Gündem

Davutoğlu, 'Gelecek Adalet Modeli'ni açıkladı: AYM yeniden yapılandırılacak, en az 8 kadın üye olacak

"Yargı sisteminin tümüyle yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç var"

12 Nisan 2022 16:10

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, "Yargı sisteminin tümüyle yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç var" diyerek Yargıda Yapısal Reform başlığı altında "Gelecek Adalet Modeli" raporunu açıkladı. “Gelecek Adalet Modeli”ni üç ana sütun üzerine oturtan Davutoğlu'nun eylem planında, AYM'nin yeniden yapılandırılması gibi birçok başlık öne çıkanlar arasında yer alıyor.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, genel merkezde düzenlediği basın toplantısında, partisinin hazırladığı Yargıda Yapısal Reform başlığı altında "Gelecek Adalet Modeli” raporu hakkında konuştu. “Gelecek Adalet Modeli”ni üç ana sütun üzerine oturttuk diyen Davutoğlu, adalet ilkesinden hukuk devletine geçişi sağlayacak zihniyet devrimi, hukuk devletini yaşanır hale getirecek yapısal yargı reformu ve yargı işleyişini etkin kılacak süreçlerle ilgili eylem planını açıkladı.

Açıklanan modelde, Anayasa Mahkemesi'nin yeniden yapılandırılarak etkinliklerinin artırılması ve TBMM tarafından seçilecek üyelerin en az 8'inin kadın olması dikkat çekiyor.

İşkence ve kötü muamele vurgusu

Bunun yanı sıra Sulh Ceza Hakimliklerinin kaldırılarak mahkemeler üzerlerindeki mevcut savcılık ve kolluk baskısına son verilmesi başta işkence ve kötü muamele olmak üzere adil yargılamayı ve adalete erişimi engelleyen insan haklarına aykırı uygulama veya yönteme müsaade edilmeyeceği ön plana çıkıyor.

Modelde devlete karşı işlendiği iddia edilen suçlar dahil olmak üzere her türlü ayrımcı uygulamaların ortadan kaldırılması da yer alıyor.

Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:

"Bugünkü en temel meselemiz hukukun bir güç biriktirme, güç tahkim etme alanı olarak görülmesi"

"İnsan canının, malının, aklının, inancının, düşüncesinin, neslinin devamı ancak adaletle mümkün olabilir. Ülkemizde de bütün Cumhuriyet tarihi hatta daha öncesinde ne zaman adalet sarsıntıya uğramışsa toplumsal düzen yerle bir oldu. Ve bugün karşı karşıya kaldığımız en temel sorunda hukukun adaletin bir hak dağıtma ve ahlaki olaraktan çıkış güç biriktirme alanı olarak gözükmesidir. Maalesef iktidarda olanlar çoğu zaman adaleti gücü tahkim etmek, gücü biriktirmek bazen de muhalefette olanlar adaleti gücü ele geçirmek üzere, elde edilmesi gereken mekanizma olarak gördüler. Halbuki adalet gücü ahlaki olarak denetleme alanıdır. Hukukun olmadığı alan güç denetimi olmaz. Bugünkü en temel meselemiz hukukun bir güç biriktirme alanı olarak görülmesi, güç tahkim etme alanı olarak görülmesi. Ve bu ilk değil.

12 Eylül'de darbeci generallerin önün el pençe duran yargı mensuplarından 28 Şubat'ta genel kurmaya gidip yargı brifingi alan yargı mensuplarına burada ve Türk adaleti önünde verilmesi gereken kararları Pensilvanya'ya neredeyse soran FETÖ paralel yapılanmasından yargıda bugün siyaset talimatla hareket eden yargı gerçeğine kadar maalesef bizim Cumhuriyet tarihimiz itibariyle yargının gücü elinde tutanların başkalarını cezalandırma aracı olarak görüldüğü, gücü elinde tutmayanların ama elde tutmak isteyenlerin yargı üzerinden gücü elde edersek ülkede fiilen gücü kontrol altına alırız dedikleri bir alan haline dönüştü."

