Cumhuriyet gazetesi avukatları, 10 yönetici ve yazarın gözaltına alınmalarından bu yana 89 gün geçmesine rağmen soruşturmanın tamamlanmaması üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı ile Basın Bürosu’na başvurdu. Cumhuriyet'ten Kemal Göktaş'ın haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na verilen dilekçede soruşturmayı yürüten 'FETÖ' davasından yargılanan Savcı Murat İnam’ın görevden alınması istenirken soruşturmanın devam ettiği Basın Bürosu’ndan da derhal takipsizlik kararı verilmesi, bu yapılmıyorsa iddianame düzenlenerek davanın açılması istendi. Dilekçelerde “terör örgütü üyeliği, suç delillerini yok etme, gizleme” gibi suçlamalarla yargılanan FETÖ sanığı savcı Murat İnam’ın yaptığı işlemlerin adil yargılama hakkını ihlal ettiği vurgulandı. Dilekçelerde soruşturma dosyasının içeriğinin gazeteciliğin yargılanmak istendiğini ortaya koyduğu kaydedilerek “Böylesi bir soruşturmanın makul, haklı ve meşru hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Gazetecilik suç değildir. Cumhuriyet gazetesi yöneticileri ve gazetecileri hakkında kovuşturmaya (dava açılmasına) yer olmadığına karar verilmelidir” denildi.
"FETÖ sanığı soruşturamaz"
Cumhuriyet gazetesi yönetici ve gazetecileri hakkında başlatılan soruşturmayı yürüten Savcı İnam’ın Yargıtay’da “FETÖ/PDY silahlı terör örgütüne üye olma; suç uydurma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme” gibi isnatlarla yargılanan bir şüpheli olmasının yaptığı tüm işlemleri kuşkulu ve şüpheli hale getirdiği ifade edilen dilekçede, bu durumun adil ve dürüst yargılanma hakkının ihlali olduğu vurgulandı. İnam hakkında ileri sürülen suç isnatlarının savcılığın topladığı delillerin ve yürüttüğü soruşturmanın nesnelliğini ve güvenirliği konusunda ciddi kuşkular yarattığı belirtilen dilekçede “Savcı suç soruşturma ve delil toplama görevini kamu adına yerine getirmektedir. Bu nedenle yaptığı faaliyetin nesnelliği, doğruluğu ve gerçekliği konusunda toplumun ve yargılananların gözünde güvenirliğe sahip olmalıdır. Bu soruşturmayı yürüten C.Savcısı hakkında devam eden bir ceza davası varsa; herkesin hukuk güvenliği, basın özgürlüğü ve haklarında soruşturma yürütülen şüpheliler bakımından yargı teminatı ortadan kalkmıştır” denildi.
"Yargı kararlarına aykırı"
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın “Bir davada yargılanan kişiye bu soruşturmanın verilmesini talihsizlik olarak görüyorum” dediği hatırlatılan dilekçede Avrupa Savcılar Konferansı tarafından kabul edilen Savcılar Hakkında Budapeşte İlkeleri ve Bangolar Yargı Etiği İlkeleri’ne göre savcıların tarafsız ve objektif olmaları gerektiği belirtildi. HSYK’nın daha önce Bangolar Yargı Etiği İlkeleri ile Budapeşte İlkeleri’ni benimseyerek hâkim ve savcılara duyurduğu vurgulanan dilekçede Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun da savcıların bu ilkelere göre görevlerini yerine getirmeleri gerektiğine ilişkin kararına dikkat çekildi. Hakimler ve Savcılar Kanunu’na göre devlet aleyhine işlenen suçlardan hakkında soruşturma veya dava açılan hakim ve savcı adayının atamasının yapılmadığı ifade edilen dilekçede şöyle denildi:
"Makul, haklı ve meşru değil"
“Savcının delil toplama, delileri değerlendirme gibi görevlerini yerine getirirken tarafsız davranması beklenir. Şüpheli, sanık, mağdur ve toplum savcıya güvenmelidir. Aksi takdirde, suçla etkili mücadele verilemez. Savcının taraf tutma olasılığı varsa ona güven sarsılır. Cumhuriyet gazetesi yöneticileri ve gazetecileri, Savcı İnam’a hakkındaki dava nedeniyle güvenmemekte ve objektif davranamayacağı kanaatindedirler. Oysa yargıya, soruşturmaya gölge düşürecek her husus ortadan kaldırılmalıdır. Bu nedenle Savcının objektif olamayacağı hallerde hâkim gibi reddinin veya görevden yasaklanmasının kabul edilmesi gerekir. Savcı İnam, Cumhuriyet gazetesi yöneticileri ve gazetecileri hakkında yürüttüğü soruşturma görevinden çekilmelidir. Dosya içeriği gazeteciliğin yargılanmak istendiğini apaçık ortaya koymuştur. Böylesi bir soruşturmanın makul, haklı ve meşru hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Gazetecilik suç değildir. Cumhuriyet gazetesi yöneticileri ve gazetecileri hakkında kovuşturmaya (dava açılmasına) yer olmadığına karar verilmelidir. Objektif olarak tarafsız olamayacak bir Cumhuriyet Savcısı tarafından hukukun temel ilkelerine aykırı olarak yürütülen soruşturma neticesinde tutuklanan şüphelilerin adil yargılanma hakkı hukuka aykırı olarak ihlal edilmiştir. Üç aylık süre içinde bir iddianame tanzim edilip kamu davası açılmayarak bu ihlal ağır bir şekilde sürdürülmektedir. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmeyecek ise derhal iddianame düzenlenmesi ile kamu davası açılmalıdır.”