Var olmak için yaşıyoruz sesimizi duyun diye alemlere küfrederken hepimiz, sizler uyurken sırayla bonzai ile ölüyoruz.
Işıl ışıl bir cadde de mendil satan altmışına merdiven dayamış bir babanın ezikliği altında debelenip duruyoruz, bu kaderi yırtmak için… Olmuyor…
Biz de aynı caddeden parlak saçlarımız, güzel kokularımızla erken yaşta nişanlanıp aynı kaderi paylaştığımız mahalleden geçiyoruz da… Yine de sizlerden biri olamıyoruz…
Tekstil atölyesinde seri üretimde, kotlarınızı ciğerlerimizle beyazlatırken, bir esnaf lokantasında sizin hizmetinizdeyken, ayakta kalsak ta olmuyor, değiştiremiyoruz babamızın kaderini.
Kaderimizi değiştirmek, bir oyuncak gibi elimize aldığımız bonzai ile mi gerçekleşecek? Yoksa duble yollardan önce gelmesi gereken genç canlara sahip çıkmakla mı efendiler.
Terkedilmiş görünmeyen mahallelerin, okulların arka sıralarında oturan çocuklarıyken bonzai ile oynuyoruz misket yerine. Daha nasıl görünür olsun izbe köşelerde bulduğunuz cesetlerimiz.
Yıkılan mahallemizin kuytu bir köşesinde, ucuz hayatın muhabbetini ediyoruz. Daha geçenlerde İstanbul da bizden biri yoksullardan anlayacağınız bir çocuk ışığa koşarken ölüvermiş, sessizce… Hurdacı babası 40’ıncı gününde aleme yemeklik alabilmek için gece gündüz hurdaya çıkıyormuş. Bu muhabbeti ediyoruz ama kendi kendimize…
Şimdilerde ise “devlet”in gözü önünde ucuza bulduğumuz bir kayboluşun zehri ile bedavaya ölüyoruz takır takır hem de her gün, yanlış anlamayın ara vermiyoruz hayata gidiyoruz, arkamızda yoksun bir aileyi bırakıp.
Ama rantı yüksek “acil önlem” alınacak bir arazi kadar bile değerli değil ölülerimiz. Oysa uğrunuza, parlak bir gelecek adına kefenler giydirilen sonra da g..t kılı diye dalga geçilen yoksulların çocuklarıyız çoğumuz. Bilin diye söylüyorum çok yakın mesai yapıyoruz seçim zamanlarında. Hani demokrasi sandıkta ya daha zamanımız gelmedi biliyoruz bizleri görmeniz için …
Bir parkta kaskatı bulup bonzaiden ölümümüzü seyrederken size ruhumuz “ Alem g…t olmuş” der ama utanmazsınız biliyoruz. Biliyoruz ki durdurmayacaksınız yoksul çocuk ölümlerimizi… TÜİK bonzai kullanan çocukların yaşını 11 veriyor. Veri olarak mı kalacağız ihtişamlı ofislerinizin bir dolabında. Ne duruyorsunuz?
“Belki de hayat misket oynayan çocuğun dediği gibiydi ;
gerçeğine mi oynuyoruz ,
şakasına mı” Sizce? Ne duruyorsunuz çocuklar ölüyor…