ancak sonuçsuz kaldı.

Erdoğan CHP'ye hükümeti kurma görevi vermeyince, geçici hükümet kurularak 1 Kasım 2015'te erken seçim kararı alındı.

Temmuz 2015'de PKK'nin çözüm sürecini bitirdiğini açıklaması ve arkasından Ankara, İstanbul gibi büyük kentlerde yaşanan ve onlarca insanın yaşamını yitirdiği IŞİD ve PKK saldırıları ülkede büyük bir kaos ortamı yarattı.

"Güven" arayışındaki seçmen yüzde 49,5 oyla AKPyi bir kez daha tek başına iktidara taşıdı.

Devlet Bahçeli 15 Temmuz 2016'da yaşanan darbe girişimi sonrasında yapılan Yeni Kapı Mitingi'ne katılarak iktidara koşulsuz destek açıkladı.

Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra gündeme getirdiği Başkanlık Sistemi'ne karşı olan Bahçeli, 15 Temmuz'dan sonra ise tutum değiştirdi. 11 Ekim 2016'da grup toplantısında yaptığı "sürpriz" açıklamayla, AKP'ye, dolayısıyla Erdoğan'a "başkanlık önerisini Meclis'e sunması" çağrısı yaptı.

Bahçeli, "Fiili duruma hukuki boyut kazandırmak gerek" diyerek başkanlık sistemine geçilmesi gerektiğini söyledi. Bundan sonraki süreç hızla ilerledi,

Ocak 2017'de adına iki partinin "cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi" dediği, "Türkiye tipi başkanlık sistemini" içeren anaysa değişikliği TBMM'den geçti.

Referandum aralığında kabul edilen değişiklik 16 Nisan 2017'de halkoylamasına sunuldu.

Bahçeli, anayasa referandumda "Evet" diyeceklerini açıkladı ve anayasa değişikliği yüzde 51,4 "Evet" oyuyla kabul edildi.

Bahçeli, Türkiye'de "sistem değişikliği"nde de kilit rol oynadı.

15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi öncesi Erdoğan'a en sert eleştiriler yönelten, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Erdoğan'a karşı, CHP ile birlikte çatı aday Ekmeleddin İhsanoğlu'nu destekleyen Bahçeli, darbe girişimi sonrasında başlayan başkanlık anayasası ortaklığını, yine kritik bir hamle ile "ittifaka" taşıdı.

Anayasa değişikliğinin kabul edilmesinin ardından Türkiye gündemine erken seçim tartışması girdi.

Bahçeli, 8 Ocak 2018'de medya temsilcilerine partisinin cumhurbaşkanı adayı göstermeyeceğini ve Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıkladı. Yapılacak uyum yasaları düzenlemesi ile önce yüzde 10'luk seçim barajının düşürülmesini talep eden Bahçeli, Erdoğan'la yaptığı görüşmeler sonrasında ittifak yapabileceklerini açıkladı ve bunun "cumhur ittifakı" olabileceğini bildirdi.

AKP'den de olumlu yanıt gelince, siyasi partilerin isimlerinin oy pusulalarında yer alacağı resmi ittifak düzenlemesi TBMM'de kabul edildi.

Düzenleme, ittifak yapan siyasi partilerden birinin yüzde 10'un üzerinde oy alması halinde "barajı geçmiş sayılacağı" hükmü içerdiği için, Bahçeli partisini TBMM'ye sokmayı da garantilemiş oldu.

Devlet Bahçeli, son kritik çıkışını da yine partisinin grup toplantısında ve 16 Nisan 2017 referandumunun yıldönümünden bir gün sonra yaptı.

Tıpkı 2002'de olduğu gibi, cumhurbaşkanlığı ve milletvekili genel seçimlerine yaklaşık 1,5 yıl kala, seçimlerin 26 Ağustos 2018'e alınması çağrısında bulundu.

Bahçeli'nin bu kararında, Mart 2019'da yapılacak olan yerel seçimlerden çıkabilecek olumsuz sonuç ve AKP ile seçim kampanyası sürecinde tabanda yaşanabilecek kırılmaların yaklaşık 7 ay sonra yapılacak olan genel seçim ittifakına "olumsuz yansıyabileceği" endişesinin yattığı belirtiliyor.