Gündem

CHP'li Erdoğdu'dan 'kur korumalı mevduat sistemi' yorumu: Şu anda Çiftlik Bank ekonomisi var; bir süre sonra yeni üye gelmedikçe büyük çöküş olacak

"İBB'nin 86 bin çalışanı var çoğu AK Parti zamanında girmiş insanlar"

27 Aralık 2021 18:11

CHP İstanbul Milletvekili Aykut Erdoğdu, dövize endeksli mevduat sistemi ile ilgili ''Yapılan şey bir Titan Zinciri oluşturmaktır. Şu anda Çiftlik Bank ekonomisi var. Çiftlik Bank ilk kurulduğunda herkes ne kadar mutluydu. Alttan yeni üye geldikçe para geliyordu bu da onun gibi bir şey. Bir süre sonra yeni üye gelmedikçe büyük çöküş olacaktır'' dedi.

İçişleri Bakanlığı'nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde terör örgütleriyle iltisaklı personel iddiasına ilişkin özel teftiş başlatıldığının hatırlatılması üzerine Erdoğdu, ''Biz kimseyi adli sicil kağıdı olmadan, güvenlik soruşturmasından geçirmeden işe almıyoruz. İBB'nin 86 bin çalışanı var çoğu AK Parti zamanında girmiş insanlar. Süleyman Soylu'ya baktığımızda şimdiye kadar söylediği onlarca şeye istinaden söylüyorum kim bu 500 kişi hemen gereğini yapacaksın. Üstelik bana niye adli sicil temiz kağıdını gönderdin." ifadelerini kullandı.

Karar'a konuşan Aykut Erdoğdu'nun açıklamaları şöyle:

"Satın alma gücünü artırmıyorsanız fiyat artırmanın bir anlamı yok"

2022 yılında asgari ücretin en alt rakamının 4 bin 250 lira olmasının bir anlamı olmadığını belirten Erdoğdu, ''Eğer bir ülkede reel ücreti, satın alma gücünü artırmıyorsanız fiyat artırmanın bir anlamı yok. Popülist siyaset, hoş görünüp böyle kabul görelim bana kişisel olarak çok uymuyor. Alan çok alıyor alamayan hiç alamıyor. Bir dönem ülke protein ihtiyacını tavuk etiyle idare etti. Tavuk, yumurta, un ucuzdu, şuan her şey çok pahalı artık tavuk eti bile lüks oldu. Doğuya gittiğimiz de söyledikleri bir çuval un oluyor. Doğu'da halk hala kendi ekmeğini kendi yapıyor. 1 çuval un bir hafta içinde 250 liradan başladı 400 lirayı buldu. Geçen yıl 120 liraydı. Enflasyon sepetini oralarda bir ton kömür, bir çuval un ve mazotun litresi oluşturuyor'' şeklinde konuştu.

Yıldıray Oğur'un, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Dövize endeksli TL mevduat sistemini duyurmasının ardından doların hızla düşmesiyle birlikte muhalefet karambole mi düştü?" sorusuna Erdoğdu şöyle cevap verdi:

"Mühim olan ekonomisi öngörülebilir bir politikası geliştirmektir"

''Ekonomiyi kötü yönetmek kendileri dahil herkesi karambolde bırakmaktır. Mühim olan ihtiyatlı bir şekilde sürpriz olmayan bir ekonomi beklentisidir. Ekonomisi öngörülebilir bir politikası geliştirmektir. Bugün FED'e baktığımızda 0.25 arttıracaklar bunu 2 yıl öncesinden duyuruyorlar. Döviz kuru 18'e çıkıp 11 liraya indirip muhalefeti karambolde bıraktık gibi görüyorlarsa buna başarı diyorlarsa evet çok başarılı, şok olduk.''

