TSK'daki cunta yapılanması tarafından düzenlenen darbe girişimi sırasında tugaydan çıkan tankların hazırlanmasında ve kullanılmasında görev alan askerler, darbe girişimi öncesinde ve sonrasında yaşananları anlattı. Uzman Çavuş Ramazan Ulutaş, "‘Kilis’e gideceğiz, IŞİD’e, PYD’ye, PKK’ya saldıracağız’ diye 2 ay öncesinden eğitimlere başladık. Bütün tank fabrikalarından işçiler, ekipler geldi. Bütün tankların bakımını yaptı. Hepsi faal hale getirildi. Son 1 hafta içinde ayın 15’ine kadar tankların bütün yakıtlarının full olacağı emri geldi" dedi.
Ankara Mamak’ta bulunan 28. Mekanize Piyade Tugayı’ndan gece boyunca çıkan zırhlı araçlar, Başkent’in kritik noktalarına personel taşıdı. Darbe girişiminin püskürtülmesinin ardından Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, söz konusu tugayı mercek altına aldı. Birlikte görevli subayların önemli bir kısmı tutuklanırken, darbecilerin kullandığı araçların envanteri de çıkarıldı.
Habertürk'ten Fevzi Çakır'ın haberine göre; tugaydan 16 M16 T tankı, 20 zırhlı personel taşıyıcı (ZPT), 20 zırhlı muharebe aracı (ZMA) ve 2 zırhlı havan taşıyıcı (ZHT) Ankara sokaklarına çıktı. Darbeci komutanları taşıyan zırhlı cipler de darbe gecesi aktif olarak kullanıldı. Bu araçlar; Ankara Emniyet Müdürlüğü, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Genelkurmay Başkanlığı ve Kızılay Meydanı’nda kullanıldı. Tanklar, Kızılay’da ve Genelkurmay önünde halkın üzerine sürüldü. Genelkurmay’da bulunan darbecilerin güvenliği de bir süre bu tanklar tarafından sağlandı. Darbe girişiminin püskürtülmesinin ardından birçok askeri birlik gibi 28. Mekanize Piyade Tugayı’nın da taşınması kararlaştırıldı. Tugay ve buna bağlı 2 mekanize taburu, 1 tank taburu, 1 topçu bölüğü ve bağlı birlikleri, Çankırı’ya taşınacak. Taşıma işleminin yıl sonuna kadar tamamlanacağı öğrenildi.
Tanklardaki askerler konuştu:
Darbe gecesi tugaydan çıkan tankların hazırlanmasında ve kullanılmasında görev alan askerler, darbe girişimi öncesinde ve sonrasında yaşananları anlattı. Bu subaylardan bazılarının savcılık ifadesi şöyle:
Albay Deniz Ay: Albay olarak daha önemli konumda bulunmam gerekirken, pasif görevde bırakıldım. Hiçbir zaman bu yapıya sempati duymadım. Kolluk Kuvvetlerini Toplumsal Olaylarda Destekleme Timi’nde (KOKTOD) görev aldım. Bu görev ve tatbikatlar daha önce usulen yapılıyordu. Ancak son 3-4 aydır buna aşırı önem verilmeye başlandı. Bu işin başında 4. Kolordu Komutanı Korgeneral Metin Gürak vardı. Gelir, tatbikatları denetler, bizzat incelerdi. Tatbikatları çok sık yaptırır hale geldi. Normal tatbikatlarda gerçek mühimmat almayız. Son tatbikatlarda gerçek mühimmat kullandık. Bu şekilde KOKTOD uygulaması, eski günlerdeki EMASYA uygulamasını hatırlattı. Ben bu FETÖ terör örgütünün mağduru oldum. Astsubay Erdan Kaya Erdoğan: Tabur Komutanımız Kurmay Yarbay Ertuğrul Terzi, son 2-3 gündür KOKTOD uygulaması olduğunda ne kadar sürede toparlanabileceğimizi, birliğe katılabileceğimizi soruyordu. Biz de kendisi birliğe yeni geldiği için durumu bilmiyor, öğrenmeye çalışıyor diye düşünmüştük ancak şimdi düşününce bunun aslında bir hazırlık olduğunu anladım. Darbe girişiminden birkaç gün önce Terzi izinlerimizi kaldırıldı. Biz bunu, ‘Kilis’e desteğe gideceğiz’ diye algıladık. İzinlerin kaldırıldığını söylediğinde moralimizin bozulduğunu fark edince ‘Sorun izinse izin kullanabilirsiniz’ dedi. Bir uzman çavuş benden izin istemişti. Ben de komutanıma arz ettim, ‘Ancak 20 Temmuz’dan sonra gidebilir’ dedi. Bir de 2-3 gün ‘Bütün araçların depoları dolu olacak, cuma günü gelip depoları kontrol edeceğim’ dedi. Şırnak’tan gelmiştik, bir kısım araçlarımız arızalıydı. ‘Bunları cuma gününe kadar yetiştirebilir misiniz? Çalışır vaziyete gelir mi? Cuma günü gelsem, denetlesem mahsuru var mı?’ dedi. Komutanın bu şekilde söylemesi garibimize gitti, rica eder gibiydi, aslında emretmesi gerekirdi.
"Yıkın geçin, ateş açın"
Uzman Çavuş Ramazan Ulutaş: Genelkurmay’dan ilk tank kapıyı kırarak geçti. İçeride çok karışık bir durum vardı. Özel Kuvvetler’den, Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alayı’ndan askerler vardı. Çıkanları, girenleri vuruyordu. Ortalık çok karışıktı, olayı çözemedik. Sonra helikopterler geldi. Biz diyoruz: ‘Helikopterler bizden, bize niye ateş ediyor?’ Anlamadık. Gözlerimize perde mi indi, kandırıldık, donakaldık. Sadece tankın içinde bekledik. Hiçbir şekilde polise veya halka ateş açmadık. Tabur komutanı, ‘Halkı tanka bindirmeyin, kuleyi sağa-sola çevirin, düşürün, ezin. Sizin canınız kıymetli, Genelkurmay bizim namusumuz. Yıkın geçin, ateş yapın’ şeklinde bölük komutanımıza emir veriyor, bölük komutanımız da bize söylüyordu, yapmadık. Biz kandırıldık. Darbeci konumuna düştük. ‘Kilis’e gideceğiz, IŞİD’e, PYD’ye, PKK’ya saldıracağız’ diye 2 ay öncesinden eğitimlere başladık. Bütün tank fabrikalarından işçiler, ekipler geldi. Bütün tankların bakımını yaptı. Hepsi faal hale getirildi. Son 1 hafta içinde ayın 15’ine kadar tankların bütün yakıtlarının full olacağı emri geldi.”