Gündem

Davutoğlu: 27 Nisan e-muhtırası olmasaydı başkanlık sistemi gündeme gelmezdi

Başbakan Davutoğlu, Türk askerinin Musul’dan çekilmesi hakkında da açıklama yaptı

14 Aralık 2015 15:49

Başbakan Ahmet Davutoğlu, başkanlık tartışmalarına ilişkin olarak, "Bunların tartışılması doğal, sükunet sağlanmadan kutuplaşma içinde yeni anayasa yapılamaz" dedi. "27 Nisan e-muhtırası olmasaydı başkanlık sistemi gündemde olmazdı" diyen Davutoğlu, "Olmasın diye demiyorum. 'Siz Cumhurbaşkanı’nı böyle seçemezsiniz' deyince biz de 'O zaman halka gideriz' dedik" ifadesini kullandı.

A Haber canlı yayınında gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Davutoğlu, Türkiye'nin Musul'daki Başika kampındaki askerlerinin bir bölümünün yeni düzenleme kapsamında kuzeye doğru intikal eden Türk askeri hakkında, "Musul'daki Türk Kampı'ndan bir grup askerin çekilmesi gereklilik çerçevesinde yapılmıştır" diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 10 Aralık Perşembe günü Irak'la yaşanan Musul'a asker gönderme krizini değerlendirerek "Bizim askerlerimiz eğitimci olarak oraya gitti. Geri çekilmek gibi bir şey söz konusu değil" açıklaması yapmıştı.

Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

Biz en başından itibaren açık ve net bir politika takip ettik. Milliyeti belli olmayan bir uçağın hava sahamızı defalarca ikaza rağmen ihlal etmesi sonucu bir karşı tepki de bulunduk. Olayı başlatan Türkiye değil. Defalarca ihlal sözkonusu. Uyarılara rağmen ihlale devam eden uçağa müdahale sözkonusu. Suriye, Türkiye Rusya denkleminin bir parçası değildir. Gerilimi artıracak politika doğru değil. Biz her türlü diyaloğa hazırız. Türk teknesine yönelik eylem için gerekli tüm  diplomatik adımlar atılmaktadır.

 

"Rusya'dan doğalgaz akışının kesilmesi söz konusu değil"

 

Rusya'dan doğalgaz akışının kesilmesi söz konusu değildir. Akkuyu projesinin de durmasın gerektiren bir durum yok. Rusya'nın doğalgazı kesmesi uluslararası toplumda kendisini zor duruma düşürür. Pazarını Rusya'ya açmayı düşünen ülkeler artık bir kere değil, 5 kere düşünür.

 

 "Musul'da askeri gereklilikler neyse onu yaptık"

 

Irak ve Suriye ile ilgili, hiçbir ülke bizim durumumuzda değil. Suriye rejiminin kontrol ettiği sınır çok marjinal bir sınır. Irak'ta ise sınırını kontrol edemeyen bir hükümet var. Suriye ile muhatabımızın meşruyetini kaybetmiş olmasından dolayı tek taraflı tedbirler aldık. Irak'ta ise attığımız her adımı istişare içinde atmaya özen gösterdik. Askeri tedbirlerin ise önceden ikili planlanması zor oluyor. Atılan adımlar askeri gereklilik adımlarıdır. Sayın Abadi'nin geçen seneki ve benim bu seneki ziyaretlerimde ortak bir mücadele konusunda anlaşmıştık. Diana eğitim kampını ziyaret etmiştim, son Sincar operasyonununda da başarılı olmasını bana Barzani anlattı. Bu tek taraflı değil, uluslararası hukuk çerçevesinde. Başika'da, Diana'da olan eğitim üslerimizin meşruyeti su götürmez. Bizim buraya yönelik saldırılara karşı tedbir alma zaruriyetimiz çıktı. Birliğimiz orada olmaya devam edecek. Burada bir güç kaydırması oldu. Askerlerimiz muharip olarak değil, eğitim amaçlı. Takviye güçleri ise onları korumak için. Biz askeri gereklilikler neyse onu yaptık, gerekiyorsa güç kaydırdık ya da yeniden tanzim için adımları attık. Tehdit varsa tanzim yapılır, yoksa başka yere kaydırılır. Bugün de atılan adımlar da yeniden tanzim şeklindedir. İlgili güvenlik birimlerimiz yaptığı değerlendirmelere göre bu ihtiyacın hasıl olduğu ortaya çıktı. Türk askeri eğitim için orada olmaya devam edecek. Bugün yapılan tanzim askerlerimizin güvenliği için. 

 

"Sükunet sağlanmadan kutuplaşma içinde yeni anayasa yapılamaz"

 

Başkanlık sistemi ve referandum. Cumhurbaşkanı iki ayrı referandumdan bahsetti.

