İzmir'de 117 kişinin yaşamını yitirdiği depremin yıl dönümünde Yücel Yılmaz Apartmanı'nda oturan depremzede yurttaşların çilesi bitmedi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İzmir'de 30 Ekim Depremi sonrası Bayraklı Mansuroğlu Mahallesi'ndeki 64 daire ve 13 dükkandan oluşan Yücel Yılmaz Apartmanı'na 12 Kasım 2021'de 'Ağır hasarlı' raporu verdi. Mühürlenen binanın ağır hasarlı olduğuna dair resmi tebligat da 12 Kasım'da kat maliklerine yapıldı.
Bakanlık yetkilileri, 1 Aralık 2021'de ise Yücel Yılmaz Apartmanı'nı riskli yapı olduğu gerekçesiyle yıktı. Ancak yine 12 Kasım’da binada inceleme yapan DASK yetkilileri ise “Az hasarlı” raporu çıkardı. Binaları yıkıldıktan yaklaşık iki hafta sonra Doğal Afet Sigortaları Kurumu'nun (DASK) az hasarlı raporu verdiğini öğrenen kat malikleri ise büyük şaşkınlık yaşadı.
DASK, kendi raporuna dayanarak Yücel Yılmaz Apartmanı kat maliklerine 6 bin ile 13 bin 580 TL arasında değişen düşük miktarlarda tadilat ödemesi çıkardı.
''Olmayan binayı nasıl tamir ettireyim''
Kat maliklerinden Türkan Değirmencioğlu, binayı incelemeye gelen DASK ekiplerine tepki göstererek şöyle konuştu:
"Bakanlığın ağır hasarlı tebligatı sonrası DASK ekipleri geldi. Binadaki daireleri inceledikten sonra en son benim daireme geldiler. Dairem berbat durumdaydı. Banyo kapısı yan dönmüş, mutfak dolapları kaymış, duvarlar çatlamış. Duvarlardan içeriye güneş ışığı sızıyordu. Buna rağmen DASK eksperi bize tadilat parası uygun görmüş. Biz bunu öğrendiğimizde binamız tamamen yıkılmıştı. 1 Aralık'ta Çevre Şehircilik Bakanlığı binamızı yıktı sonra da 'Ya pardon, sizin binanız aslında az hasarlıymış, biz tebligatı size yanlış yapmışız' diye sözlü olarak bildirim yaptılar. DASK'ın yıkılmış olan bina için verdiği 13 bin lira ile olmayan binanın neresini tamir ettirebilirim. 15-20 kez, ayrı ayrı maillerle ve yazılı başvurular yaptık. En son avukatımız yasal bir başvuru yaptı. Tamamına ret cevabı verdiler. Bize, ‘DASK olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı'na bağlıyız. Binanızın yıkım kararını Çevre Şehircilik Bakanlığı verdi, biz o kararı tanımıyoruz’ diyorlar. Devlet aynı devlet. Devletin bir kurumunun aldığı kararı diğeri tanımıyor. Onların arasındaki çelişki nedeniyle vatandaş mağdur oluyor. İzmir olarak devletiyle mahkemelik olmayı seven bir halk değiliz. Maalesef şu an DASK ile mahkemeliğiz. 17 yıldır düzenli DASK poliçesi yaptıran biriyim. DASK televizyonlarda ünlülerle boy boy reklamlar yaptırıyor. Keşke o reklamlara harcadığı paraları poliçesini yaptırmış sigortalılarına vermiş olsaydı. Artık mecbur olmadıkça sigorta yaptırmam diye düşünüyorum."
20 yıldır oturduğu Yücel Yılmaz Apartmanı'nın bakanlık tarafından yıkıldığını anımsatan Muhammet Kurşun, ise şunları aktardı:
"DASK bana 6 bin 438 TL ödeme yaptı. DASK'taki arkadaşlarla iletişime geçtik. 'Muhatabınız bakanlık' dediler. Yazışmalarda bize depremin binamızda hasar yaratmadığı ve hafif hasarlı bina için ödeme yapamayacaklarını söylediler. Aylar geçtikten sonra Çevre Şehircilik İlçe Müdürlüğü'nde yetkili müdür arkadaşımız ‘DASK'ı mahkemeye verin’ dedi. Şu an mahkeme sürecini başlattık."
Bir diğer mağdur yurttaş Mehmet Özçevik ise "Depremden beri mağduruz. Evimiz yıkıldı. DASK'ın ödediği 6 bin lira tadilat parası. Bu ne boyaya ne de badanaya yeter. Zaten binamız devlet tarafından yıkıldı, yerle bir oldu. Katlarımız bile belli değil, ne alacağımızı bilmiyoruz. Çok mağduruz. Bir an evvel bunun çözülmesini istiyoruz" diye konuştu.