Hükümlülerin yakınlarıyla Türkçe dışında bir dille telefon görüşmesi yapabilmesi için araştırma şartı kalkıyor. ‘Türkçe bilmiyorum’ beyanı yeterli olacak.
TRT 6’da 24 saat Kürtçe yayın yapılmasının yankıları sürerken devlet Kürtçe açılım konusunda yeni bir adım da attı. Adalet Bakanlığı Kanunlar Genel Müdürlüğü, Ceza İnfaz Kurumları Tüzüğü’nde değişiklik yaparak, tutuklu ve hükümlülerin yakınları ile Kürtçe telefon görüşmesi yapabilmesinin önünü açmaya hazırlanıyor. Henüz taslak halindeki düzenlemeye göre tutuklu ve hükümlülerin yakınlarıyla Kürtçe görüşme yapabilmesi için Türkçe bilmediklerini beyan etmesi yeterli görünecek. Telefon görüşmeleri kayda alınacak.
Adalet Bakanlığı ‘Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi İle Ceza Ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzükte Değişiklik Yapılmasına Dair Tüzük Tasarısı Taslağı’ hazırladı. 3 maddelik taslak halindeki tüzüğün Danıştay’ın incelemesi sonrası yürürlüğe gireceği belirtildi.
Kolluk araştırıyordu
Tüzüğün 88. maddesi’nin ‘p’ bendinde yapılan değişiklikle, hükümlülerin yakınları ile Kürtçe konuşmalarının önü açıldı. Daha önce Türkçe dışında dil ile konuşma yapmak isteyenlerin talepleri, kolluk güçleri tarafından araştırmaya tabi tutularak, gerçekten Türkçe bilip bilmediği inceleniyordu. Yeni düzenleme ile Kürtçe konuşma için beyanda bulunmak yeterli olacak.
Yapılan değişikliğe göre, hükümlülerin Türkçe bilmeyen yakınları ile yaptıkları telefon görüşmeleri kayıt altına alınacak. Kayıtlar daha sonra ayrıntılı incelemeya tabi tutulacak. Eğer telefon görüşmesinin suç teşkil etme ihtimali olan faaliyetler için kullanıldığı anlaşılırsa hükümlünün aynı kişi ile bir daha Türkçe dışında görüşme yapmasına izin verilmeyecek.
Yapılan düzenlemenin gerekçesinde, ‘Türkçe dışında bir dil ile telefon görüşmesi yapmak isteyen hükümlünün talebi değerlendirilirken Türkçe bilip bilmediğinin tespitinde sorunlar yaşandığı” ifade edildi. Yapılan değişiklikle, bu kişilerin Türkçe bilip bilmediği konusunda hükümlülerin beyanının esas alınmasının yeterli olacağı vurgulandı. Gerekçede şöyle denildi: “Buna göre, hükümlünün telefonla görüşeceği kişinin Türkçe bilip bilmediğinin kolluk tarafından araştırılmasına gerek kalmamaktadır. Bu şekilde yapılacak görüşmelerin kayıt altına alınmasına ise devam edilecektir.”
İşte düzenleme
Söz konusu düzenleme şöyle: “Telefon görüşmeleri Türkçe yapılır. Ancak, hükümlünün, kendisinin veya görüşeceğini bildirdiği kişinin Türkçe bilmediğini beyan etmesi halinde, konuşmanın yapılmasına izin verilir ve konuşma kayda alınır. Kayıtların incelenmesi sonucu, konuşmanın suç teşkil etme ihtimali olan faaliyetler için kullanıldığının anlaşılması durumunda, hükümlünün bir daha aynı kişiyle Türkçe’den başka bir dille konuşmasına izin verilmez.”
Yasak Nobel ödüllü Pinter’in oyununa konu olmuştu
Türkiye’deki Kürtçe yasağı geçen 24 Aralık’ta hayatını kaybeden Nobel Ödüllü İngiliz tiyatro yazarı Harold Pinter’in bir oyununa da konu olmuştu. Uluslararası PEN, Amerikalı Yazar Arthur Miller’le Pinter’i 12 Eylül sonrası Türkiye’de tutuklu ve baskı altında bulunan yazarların durumunu yerinde incelemekle görevlendirilmişti.
1985 yılında geldiği Türkiye’de siyasi baskılara uğramış, sırf yazdıklarından ötürü hapse girmiş kişilerle tanışan Pinter, 1988 yılında işkenceyi konu olan ‘Bir Tek Daha’ (One For Road) ve Kürtçe yasağını anlatan ‘Dağ Dili’ (Mountain Language) adlı oyunları yazmıştı. Pinter’in Diyarbakır’daki izlenimlerinden hareketle kaleme aldığı ‘Dağ Dili’nde cezaevinde yatan yakınıyla Kürtçe konuşmasına izin verilmeyen bir kadının hikâyesi anlatılır.
‘Dağ Dili’ oyunu ilk olarak 1988 yılında Londra’daki Royal Ulusal Tiyatro’da sergilenmış ve geniş yankı uyandırmıştı. Büyük başarı yakalayan Pinter’in bu oyununu önceki yıl ölen yazar Mehmed Uzun Kürtçe’ye çevirmişti.