Politika

Cemil Çiçek: Çok çalışıyoruz, biz kazanacağız

Çiçek, 29 Mart yerel seçimlerine ilişkin 'Biz kazanacağız. En çok çalışan parti de biziz. Allah da çalışana veriyor' dedi.

15 Şubat 2009 02:00
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, 29 Mart yerel seçimlerine ilişkin olarak, 'Ben milletin takdiri üzerine tahmin yapmam ama biz kazanacağız. En çok çalışan parti de biziz. Allah da çalışana veriyor' dedi.

Çiçek, AK Parti'nin 29 Mart seçimlerindeki hedefinin sorulması üzerine, "Kazanmak... Geri kalanı milletin takdiridir" dedi.

Bakan Çiçek, "Ben milletin takdiri üzerine tahmin yapmam ama biz kazanacağız. En çok çalışan parti de biziz. Allah da çalışana veriyor. Türkiye'nin her tarafına giden parti biziz. Bazı partilerin daha nereye gideceği belli değil" diye konuştu.

Çiçek, "Yazılanlar doğruysa bazı partiler Ankara'nın batısına gidiyor, doğuya giden parti lideri de yok. Onların hepsi Ankara, İstanbul'da esiyor, yağıyor, gürlüyor. Türkiye'yi yönetmek isteyenler Türkiye partisi olmak mecburiyetindedirler" ifadesini kullandı.

CHP'ye eleştiriler

Cemil Çiçek, CHP'nin son dönemlerdeki açılımları konusunda da, "Bu açılımların arkasına iyi bir sabıka kaydı koyabilirseniz o açılımlar son derece önemli ya da önüne bir şey koyabilirseniz... Aksi takdirde seçime dönük beyan, açıklama olur. Bunların kalorisi olmaz, bunlar diyet açılımlardır, sıfır kaloridir. Yani siz merasimle 'açılım yapıyorum' diyorsunuz ondan 2-3 ay önceb ugünkü açılımınızı sıfırlayacak davranışlarda bulunuyorsunuz. Bazılarının demokratik tövbe ihtiyaçları var" diye konuştu.

"Bu açılımları demokratik zemine oturtacak ileriye dönük bir perspektif olarak görmediğini" ifade eden Çiçek, "Örneğin, bunlara ilişkin bir yasa teklifi yok. Seçim endişesiyle, sandık korkusuyla... Türkiye'de sandık korkusu önemli. Türkiye'de 30 Mart sabahı bazı partilerde ciddi bir tartışma da başlayacaktır. Açılımlara 'kötü' demem... Türkiye'de demokrasiyi daha da kurumsallaştıracak, daha da standardını yükseltecek her türlü açılım üzerinde önemle durulmalıdır. Ben şahsen karşı birduruş içerisinde olmam. Ancak bunun arkasında kötü bir sicil, önünde de beyaz bir sayfa görünmüyorsa o cümle kalorisizdir" dedi.

IMF ile görüşmeler

IMF ile sürdürülen görüşme sürecine ilişkin bir soruyu yanıtlarken de Türkiye'nin IMF ile yaptığı görüşmelerde bir kısım reformları son 6 yılda hayata geçirdiğini bunun için de krizden en az etkilenen konumda olduğunu söyledi.

"Siyasi mülahazalar dışında herkesin bu gerçeği gördüğünü" bildiren Çiçek, "IMF ile görüşmelerde taksit taksit görüşmeyi doğru bulmuyoruz. Bugün 3 konu, tam anlaşıyoruz diyoruz, 2 tane daha... Eğer anlaşamayacaksak Türkiye'yi de yerli yersiz bir spekülasyona tabi tutmak doğru değil. Biz IMF'den gelecek kredi sebebiyle konu üzerinde durmuyoruz. IMF bir akreditasyon kuruluşu olarak Türkiye'deki ekonomi politikaları açısından bir teminat teşkil ediyor. Özellikle yabancı sermaye açısından, dış çevreler açısından. Bizim için IMF ile anlaşmanınbirinci sebebi budur" diye konuştu.

Anlaşma sürecinde IMF'nin talepleriyle meslek kuruluşlarının taleplerini bağdaştırmaya çalıştıklarını anlatan Çiçek, "Meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri 'IMF ile anlaşın' diyorlar ama konuşma metinlerine baktığınızda 'piyasayı canlandırın, piyasaya para sürün, şöyle yapın, böyle yapın'...Harcamaları artıran birçok teklif var. IMF teklifleri genelde harcamaları kısantekliflerdir" dedi.

'Seçimle alakası yok'

"Bu konunun aceleye getirip işleri çıkmaza, kurumları sıkıntıya sokacak,gelinen noktayı geriye götürecek, ekonomik sıkıntıyı artıracak bir anlaşma yapmayı istemediklerini" anlatan Çiçek, "Bu konuşmalar devam ediyor, bunun seçimle filan alakası yok. Seçimendişesi taşımadan icraat yapan bir hükümetiz biz. En zor yasal düzenlemeleri bile seçimlere giderken yaptık. 2007 seçimleri öncesinde Sosyal Güvenlik Reformu'nu yaptık. Onun için bugün sıkıntılar en alt düzeyde. Bundan öncedeTürkiye krizler yaşadı, bunların sorumlusu kötü yönetimlerdi. Bu defa ki krizin sorumlusu ülkede kötü bir yönetim olduğundan değil, krizin çıktığı ülkelerde kötüyönetim olduğu içindir. Dış kaynaklı bir krizdir. 'Türkiye kötü yönetildi de bunun sonucunda kriz çıktı' diye bir şey yok" dedi.