"Rahip Brunson, Deniz Yücel en ağır suçlarla itham edildiler; bir kaç mesajla serbest bırakıldılar"

"Ülkenin Cumhurbaşkanı'nın bu can bu tende olduğu sürece vermeyiz dediği Rahip Brunson, Deniz Yücel en ağır suçlarla itham edildiler. Ve sonra bir telefon bir kaç mesajla serbest bırakıldılar. Bir ülke için en büyük itibar kaybı adaletsizliğin dışa yansımasıdır."

"Sermaye ve bilim hukukun olduğu yerde gelişir, kendisini rahat hisseder"

"Sermaye ve bilim hukukun olduğu yerde gelişir, kendisini rahat hisseder. Hukukun olmadığı yerden kaçar. İpek Yolu döneminde de böyleydi. Eski İpek Yolu hattı üzerinde nerde adalet varsa ticaret oraya giderdi. Şimdi Türkiye'nin haline bakanlar Allah aşkına Türkiye'yi orada yatırım yapılabilecek cazip ülke olarak görebilirler mi? Bir bilim adamı Türkiye'ye gidersem rahatlıkla bilimi mi yapabilirim diyebilir mi? Bir fikir söylersem cezalandırılmadan sabah kapıma dayanılmadan o fikrimi ifade edebilirim diyebilir mi? Biz bilimin, sermayenin, yatırımın, aklın fikrin, teknolojinin aktığı bir ülke olmak istiyorsak adaleti tesis edeceğiz."

"Bir zihniyet reformuna, bir yapısal reforma ihtiyaç var"

"Adalet fikrinin, hukuk devleti ilkesiyle birleştirileceği bir zihniyet yenilenmesi olmaksızın atılacak adımların hepsi havada kalır. Raporla, hukuk fakültelerinin röntgenini çekerek neler yapılması gerektiğini, vicdan sahibi hakimlerin ve savcıların hukuk sistemine entegre edilmesini sağlamak üzere nasıl bir zihniyet devrimi gerektiğini ortaya koyduk. Daha sonra yapısal bir devrim gerekiyor. Bütün cumhuriyet tarihi ve öncesinde hukuk reformları da içerisinde olmak üzere yapısal bir reforma ihtiyaç var; bir zihniyet reformuna, bir yapısal reforma. Hukuk ve yargı sisteminin tümüyle yeniden yapılandırılmasına ihtiyaç var.

Tabi göze aldığımız tecrübeler doğrultusunda bu çalışmayı ele aldık. Vicdanıyla hükmeden iyi hukukçularla bu zihniyet reformunu gerçekleştirdik."

Gelecek Partisi olarak ülkemizin adalet ilkesine dayalı, hukuk devleti anlayışı ile düzenlenmiş kapsamlı bir yapısal yargı reformuna ihtiyaç duyduğuna inanıyoruz. Bu bağlamda geliştirdiğimiz “Gelecek Adalet Modeli” ni üç ana sütun üzerine oturttuk: adalet ilkesinden hukuk devletine geçişi sağlayacak zihniyet devrimi, hukuk devletini yaşanır hale getirecek yapısal yargı reformu ve yargı işleyişini etkin kılacak süreçlerle ilgili eylem planı.

Önerilerimizin gerekçeleri ve hedefleri özel kitapçığımızda ayrıntılı olarak kamuoyuna sunulmuş ve partimiz internet sitesinde yayınlanmıştır.

Öte yandan, hem partimiz mensubu hem de dışarıdan çok sayıda seçkin hukukçu ve öğretim üyelerinin görüş ve tecrübeleri çerçevesinde oluşturulan ve Partimizin tek başına iktidara geldiğinde adalet sisteminin iyileştirilmesi yönündeki taahhüdü olan bu çalışmada belirtilen bazı görüşler, 28 Şubat 2022 tarihinde altı parti tarafından imzalanan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakatından ayrışma anlamı taşımamakta olup, Partimizin söz konusu mutabakata bağlılığı güçlü bir şekilde devam etmektedir."

