Gündem

Demirtaş: Kapatılan kanallar onurlarını satmış olsaydı, bugün onlara polis değil, bakan giderdi

"Özgürlük mücadelesi için gerekirse bedel ödeyeceğiz ama teslim olmayacağız"

04 Ekim 2016 16:48

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, İMC TV ve Hayatın Sesi TV başta olmak üzere medya kuruluşlarının kapatılmasına tepki göstererek, "Kapatılan basın kuruluşları onurlarını satmış olsaydı, bugün onlara polis değil, bir bakan giderdi konuk olarak" dedi.

"Anadilimizde konuşma yapamıyoruz diye utanmadan sıkılmadan bizi suçluyorlar. Sonra da gidip Kürtçe çocuk kanalını kapatıyorlar" diyen Demirtaş, "Meclis'te 2 parti var, HDP ve diğerleri. Bizden başka direnen yok, başka umut yok. Hepsi Saray’ın önünde süt dökmüş kedi gibi. Korkacak zaman değil. Özgürlük mücadelesi bedel istiyorsa, bu bedeli ödeyeceğiz ama teslim olmayacağız" diye konuştu

Partisinin grup toplantısında konuşan Demirtaş'ın açıklamalarından satır başları:

"Alevi yurttaşlarımız, Kerbela’da yaşanan katliamı anmak için 12 gün boyunca oruç tutuyorlar. Orucunuz hak yolunda kabul olsun. Muharrem orucu Kerbela  yası tutulurken Diyanet Başkanlığı Ramazan ayındaki imkanları sunacak mıdır? Bir inancın nerede ibadet edeceğini belirlemek devletin işi değil ki. Kritik nokta laiklik. Laiklik yoksa bu herkesin zararına. Diyanet İşleri Başkanı’nın Cemevleri’ndeki programlara dair bir programı var mı? Yok. Aldığın maaşın yarısı Alevilerden geliyor.

Kendisine saray inşa etmek isteyen Yezid anlayışı devam ediyor. Bize düşen, Yezid’e karşı Hasan olmak, Hüseyin olmaktır. Yezid'e karşı barış arayışından vazgeçmemektir. 

AKP dini diye bişey icat ettiler. Örneğin hırsızlık haram değil AKP dininde, yolsuzluk rüşvet nerdeyse madalya sebebi. DBP'li belediyelere kayyım atıyorlar. Niye? Çünkü hırsız değiller.

Neymiş yüzde 50 oy alıyorlarmış. Haysiyetsizlik yüzde 50 ediyorsa kusura bakmasınlar. Bilsek yüzde 99 oy alacağız, haysiyetsizlik yapmayız biz. Demirtaş sokağa çağırmışmış. Tekrar çağırıyorum. 15 Temmuz'da meşru da, vekiline dokunulunca sokağa çıkana mı gayri meşru?

Kapatılan basın kuruluşları onurlarını satmış olsaydı, bugün onlara polis değil, bir bakan giderdi konuk olarak. Anadilimizde konuşma yapamıyoruz diye utanmadan sıkılmadan bizi suçluyorlar. Sonra da gidip Kürtçe çocuk kanalını kapatıyorlar.

Herkes bu hükümeti aldatıyor, dünyanın en keriz hükümeti.

Meclis'te 2 parti var, HDP ve diğerleri. Bizden başka direnen yok, başka umut yok. Hepsi Saray’ın önünde süt dökmüş kedi gibi. Korkacak zaman değil. Özgürlük mücadelesi bedel istiyorsa, bu bedeli ödeyeceğiz ama teslim olmayacağız."