Bu konu hep gündemde. Sadece bizim dönemde değil. 12 Eylül’den beri bu anayasanın getirdiği keşmekeş konusunda tartışma sürdü. Tartışılması doğal. Seçim beyannamemizde, hükümet programımızda tutumumuzu ortaya koyduk. Eylem planında açık şekilde söyledim. Bazıları var ki AK Parti’nin tek başına, hemen yapabileceği hususlar. Bazı hususlar var ki, AK Parti’nin diğer partilerle işbirliği içinde yapması gerekenler var. İki meydan okuma var önümüzde. Biri terörle mücadele. Bu konuda Irak ve Suriye’den kaynaklı ek güvenlik riskleri de var. AK Parti’nin tek başına yürütebileceği, toplum psikolojisi olarak herkesin birlikte hareket etmesi gereken bir alan. Rus uçağının düştüğü gün, ilk günden güvenlik krizi başladı. Ağır ve travmatik sancılar bunlar. Aynı şekilde şimdi de birkaç gün sonra açıklanacak, FED kararının ekonomi üzerindeki etkiler olmak üzere, küresel ekonomik krizin etkileriyle hükümet uğraşmak zorunda. Üçüncü bir taraf, verdiğimiz vaatler var. Biz dikkatimizi hiç dağıtmadan, terörle mücadele, ekonomik reformlar ve Suriye-Irak eksenli gelişmelere dikkat etmek zorundayız.

Bütün bunlarla birlikte dikkat çekmemiz gereken bir yer de yeni anayasa. Ana gibi herkesi kuşatacak bir anayasa çağrısında bulundum. Bir taraftan bu mücadeleyi yürüteceğiz, bir taraftan bütçeyle ilgili atacağımız adımlar sonrasında, muhalefetle bütçeyi, anayasayı ve reformları konuşacağız. 

 

"27 Nisan e-muhtırası olmasaydı başkanlık sistemi gündeme gelmezdi"

 

Bu acil gündem üzerinde çalışırken, diğer taraftan da sakin bir şekilde olayları hiçbir şekilde kişiselleştirmeden, sadece AK Parti’nin, benim ya da Cumhurbaşkanı’nın sahiplendiği bir mesele değil, toplumun tüm kesimlerinin ön şart dayatmadan sakin bir tartışmaya ihtiyacımız var. Bu sükunet sağlanmadan kutuplaşma içinde anayasa yapılamayacağını gördük. Matematiksel olarak da psikolojik olarak da mümkün değil. Bir taraftan mücadele edeceğiz, yoksa soyut olarak anayasa tartışmasını başlattığınız zaman buralarda zaafa uğrarız. Anayasanın sükunetle tartışılmasını sağlayacak bir ortam sağlayacağız. Kutuplaşma atmosferinden çıkmak, herkesin kendi mahallesinden çıkması, başka çevrelerle konuşur hale gelmesi... Kastım şu, herkes kendi mahallesinden çıksın. Türkiye’de en büyük tehlike Alevilerin sadece Alevilerle, Sünnilerin Sünnilerle, Türklerin Türklerle, Kürtlerin Kürtlerle  konuşmaması gerek. Böyle olursa yeni bir anayasa yapamayız. 27 Nisan e-muhtırası olmasaydı başkanlık sistemi gündemde olmazdı. Olmasın diye demiyorum. “Siz Cumhurbaşkanı’nı böyle seçemezsiniz” deyince biz de “O zaman halka gideriz” dedik.

 

Şırnak ve Cizre'de öğretmenlerin şehri terk etmesi

 

Son 30 yılın en kritik fakat en başarılı operasyonlarını yürütüyoruz. Terör örgütü bilinçli bir şekilde, biraz da Suriye ve Kobani'de yaşanmışlıkla gelen kibir ve saldırganlıkla terörün alanını şehirlere yaydı. Kantonun olmayacağını biliyorlar, bizi yıldırabileceklerini zannediyorlar. Cizre'de, Silopi'de, Yüksekova'da yoğunlaşan barikatlar, hendekler halkı bi-zar etmek istiyorlar. Sonra halkın devleti suçlayacağını zannediyorlar. Ben de sokağa çıkma yasağından memnun değilim. Ama sokağa çıkma yasağı olmaması sivil kayıplarına yol açabilir. Çözüm mücadeleyi kararlı bir şekilde yürütmek. Bu konuda herkesin kararlı bir tavırda bulunması. Sayın Kılıçdaroğlu'nun "arkadaşlar" demesini hayretle karşılıyorum. Hayatı tarumar edenlerden arkadaş olur mu? 

Bu yöntemin uygulanabildiği birkaç nokta kaldı. İnleri, mağaraları, kampları ilk defa tasfiye ettiler. Biz kırsal kesimde mücadeleyi yürütürken, mezarları, gerçek mezarlarsa dokunulmadı. Bu şehirler gerekirse ev ev bu teröristlerden temizlenecek. Nasıl Dağlıca olduğunda bu dağlar temizlenecek dediysek, şimdi o dağlarda tek bir terörist kalmadı. Soğukta -10'da operasyon yapıldı. Telsizi bizzat dinledim, silah arkadaşlarımızı tasfiye edenler öldürülene kadar mücadele sürecek. Cizre'de, Silopi'de tek bir mahalle kalmamış olsun, tek bir ev olmamış olsun yığınak yapılmış olsun; bu temizlenecek. En kısa zamanda, en etkin mücadele ile sürecek. Cizre'ye, Kobani'ye çevirmeye çalışıyorlar. Cizre Türkiye'nin en asri merkezlerinden biri. Bu ilçelerimizde bu mücadele sürecek. Eğitim faaliyetlerinin aksamaması için çabalar yürütülüyor. Barikatlar açılınca çocuklar okula gidecek. 