"Hukuk fakültelerinde eğitim süresi 5 yıla çıkarılacak"

"Halkın adalet ve hak arama bilinci geliştirilecektir.

Hukuk eğitimi ülkemizin hukukçu ihtiyacı hedef alınarak yeni baştan düzenlenecektir. Hukuk fakültelerinde eğitim süresi 5 yıla çıkarılacak, yeterli altyapısı bulunmayan ve verilen sürede gerekli akademik kadro ve fiziki altyapıyı tamamlamayanlar kapatılacaktır.

Hukuk mesleklerine kabul süreci yeniden düzenlenecek, mesleğe yeni başlayanlar yazılı meslek sınavı sonucu ile mülakata tabi tutulmaksızın hakim yardımcısı, savcı yardımcısı, avukat yardımcısı olarak istihdam edilecektir. Hakim, savcı ve avukatlığa geçiş sözkonusu yardımcıların katılabileceği yazılı sınav sonucuna göre mülakat yapılmaksızın gerçekleştirilecektir. Böylelikle mezunların yeterli mesleki tecrübeyi kazanması temin edildikten sonra ehliyet ve liyakate dayalı olarak mesleğe başlaması sağlanacaktır.

Genç hukukçuların yazı işleri, icra, tapu sicil, ticaret sicil, cezaevi müdürlükleri, adli kolluk uzmanı vb. hukukun diğer alanlarına yönelmeleri teşvik edilerek bu görevlerin hukukun teemel prensipleri çerçevesinde yerine getirilmesi sağlanacaktır."

"Yargılamada iddia ve savunma makamları eşit hale getirilecek"

"Hakim, savcı, avukat ve mahkeme personelinin kalitesi meslek içi eğitimlerle artırılacak ve vatandaş odaklı bir yargılama anlayışı hakim kılınarak insanların mahkeme kapılarında ömür tüketmeleri önlenecektir.

Hakimler Yüksek Kurulu kurulacak, kurulun özerkliği ve bağımsızlığı teminat altına alınacaktır. Kurul üyelerinin farklı kaynaklardan seçilmesinin yanı sıra, TBMM, Adalet Bakanlığı, Yargıtay, Danıştay ve TBB’nin kendi adaylarını doğrudan seçmesi ve seçici hiçbir organın kurulda çoğunluğu sağlayacak sayıda üye belirleyememesi, yargı bağımsızlığının teminatını ve çoğulculuğu sağlayacağı gibi Kurulun demokratik meşruiyetini de sağlam bir zemine oturtacaktır.

Savcılar Kurulu kurulacak, Cumhuriyet Başsavcılıkları adliye dışında ve müstakil bir yapıda örgütlenecektir.

Her il çevresinde bir Mahkeme Başkanlığı kurularak yargısal faaliyetlerin yerinden ve etkili bir şekilde yönetilmesi sağlanacaktır.

Teftiş ve denetim işlemleri Bölge Adliye (İstinaf) yetki çevreleri esas alınarak 15 ayrı teftiş grup başkanlığı şeklinde örgütlenecek ve adli hizmetlerin mahallinde etkin denetimi sağlanacaktır.

Adli kolluk teşkilatı kurularak ilk soruşturma evresinin hukuka ve hakkaniyete uygun şekilde yapılması, hukuki nitelemenin doğru yapılması ve delillerin eksiksiz toplanması sağlanacaktır.

Adli kolluk teşkilatı hukuk fakültesi mezunlarından seçilerek hukuka aykırı gözaltı, hukuki niteleme ve fezleke düzenlenmeleri önlenecektir.

Avukatlık mesleğinin itibar ve fonksiyon kaybı önlenecek, yargılamadaki etkinliği artırılacaktır. Yargılamada iddia ve savunma makamları eşit hale getirilecektir.

