Politika

CHP'li Ağbaba: Bahçeli, Saray'ın taşeronudur, kadro verilmelidir

"Bahçeli’nin yeri artık Balgat değil, Beştepe’dir, Saray’dır"

26 Aralık 2017 18:55

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin pazar sabahı yayımlanan KHK’ları eleştirenlere yönelik sözlerini değerlendiren CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Malatya Milletvekili Veli Ağbaba, "Bahçeli Saray’ın taşeronudur. Saray ona kadro vermelidir” dedi.

TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, 696 Sayılı KHK’nin 121. Maddesi’ni tartışmaya açanları ‘siyasi ve ideolojik provokatörler’ olarak nitelendiren ve ‘FETÖ’nün kurşun askerleri’ ifadelerini kullanan Bahçeli’yi eleştiren Ağbaba, şunları söyledi:

"KHK’lar adeta Türkiye’de hukuku savunanları ayağa kaldırdı. Farklı siyasi görüşlerde olan insanlar bile bu konuda itirazlarını yüksek sesle dile getirdi. Demokratik hukuk devletini savunan herkes itiraz etti. Bu eleştirilere tepki, hükümet ve saray sözcüsünden gelmedi. Mahir Ünal ve AKP Genel Başkan Yardımcıları, bu KHK’nın sadece 15-16 Temmuz gününü kapsadığını söyledi. 

"Ama biri var ki, bu KHK’yı eleştirenlere verdi veriştirdi. O kişi Devlet Bahçeli. Devlet Bahçeli Saray’ın taşeronudur. Saray ona kadro vermelidir. Bahçeli’yi Saray kadroya almalıdır. Hatta yazılı ve sözlü sınava tutulmadan doğrudan kadrolu olmalıdır.  Uzunca süreden beri Saray Sözcülüğünü zaten yapmaktadır. Milliyetçiler de onu zaten çoktan kadro dışı bırakmıştır. Bahçeli’nin yeri artık Balgat değil, Beştepe’dir, Saray’dır.”

"Suçluluğu kesinleşmemiş insanlara 'tek tip'i asla kabul etmiyoruz"

Son yayımlanan 696 sayılı KHK kapsmında, Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren suçlar nedeniyle tutuklu veya hükümlü bulunanların ceza infaz kurumu dışına çıkarılmaları durumunda, ceza infaz kurumu idaresince verilen giysileri giyme zorunluluğu getirilmesine de değinen Ağbaba, "Bu uygulama daha önceki dönemde hayata geçirilseydi, İlker Başbuğ gibi, Mustafa Balbay, Mehmet Haberal, Aziz Yıldırım, Ergün Saygun gibi insanlara tek tip tulum giydirilecekti. Daha önce tutuklanmış ama sonra özür dilenen isimler var. Bu tek tip, insanlığa tek tip giydirmektir” dedi. 

'Masumiyet karinesini’ hatırlatan Ağbaba, "CHP olarak suçluluğu kesinleşmemiş insanlara böyle bir uygulamanın yapılmasını asla kabul etmiyoruz. Bu konuda örnek alınmaması gereken ülkeleri örnek alıyorlar. Geçmişte vicdanları yaralayan o turuncu elbiselerin örnek alınması kabul edilemez. Tek tip yalnızca mahpuslara değil, insanlığa giydirilmek isteniyor” diye ekledi.

Taşeron düzenlemesinin KHK kapsamına alınmasını da eleştiren Ağbaba, "Milyonların yıllardır umutla beklediği, taşeron işçilere kadro konusu bir KHK ile çıkarılmıştır. Açıkça söylüyoruz, bu düzenleme eksiktir, gediktir ve Anayasaya aykırı bir şekilde düzenlenmiştir. Niye KHK ile çıkarıldı diye soruyoruz. Baştan açık çek verdik. Getirin Meclise 1 saatte çıkarırız dedik. Ama anlaşıldı ki hükümetin utandığı şeyler var” ifadelerini kullandı.

"Düzenleme Meclis’te yapılsaydı, haksızlığa uğrayan emekçiler haklarını arayabileceklerdi"

Ağbaba, düzenlemenin işçiler için olumlu olmadığına dair görüşlerini de şu 9 maddede anlattı: 

1- OHAL döneminde çıkarılan KHK’lar, sadece OHAL süresi içinde geçerlidir. Ancak taşeron işçilerle ilgili konu süreklidir. OHAL sona erdiğinde, eğer bu KHK’lar da diğer birçoğunda olduğu gibi Meclis’ten geçirilmezse, hukuksal bir soru işareti doğacaktır. 

