Başbakan Ahmet Davutoğlu'yla Çankaya Köşkü'nde yaptıkları toplantı sonrasında düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Yunanistan Başbakanı Aleksis Çipras, "Mültecilerin neden boğulmayı göze aldıklarını anlamamız lazım, polisiye önlemlerle sorun çözülmez" dedi.
İnsan tacirleriyle ortak mücadele yürütülmesi gerektiğini söyleyen Çipras, "Bunlar insanlığa karşı bir küfür, tehlike ve hakarettir. İnsanların hayatını tehlikeye atmaktan çekinmiyorlar. Bu, bizim insanlık sorunumuzdur. Bu krizle hiçbir ülke kendi başına mücadele edemez" diye konuştu.
"Zaman kaybetmek için karşılıklı paslardan yana değil girişimlerden yana olmalıyız"
Aleksis Çipras, Başbakan Davutoğlu'yla düzenledikleri ortak basın açıklamasında şunları söyledi:
"Bir önceki siyasi gelişmeler beni bu davetten alıkoyamaz. Bu ziyaretim kritik bir anda gerçekleşiyor; bölgemizi, Avrupa'yı ve dünyayı ilgilendiren gelişmeler sırasında bu ziyareti gerçekleştiriyoruz. Bu ziyaretim iki ülke arasında ümit veren bir çerçeveyi sembolize ediyor. İki komşu ülke olarak çağımızın tahriklerine cevap vermek zorundayız, bölgedeki büyük imkanları ortaya çıkarmak zorundayız. Bu işbirliğimiz geniş anlamda avrupadaki gelişmeleri değiştirebilir
Açık sorunlar ortada. Zaman kaybetmek için karşılıklı paslardan yana değil girişimlerden yana olmalıyız. Göçmen sorunu, göçmen akımları, denizimizde Ege'de meydana gelen insanlık krizleri, terörizm maalesef olumsuz bir atmosfer doğuruyor, bu konuda işbirliği yapmamız gerekiyor.
"Bu krizle hiçbir ülke kendi başına mücadele edemez"
Türkiye son yıllarda bu konuda göçmen akımlarından dolayı çok büyük bir yükün altına girmiştir. Terörizmden kaynaklanan bu göçmen sorununa bir yöntem bulmamız lazım. Yunanistan 8 ay içerisinde büyük bir akıma maruz kaldı. Türkiye bu misafirperverlikle 2,5 milyon, Yunanistan ise 650 bin civarında göçmen ağırlıyor. Bu konuda atılması gereken daha fazla adım var. İnsan tacirleriyle baş edebilmemiz için ortak mücadele lazım. Bunlar insanlığa karşı bir küfür, tehlike ve hakarettir. İnsanların hayatını tehlikeye atmaktan çekinmiyorlar. Bu, bizim insanlık sorunumuzdur. Bu krizle hiçbir ülke kendi başına mücadele edemez.
Eylem planı çerçevesinde Avrupa, Türkiye ve Yunanistan'ın işbirliği yapması gerekiyor. Göçmenlerin 3. ülkelere yasal bir şekilde yerleşmesi konusunda çalışmalar yapılması gerekiyor. Avrupa'nın da bu konudaki sorumluluğunu üstlenmesi gerekiyor bu yerlkeşim sürecinin sonuç vermesi gerekiyor bunun için göçmenlere illegal bir şekilde göç yollarını kullanmaları amacıyla onlara yasal bir yerleşim teminatı vermeliyiz. Bu çerçevede Türkiye'de işbirliğimiz içerisinde dışişleri bakanlıkları arasında işbirliğinin acilen başlatılmasına karar verdik. Bugün Türkiye'de somut önlemler için mutabakata vardık
"Bizim ve AKP'nin tekrar seçilmesi, 4 yıl boyunca ortak plan kurmamızı sağlıyor"
Geri iade anlaşması ile birliği geri kabul anlaşmasını bu konuda göçmen akımlarının önüne geçilmesi için çözüm yolları araştırdık yıllardır var olan sorunları konuştuk
Bizim ve AKP'nin tekrar seçilmemiz, 4 yıl boyunca yeniden ortak plan kurmamızı sağlıyor. Kıbrıs'ta iki toplumu cesaretlendirmeye karar verdik. Kalıcı barıştan yana olmalıyız şu anda karşımızda bir fırsat var olması gerekenden daha tedbirli olmamız gerekiyopr. BM ve AB kararları çerçevesinde her iki Kıbrıs da birleşik çatı altında fedarasyon altında bir çözüm desteklememiz gerekiyor. Bu çözümün Kıbrıs halkı tarafından kabul görmesi gerekiyor.