"Enflasyon üç haneye gidiyor"

Kur korumalı mevduat sistemini Titan Zinciri oluşturmaya benzeten Erdoğdu, ''Şu anda Çiftlik Bank ekonomisi var. Çiftlik Bank ilk kurulduğunda herkes ne kadar mutluydu. Alttan yeni üye geldikçe para geliyordu bu da onun gibi bir şey. Bir süre sonra yeni üye gelmedikçe büyük çöküş olacaktır. Şuan itibariyle döviz kurunu tutmak için Merkez Bankası'nın iyice erimiş rezervleri daha da eritiliyor. bir ülkenin para birimi diğer ülkenin para birimine göre satın alma gücünü kaybederse enflasyon vardır. İlk bakacağımız şey enflasyondur. Bunlar neden TÜİK üzerinden düşük açıklıyorlar, enflasyon bütün bunları belirleyen temel gösterge de ondan. TÜİK yüzde 20 açıklamış daha nitelikli mal sepeti derinlikli olan araştırma grubu yüzde 59 ölçtü. Bu fiyat 8 lirayken üstelik, 4 ocakta tekrar açıklanacak. Türkiye reel olarak 100 puan üzeri bir enflasyona koşuyor. Bir taraftan enflasyona yüzde 20 diyorsunuz bir yandan asgari ücreti yüzde 50 artırıyorsunuz. Ücretler genel seviyesini yüzde 50 artırmanız lazım. Enflasyon üç haneye gidiyor. Bu gidiş durdurulamazsa enflasyon yüzde 100'ü geçecek bu TL bir kat daha değer kaybedecek demektir."

"Merkez Bankası rezerv mekanizması ile döviz satıyorlar ve vatandaşı inandırmaya çalışıyorlar"

''Merkez Bankası'nın amacı fiyat istikrarını sağlamaktır. Kur hareketleri istikrarı bozucu olduğu zaman Merkez Bankaları piyasaya girer duruma göre döviz alır ya da satar. Şeffaf bir Merkez Bankası ben döviz satım ihalesi açtım şu fiyattan bana teklif verin der ama bunu yapmıyor arka kapıdan komu bankalarına para veriyor. Kamu bankaları da piyasaya girip döviz satıyorlar. Lütfi Elvan ve Naci Ağbal izlediği iktisat politikası daha kabul görebilirdi bu yüzden görevden oldular. Merkez Bankası rezerv mekanizması ile döviz satıyorlar ve vatandaşı inandırmaya çalışıyorlar. Vatandaş satmış değil. Merkez Bankası'nın bilançosundan alınan ve satılan dövizi göreceğiz. Ama kimlerin aldığını bizim teknik olarak görmemiz mümkün değil.''

"Biz devletin tam borcunu ilk defa bilmiyoruz"

Devletin borcunun ilk defa açıklanmadığına vurgu yapan Erdoğdu, ''İyi kötü kamu maliyemiz biraz daha düzgündü. Biz devletin tam borcunu ilk defa bilmiyoruz.150 milyar dolarlık garanti vermiş bütçede yok. Şehir hastaneleri, enerji anlaşmaları, ulaştırma garantileri, dış borç kütüğü sağlıklı tutuluyor mu bilmiyoruz. 6 buçuk milyar Euro 3. havalimanın garantisi var her yıl ödüyoruz. Bütçe de karşılığı yok Devlet Hava Meydanları nazım hesaplarında. Bunun gibi devlette inanılmaz şeyler var. Varlık fonu borcu 10 milyar Euro ama ana hesaplarda yok karıştırıp bulacaksınız anca'' dedi.

''Bunun tam adı manipülasyondur"

20 Aralık gecesinde Erdoğan konuşurken doların hızlı düşüşünün perde arkasına hükümet değiştiğinde ortaya çıkacağına vurgu yapan Erdoğdu, ''Bunun tam adı manipülasyondur. Manipülasyonu tespit etmenin tek yolu bankaların kambiyo hesaplarının incelenmesidir. Hükümet değişmeden net olarak bilmemiz mümkün değildir. Bu hükümetin uygulamalarına baktığımızda ihale sisteminden sahte enflasyona kadar muhtemel bir bilgi sızdırma olmuş olabilir. Cumhurbaşkanı faiz kararından önce çıkıp yaptığı 2 saatte olan işlemeler, 5 dakika geç açıklaması bir dolu spekülatif şey var. Yapılacak şey çok basit iktidara geldiğiniz de bunları bankalardan isteyeceksiniz. Büyük ihtimalde paravan şirketler hesaplar çıkacaktır karşımıza. Bunları ayıklayıp şirketlerin gerçek sahiplik ilişkilerini bulduğumuzda bu ortaya çıkar. Bu profesyonel bir şüphedir. Eldeki deliller profesyonel bir şüphe duymamız için yeterince güçlü'' dedi.