Çoklu Baro uygulamasına son verilerek Tekli Baro sistemine geçilecek, ancak yönetimde nisbi temsil sağlanacaktır.

Hakim, Savcı ve Avukatlık Kanunları yapılacak, disiplin hukukları yeniden düzenlenecektir.

"Uluslararası sözleşmelere uygun yeni bir Ceza İnfaz Kanunu yürürlüğe sokulacak"

"Devlete karşı işlendiği iddia edilen suçlar dahil olmak üzere her türlü ayrımcı uygulamaları ortadan kaldıracak, Türkiye’nin toplumsal barışı ve kardeşliğine katkı sağlayacak, açık, sade, kolay anlaşılır bir infaz ve tahliye sistemi öngören; çağdaş, mağdurun hakkını korurken mahkumun da ıslahına odaklı, tutuklu ve mahkumların başta sağlık ve can güvenlikleri ile insan onur ve ihtiyaçlarını tam anlamıyla temin edecek temel hak ve özgürlükleri koruyan, uluslararası sözleşmelere uygun yeni bir Ceza İnfaz Kanunu yürürlüğe sokulacaktır."

"Anayasa Mahkemesi üyelerini TBMM seçecek"

"Anayasa Mahkemesinin 17 üyeden oluşması, üyelerin 45 yaşını tamamlamış olması ve en az 8’inin kadın olması zorunluluğu getirilmiştir. Mahkeme, bir genel kurul ve üç daire halinde çalışacaktır.

Üyelerin tamamı, Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilecektir.

Beş üyesi Yargıtay Genel Kurulunun, üç üyesi Danıştay Genel Kurulunun, iki üyesi Sayıştay Genel Kurulunun mesleğinde en az 20 yıl görev yapmış olan kendi üyeleri arasından, her üyelik için gösterecekleri üçer aday içinden,

Dört üye, kamu hukuku ve siyaset bilimi alanlarında Yükseköğretim Kurumlarında en az 20 yıl öğretim üyesi olarak görev yapmış olan profesörler arasından,

Üç üye ise en az 20 yıl fiilen avukatlık mesleğinde görev yapmış olan kişiler arasından seçilecektir."

"Siyasi partinin kapatılması ancak o siyasi partinin şiddeti, hedeflerine ulaşmak için bir araç haline getirmesi durumunda söz konusu olabilecek"

"Bir siyasi partinin kapatılması veya hazine yardımından yoksun bırakılması, ancak o siyasi partinin şiddeti, hedeflerine ulaşmak için bir araç haline getirmesi durumunda söz konusu olabilecektir.

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısının bir siyasi parti aleyhine kapatma veya hazine yardımından yoksun bırakma istemiyle dava açabilmesi için TBMM Genel Kurulunun üye tamsayısının salt çoğunluğu ile karar vermiş olması şartı getirilmiştir. Ayrıca bu karar öncesinde kapatma veya hazine yardımından yoksun bırakma talebinin, Anayasa, Adalet ve İnsan Hakları Komisyonlarının birleşik toplantısında görüşülerek bu komisyonların toplam üye sayılarının üçte ikisi ile karara bağlanması öngörülmüştür. Siyasi partiler aleyhine açılan davalarda Anayasa Mahkemesi, üye tamsayısının üçte ikisiyle karar verebilecektir."

"Yargı bağımsızlığı gerçek anlamda sağlanacak"

"Kararların hızlı ve doğru bir şekilde çıkarılması ve etkili bir şekilde uygulanması sağlanarak yargılamanın etkinliği artırılacaktır.

Yargı bağımsızlığı gerçek anlamda sağlanacak, hakimin mesleki dokunulmazlığı ve coğrafi teminatları tam olarak uygulanacaktır.

Siyaset, sosyal medya kampanyaları ve sivil toplum kuruluşlarının yargılamayı etkileme faaliyetleri kesin olarak engellenecektir.

Tutuklama kararlarının etkin bir şekilde denetlenmesi için her türlü yasal ve idari tedbirler alınacaktır.