2- Bu düzenlemenin tüm uyarılarımıza rağmen KHK ile yapılması, işçilerin hak aramasının önüne geçmek içindir. Çünkü Anayasa Mahkemesi bir kararla, KHK’ları incelemeyeceğini ilan etmiştir. Eğer bu düzenleme Meclis’te yapılsaydı, kadro alamayan ya da haksızlığa uğrayan emekçiler mahkemeler yoluyla haklarını arayabileceklerdi. Ama AKP bir oldu bitti ile milyonların umudu ile oynamıştır. 

3- Bu düzenleme yapılırken, ne işçiler, ne konfederasyonlar, ne sendikalar, ne de taşeron işçi dernekleri dinlenmemiştir. Sorunun doğrudan tarafları dikkate alınmamış, kapının arkasında bırakılmışlardır. Milyonları ilgilendiren hayati bir mesele, bakanlıkların kapalı kapıları ardında yazılmış ve dayatılmıştır. Bu düzenlemede işçilerin talepleri karşılanmamıştır. 

"İşçiler arasında ayrım yapılmıştır"

4- CHP olarak bizim ve sendikaların ortak talebi AYRIMSIZ ŞARTSIZ KADRO verilmesiydi. Ancak bu talep karşılanmadığı gibi, işçiler arasında ayrım yapılmıştır. 

Bazı kurumlardaki taşeron işçilere kadro hakkı verilirken bazılarına verilmemiştir. 26 özel bütçeli kuruluş ve 26 Kamu İktisadi Teşebbüsü dışarıda bırakılmıştır. Bu ayrımın mantıklı hiçbir izahı yoktur. KİT’lerde ve özel bütçeli kurumlarda çalışan on binlerce taşeron işçi kadro dışı bırakılmıştır. Bu resmen işçilere küfürdür.

5- İhale yöntemleri ve personel giderlerine göre bir ayrımcılık daha yapılmıştır. Birçok işçi bugün kadro alacağını düşünürken, yarın gerçeği öğrenecek ve büyük hayal kırıklığına uğrayacaktır.

"Yıllardır temizlik işinde çalışan bir işçiye sınav şartı getirilmesinin mantığı yoktur"

6- Kadroya alınacak işçilere sınav ve güvenlik soruşturması yapılacaktır. AKP’nin geçmiş uygulamalarına bakıldığında bunun da büyük mağduriyet doğuracağı ortadadır. Geçmişte yapılan mülakatlarda, Reis deyince aklına ne geliyor, hangi siyasi görüşe mensupsun, hangi mezhebe mensupsun, namaz kılıyor musun gibi sorular soruluyordu. 

Yıllardır temizlik işinde çalışan bir işçiye sınav şartı getirilmesinin mantığı yoktur. Bu işçi zaten bu işi yıllardır yapıyor. Sanki müsteşar, bakan yardımcısı atıyorlar. Güvenlik soruşturması ve sınav kendine muhalif olanların kadroya alınmamasını sağlayacaktır. Buna yüksek sesle itiraz ediyoruz.

7- Kadroya geçmek için başvuran işçilerden, hak kazandığı alacaklardan feragat etmesi istenecektir. Örneğin geçmişe yönelik 10 yıllık alacağını mahkeme yoluyla kazanan bir işçiye ya vazgeçersin ya da sana kadro yok denecektir. Bunun adı emekçiye şantajdır.

8- Kadroya alınacak işçilere yönelik ayrımcılık sürecek. İşçiler alındıkları kurumdaki toplu sözleşmeden yararlanamayacaklar. Aynı işi yapanlar arasında ücret ve hak farkları olacak. Bu durum işçiler arasında büyük yarılmalara, sosyal çatışmalara zemin hazırlayacak. 

9- Yerel yönetimlerde çalışan yüz binlerce taşeron işçisi kadro kapsamı dışında bırakılmıştır. Yalnızca bir şirketten başka bir şirkete geçeceklerdir. Bu ayrım, ne ahlakidir ne de vicdanidir."