Aydoğdu sözlerine şöyle devam etti:

"Korkum temel gıda maddelerinin temininde zorluklar çıkması"

''Karşımızda otokrat bütün güçleri ele geçirmiş bir yönetim var. Benim korkum temel gıda maddelerinin temininde zorluklar çıkması, olur ama kimse alamaz. Diyelim simit 3 lira var mı var yarın 7 liraya çıktığında var olacak ama kimse alamayacak. Bunun bir sosyal patlamalara doğru gitme ihtimali var. İnsanlar tencere vuruyor ve bunlar daha önce eylem görmemiş yerlerde oluyor. Bu insanları biraz daha sıkarsanız bir patlama olabilir. Sokağa çıkmalar başlayabilir. Biz insanlara alternatif bir gelecek olduğunu anlatmaya çalıştıkça dış güç diyorlar bize çünkü rasyonel bir yapıyla karşı karşıya değiliz. Bir saatte dolar düşürdüm diye övünüyor iki ay sonra mahvolacak bu ülke, hastayı kanser etmişsiniz sonra eroin verip bak ne kadar iyi oldu demek gibi bu.''

"İBB'nin 86 bin çalışanı var çoğu AK Parti zamanında girmiş insanlar"

İçişleri Bakanlığı'nın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde terör örgütleriyle iltisaklı personel iddiasına ilişkin özel teftiş başlatıldığının hatırlatılması üzerine Erdoğdu, ''Biz kimseyi adli sicil kağıdı olmadan, güvenlik soruşturmasından geçirmeden işe almıyoruz. İBB'nin 86 bin çalışanı var çoğu AK Parti zamanında girmiş insanlar. Süleyman Soylu'ya baktığımızda şimdiye kadar söylediği onlarca şeye istinaden söylüyorum kim bu 500 kişi hemen gereğini yapacaksın. Üstelik bana niye adli sicil temiz kağıdını gönderdin. Çalışan 86 bin kişiyi nasıl zan altında bırakabilirsin. Şuan Süleyman Soylu AK Partili değil, MHP'li de değil. Orta da dengenin adamı, Tayyip Beyin hiç haz ettiğini sanmıyorum. Hakkında ciddi iddialar var. AK Parti grubunda kendisinden oldukça rahatsız. Mecliste ağırlıklı olarak HDP'ye sonra CHP ve İYİ Parti'ye saldırarak kendisini meclis kahramanı ilan ettirmeye çalışıyor. Mesele Süleyman Soylu ise herkes büyük bir rezervle baksın. Bundan hiçbir şey çıkmaz sadece toplumu çok huzursuz ediyor. Elimizi kolumuzu her şeyimizi bağlıyorlar buna rağmen İstanbul iyi işler yapıyor'' dedi.

"İslam deseniz çürütüldü, millet deseniz çürütüldü ,devrim deseniz çürütüldü"

Erdoğdu, ''Ne bana ne CHP'ye ne başka birine asla kontrolsüz bir yetki emanet edilmemeli. Türkiye'nin yeni bir motivasyona ihtiyacı var bu motivasyonu sağ, hep milliyet ve din üzerinden sol ise devrim ve sınıf üzerinden yaptı. Bu motivasyonların ne kadar kötüye kullanıldığını hepimiz gördük. Örneğin siz Tarım bakanlığa bir daire başkanı koydunuz 10 milyon dolarlık ihale yapacak bu kişi önüne bir milyon dolar konulduğunda yakalanma riski yoksa bu kişinin o paraya tenezzül etmeme motivasyonu nedir. İslam deseniz çürütüldü, millet deseniz çürütüldü ,devrim deseniz çürütüldü, biz kime güveneceğiz. Sadece kurum yetmiyor kültürün ve ahlakın yeniden inşaası gerekiyor. Motivasyonumuz bir diğer kimliğin riski üzerine kurulu'' diye ekledi.