Başta işkence ve kötü muamele olmak üzere adil yargılamayı ve adalete erişimi engelleyen insan haklarına ve hukuka aykırı hiçbir uygulama veya yönteme müsaade edilmeyecektir.

CMK görevlendirmeleri ve özellikle sorgu aşamasında yapılan işlemlerin önemine uygun olarak savunma hakkının gereği gibi kullanılması ve adil yargılanma hakkının temini için avukatlara hukuki ve idari her türlü destek sağlanacaktır.

Arama, el koyma, tutuklama ve adli kontrol kararlarını vermekle görevli Sulh Ceza Hakimlikleri kaldırılıncaya kadar bu mahkemeler üzerlerindeki mevcut savcılık ve kolluk baskısına son verilecek, hakimliğin denetleme fonksiyonu güçlendirilecektir.

Başta işkence ve kötü muamele olmak üzere adil yargılamayı ve adalete erişimi engelleyen insan haklarına ve hukuka aykırı hiçbir uygulama veya yönteme müsaade edilmeyecektir.

Terör davalarının ceza hukukunun evrensel ilkelerine uygun şekilde yürütülmesi için gerekli tedbirler alınacaktır.

Cezalar belirlenirken ve infaz edilirken veya af benzeri düzenlemeler yapılırken devlete karşı işlenen suçlar gerekçesiyle yapılan ayrımcı uygulamalar ve düzenlemeler ortadan kaldırılacaktır.

İnfaz Yasasındaki eşitliğe ve hukuka aykırı uygulama ve düzenlemeler kaldırılacaktır.

Cezaevi yönetimlerinin denetimli serbestlik hususunda gösterdikleri keyfi ve çifte standart oluşturan uygulamalarına son verilecek, aksi yönde davranan görevliler hakkında hukuki ve idari işlemler tereddüt göstermeden yapılacaktır.

Kanun önünde eşitlik ilkesine aykırı tüm uygulama, idari iş ve eylemler sona erdirilerek hiçbir şahıs ve kuruluşa imtiyaz tanınmayacaktır.

Usul yasaları basitleştirilerek davaların tek celsede bitirilmesi ideali çerçevesinde düzenlemeler yapılacaktır.

Bilirkişilik uygulaması yeniden düzenlenecek ve denetlenecektir."

"Adli tatil kaldırılacak"

"Adli tatil kaldırılacaktır.

Mahkemelere gelen işyükünün azaltılması için uyuşmazlık çözüm yollarının etkinliği artırılacak, arabuluculuk, uzlaştırmacılık ve tahkim yolları yeniden düzenlenecektir.

Yargılama pahalı bir kamu hizmeti olmaktan çıkarılarak, harç ve vergiler makul seviyelere çekilecektir.

Adli Himaye Sigortası (AHS) hayata geçirilecektir.

İstinaf ve temyiz inceleme sürelerinin kısaltılması için gerekli yasal ve idari tedbirler alınacaktır.

Başta AYM ve AİHM başvuru yolları olmak üzere bireysel başvuru yolları sadeleştirilecek ve etkinlikleri artırılacaktır.

İcra ve iflas kanunu yenilecek ve icra daireleri yeniden yapılandırılacaktır.

İcra dairelerinin personeli hukuk fakültesi mezunlarından seçilecektir.

Özel hukuk davaları da dahil olmak üzere kamu idareleri aleyhine, vatandaş lehine hükmedilen tazminatların, bütçeden veya kurulacak özel fon tarafından derhal ödenmesi teminat altına alınacak; vatandaşların devletten olan alacakları için icra daireleri önünde çaresiz bırakılmaları önlenecektir.

Şahsi borçlar açısından yapılacak düzenlemelerle takip borçlusunun şahsi iflası müessesi getirilecek, tüm mal ve alacaklarına el konulacak ve başka yöntemlerle ticari temsilci, ticari vekil, müdür gibi sıfatlarla başka şahıslar üzerinden ticari faaliyetlerini sürdürmesi engellenecektir."