Son iki yıl içerisinde Yunan hava sahasındaki hava ihlallerini konuştuk, Türk savaş gemilerinin Ege'deki hallerini sorduk samimi bir diyalog içerisinde. Hepsine bir çözüm bulunabilir, Ege'deki güvenliği ve işbirliğini sağlayacak çözümler bulmamız gerekir.
Ticaret, ulaştırma, Selanik-İstanbul tren hattı, İzmir-Selanik-İzmir feribot hattında turizm kültürel ve eğitim değişim programları gerekiyor. Eğer samimi bir işbirliğini arttırabilirsek bu konuda samimi olabiliriz. AB konusunda Türkiye'ye destek olacağız Yunanistan da Türk halkına kardeşlik duyguları besliyoruz.
Soru-cevap
Çipras, açıklamalar sonrasında düzenlenen soru-cevap kısmında ise şunları söyledi:
(Atina'ya cami) Trakya farklı kültürlerin barışçıl şekilde yaşadığı bir bölgedir, orada onlarca cami var. Yunan Müslüman vatandaşlar burada dini ihtiyaçlarını karşılama imkanına sahipler. Bu konuda pozitif bir cevap almak isterseniz, Yunan hükümetinin aldığı bir karar var, başkent Atina’da bir cami açılmasıyla ilgili. Ama Batı Trakya’yla bir ilgisi olmayan bir konu. Yunan Müslümanlar her türlü inanç hakkına sahipler.
(Türkiye'nin AB üyeliği ve Güney Kıbrıs'ın bu konudaki tutumu) Türkiye’nin AB yöneliminde Yunanistan her zaman destekçidir. Hem Yunanistan hem de Türkiye’nin bu süreçten karlı çıkacağına inanıyoruz. Fasılların açılmasıyla ilgili olarak, biz fasılların tabii ki açılmasını istiyoruz. Bunların ön şartlarının yerine getirilmesi gerekiyor, karşılıklı olarak AB’ye dahil olabilmeniz ve karşılıklı yarar elde edebilmemiz için bunların olması gerekiyor. Kıbrıs bir AB ülkesidir ve diğer ülkelerin dahil olduğu kararlara dahil olmaktadır. Kıbrıs’ın durumu önümüzdeki toplantılarda konuşulacak. Karşılıklı adımların atılması için isteğin olduğu bir ortamda, bunlar mutlaka sonuç verir.
(Mülteci sorunu) Göçmenlerin ilk olarak kimlik tespitlerinin yapılması amacıyla hot spot terimini önerenlerden birisiyiz. Bu konuda ne demek isiyoruz? Tehlikeli bazı insanların gelip bu ülkeye tehdit oluşturacağını ve dolayısıyla tanımı bu çerçevede almamamız gerekiyor. Doğru tanımlayacak kelimeler bulabiliriz, İngilizce kullanmak zorunda değiliz. Ağırlama merkezleri diyebiliriz.
Karşı karşıya olduğumuz sorun, yüz milyonlarca insanın evlerinden edilmesi sorunudur. Bunlar sadece emniyet makamlarıyla çözümlenemez çünkü eğer polis önlemleriyle mücadele edeceksek bu sorunu çözemeyiz. Bu insanların sadece Türkiye’den Yunanistan’a gelmesi konusuna takılmamız gerekiyor, neden Ege’nin sularında boğulmayı, kaçmayı tercih ettiklerini anlamamız gerekiyor. Bunların nedeni kendilerine yapılan operasyonlar, evlerine düşen bombalardır. Türkiye sorununa siyasi bir çözüm bulunmazsa, ne yaparsak yapalım herhangi bir çözüme ulaşamayacağız. Karşılıklı olarak tarihi bir işbirliği komitesi oluştuup bu soruna çözüm bulmamız gerekiyor. Aksi takdirde bir çözüm bulamayız. ;Türkiye ve AB arasında devam eden müzakereler hususunda ise tabii ki sahil güvenliklerin ve frontex’in güçlendirilmesi yanında, dikkatimizi yoğunlaştırmamız gereken nokta Avrupalıların bu konudaki yükü Türkiye’yle paylaşamaları gerektiği konusudur. Çünkü bunların gideceği yerlere gidebilmeleri konusunda güvenilir ve göçmenlerin inanacağı bir çözüm bulmak gerekiyor. Onları insan tacirlerinin elinden kurtarmamız için bu gerekiyor.