Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 50 milyon vatandaşın kimlik bilgilerinin CHP İzmir örgütü tarafından sızdırıldığını söylemesi üzerine açıklama yapan CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, “Bu beceriksiz hükümet bu korumayı yapamadığı için kendi suçunu başka yerlere atma meselesidir” dedi.
CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel, bilişimden sorumlu İl Başkan Yardımcısı Salih Çiftçi ile birlikte düzenlediği basın toplantısında Başbakan'ın “Vatandaşların kimlik bilgileri CHP İzmir teşkilatından sızdırıldı" yönündeki iddiasını değerlendirdi.
CHP İzmir İl Başkanı Yüksel'in açıklaması şöyle:
“Türkiye yine büyük bir manipülasyon ve gündem değiştirmeye uyandı. Özellikle Türkiye'de yürütülen algı operasyonunda son zamanlarda AKP iktidarı tarafından İzmir merkez yapılmaya çalışılıyor. Dün Başbakan'ın açıklamaları, geçen hafta bir skandal olarak ortaya saçılan 50 milyon yurttaşımızın kimlik bilgilerinin yurt dışında elden ele dolaştığı yönündeki haberler üzerineydi. Bu skandalın bir numaralı sorumlusu olan hükümet yine 'bunu üzerimden nasıl atarım'ın çabası içine girmiştir. Her sıkıştığı noktada Başbakan ve hükümet bu sıkışmışlıktan kurtulmanın yolunu kendi işlediği suçu CHP işlemiş gibi göstermeye çalışarak çıkmaktadır. Çok büyük bir manipülasyonla, saptırma, algı operasyonuyla karşı karşıyayız. Geçen hafta içinde benim AKP İl Başkanı Bülent Delican'ın İzmir'le ilgili tutarsız karıştırıcı açıklamalarına yanıt verirken konuşulması gereken asıl mesele 50 milyon yurttaşın kimlik bilgilerinin nasıl yurtdışına sızdırıldığı, nasıl ele geçirildiği idi. Konuşulması gereken şey her gün yedi şehit veriyor olmamızdı. Bunu hazırlayan iktidarın politikalarının sorgulanmasıydı. PKK ile görüşmelerin sorgulanmasıydı. PKK ile yaptıkları anlaşmalar sorgulanmalıydı. Ensar Vakfı gibi bir vakıf içinden patlayan çocuklara taciz suçunun konuşulması gerekiyordu. Yasalara göre ilk ve orta öğretim çocukları için özel yurtlar açılması yasak olmasına rağmen iktidara yakın vakıfların bunu serbestçe yapabildikleri hatta hükümet cephesi tarafından desteklendikleri ortaya çıktı. Bunların konuşulması gerekiyordu."