 

UEFA Avrupa Ligi'nde Fenerbahçe'ye Rus rakip

 

Bazen öyle olaylar yaşanır ki, bazen krizin çıkışı olabilir. Biz bunu istisna olarak gördük. Fenerbahçe'ye başarılar diliyorum. L. Moskova da Türkiye'nin yabancısı değil. Umarım centilmenlik içinde güzel maç olur. İki ülke arasındaki gerginliği azaltırsa güzel bir tablo çıkar. Sporcu ve taraftarlar birbirinin hasmı değil.

 

Fed kararları

 

Bir ülkenin iç meselesi gibi görünen meseleler başka ülkeleri de etkileyebiliyor. Fed kararı dünyanın en büyük ekonomisi, dolarizasyon konusunda dünyayı belirleme noktasında. Fed uzun bir zamandır bu beklentiyi yöneterek dünya ekonomisini etkilemeye çalışıyor. Mesele oranın düşmesi, artması değil; psikolojiyi, beklentiyi yöneterek, başta Avrupa ekonomisi olmak üzere birçok ekonomiye etkide bulunmaya çalışıyor. Bir sene içinde spekülatif etkiler oluştu. Dünya beklenti yönetimine dayalı. Fed kararı şu ana kadar piyasaların satın aldığı yönünde etki yaptı. Her ekonomi kendisini buna göre değerlendirir. 

Bizim ekonomik yapımızın ise güçlü ve zayıf yanlarımızı görmemiz gerek. Güçlü yanımız, bizim üç önemli güçlü yanımız var. Bir mali bütçe disiplinimiz. Bütçe disiplini konusunda Türkiye'den başka ikinci bir ülke yok. Bütçe disiplininden taviz yok. İkincisi makroekonomik dengeler konusunda çok sağlam arka yapımız var. Bankacılık sistemimiz son derece güçlü. Merkez Bankamız gerekli adımları atar. Üçüncüsü yapısal reformlarda siyasal istikrar aranır. Yapılacak reformlar var. Bu üç şey bizim güçlü yanımız. Fed'in bizim üzerimizde çok kalıcı, sarsıcı etkisi olacağını düşünmüyorum. Son açıklanan rakamlar da bizim ekonomik sistemimizin sağlamlığını gösteriyor. Piyasaların güven duyması gereken tüm unsurlar var.

Kırılgan olduğumuz noktalar ise birinci cari açık. Enerji ve iç tedbirlerle cari açığımız kırılgan ama düşme eğiliminde. Bunu daha da azalmamız gerek. İkincisi jeopolitik konumdan dolayı; Irak, Suriye'den dolayı. Bizim güvenoyu almadan Avrupa'ya gitmemizin sebebi de bu. Piyasayı çeşitlendirmek gerekiyor. Yapacağımız şey Avrupa piyasalarına açılmak. Bu dönemde Avrupa Birliği ilişkileri güçlendirerek bu alanda da güçlenmeye çalışıyoruz. Türkiye öyle bir ülke ki kapıları kapanmıyor. 

 

Merkez Bankası'nın bağımsızlığı

 

Ben bu tartışının gerçek boyutunun ötesine taşındığını düşünüyorum. Nasıl bir insan vücudunu ayırmaya kalkarsanız, o bütünlüğü kaybedersiniz; ülke ekonomisi de aynı durumda. Merkez Bankası da bu bütünün parçası. Merkez Bankası'nın bağımsızlığı ülke dışında, soyut bir şekilde tanımlanması böyle olur. Dünyanın her yerinde olduğu gibi Merkez Bankası belli kritik dönemlerde finansal alanda araçsal bağımsızlığa hakimdir. Bunlar birbirinin alternatifi değil. Avrupa ekonomilerinin çoğunda Merkez Bankası gibi çipa olması gereken bir yapının içinin boşaltılması gibi örnekler oldu. Kompleks taşımamak gerektiğini düşünüyorum. 

Bundan sonra ekonomi, güvenlik, reform ve yatırımlarla ilgili birimi devreye soktuk. Güvenlik konusunda Bakanlar Kurulu'nda konuşuyoruz ama uygulamaya geçildiğinde devlet yapılarının birlikte karar alması gerek. Ben haftalık olağan görüşmelerle bilgi alıyorum ama bütün güvenlik birimlerinin elindeki kaynağı ortaya koyarak daha sağlıklı sonuçlar çıkıyor. Benzer şekilde ekonomik kararları uygularken o masa etrafında birlikte konuşuyor olması devletin ortak aklını oluşturmak için önem taşıyor. Bu Merkez Bankası'nın durumuna halel getiren bir durum değil. Piyasanın durumunu görmüş oluyor ve araçsal bağımsızlığını kullanabiliyor. Kendi odasında, kendi binasında bundan kopuk olduğu zaman bir iletişim olmuyor.