Spor

Celladına aşık olan bir esirin tutkunluğu ile bağlandım

Sivasspor'dan dün istifa eden Bülent uygun kişisel internet sitesinde duygusal bir veda konuşması yayımladı.

05 Ekim 2009 03:00

Sivasspor teknik direktörlüğü görevinden dün istifa eden Bülent Uygun, Sivasspor'a ve Sivas'a gönül bağı olduğunu ancak artık ayrılma zamanının da geldiğini belirterek, "Celladına aşık olan bir esirin tutkunluğu ile bağlandım bu camiaya" dedi.

Bülent Uygun, kişisel internet sitesinde istifasıyla ilgili yaptığı duygu yüklü açıklamasına Yunus Emre’nin ’Yaradılanı severim, Yaradandan ötürü’ dizeleriyle başlayarak "Hep yaradılanı sevdim, O’nun yarattığı her şey güzeldi, her şey değerliydi benim için. Bu benim hayat felsefemdi hep" dedi.

Artık ayrılma zamanının geldiğini, bu kaçınılmaz sonun ne zaman yaşanılacaksa o zaman yaşayacaklarını kaydeden Uygun, duygularını şöyle yazıya döktü: "Belki bu kelimeler yetersiz kalacak, belki kifayet etmeyecek duygularıma tercüman olmaya. Ancak sevdiklerimin içinde en değerli olanı bırakacağım artık sizlere. Benden bir parça, benden bir can alacaksınız bugün. Hepinizin oğlu, kardeşi, ağabeyi kabul ettiği bir kimliğin şerefiyle yaşadığım bu şehirde, sizleri daha fazla üzmemek adına görevimi bırakıyorum. Benim için bu kavga hiçbir zaman bitmedi, bitmeyecek. Biliyorum ki hep Don Kişot’u olduğum bu kavganın yel değirmenleri de tükenmeyecek. Ama inançlı mücadelemi hep sürdüreceğim. Aldığım her görevin kutsal olduğunu inancımı yitirmeyeceğim, inanın bu ayrılık bir nebze bile bu inancıma zarar vermeyecektir.

"Susmayı bir erdeme kabul edip hep bekledik"

Kendisiyle birlikte görev yapan tüm ekibin aynı özveri ve inançla mücadele ettiğini, beraber çıktıkları bu yolda kimi zaman yağmura, kimi zaman fırtınaya tutulduklarını aktaran Uygun, "Bana zarar vermek adına yapılan tüm çirkin saldırılara birlikte göğüs geren bütün arkadaşlarım da inanın benimle birlikte incindiler, kırıldılar. Ancak hepimiz, sorumluluğunu aldığımız takımımıza daha fazla zarar vermemek adına susmayı bir erdem kabul edip sabırla bekledik" ifadelerini kullandı. Mütevazi bütçelerinin ve imkanlarının elverdiği ölçüde şehre ve insanlarına bir şeyler vermeye çalıştıklarını ifade eden Uygun, şöyle devam etti: "Tesisleşme adına, kurumsallaşma adına güzel şeyler ortaya koyabilmenin mücadelesini yaptım hep. Projeler ortaya koydum.

Kazandığımızı stadyuma, tesisleşmeye, geleceğe bir şeyler bırakma adına harcamaya çalıştık. Bugün hatırı sayılır bir kompleksimiz ve stadımız var. Her Sivaslı göğsünü gere gere bu stat bizim, bu tesis bizim diyebiliyor. Biliyorum çok daha iyisine layıklar. (Çok konuşuyorsun) dediler. Doğrudur konuştum. Futbolcumu, yönetimimi, takımımı hedef tahtası yaptırmamak için kendim hedef olmayı seçtim. Gazetelere, televizyonlara bakın o dönemler, hiçbirinde futbolcumu, takımımı hedef alan bir yazı, bir eleştiri göremezsiniz. Amatör bir ruhla oynayan takımlar, hele hele süper lige yeni kaynamaya başlamış takımlar en küçük rüzgarda dağılırlar. Futbolcu o yükü kaldıramaz, ya ayakları yere basmaz ya da düşerse bir türlü ayağa kalkamaz. Bunu anlayabilen anlıyordu zaten. Anlamamak için direnenlere ne diyebilirim ki?"

"Celladına aşık olan bir esirin tutkunluğu ile bağlandım"

Bugün olmasa bile yarınlara, gelecek kuşaklara futbola adına bırakılabilecek ne varsa onları bırakmaya çalıştığını, vizyon, imkan ve hedefin vazgeçilmez düsturu olduğunu kaydeden Bülent Uygun, "Celladına aşık olan bir esirin tutkunluğu ile bağlandım bu camiaya. Bir gün muhakkak düşüreceği giyotin bıçağının soğukluğunu, futbolun doğasında olan bu sonu, hep boynumda hissetmeme rağmen, sıcacık ve samimi duygularla bağlandım. Öğrettiklerimin ve hayat ilkelerimin sonuçlarına sadık kalmaya çalıştım. Sorumlu olmak neyi gerektiriyorsa bilin ki şu an bile onu yapıyorum" ifadelerini kullandı.

"Sivas'ı bir arada tutabilecek ne varsa hep orada olmaya çalıştım"

Sivas’ı memleketi olarak gördüğünü, ilin her sorununda, her sıkıntısında yanında olmaya gayret ettiğini kaydeden Uygun, açıklamasını şöyle sürdürdü: "Dikimevi kapanmasın diye ne kadar mücadele ettiğimi, kamuoyu bilir. Sıkıntısı olanın, sıkıntısını gidermeye çalıştım. İşleri rast gitmediği için otel çatıların da, ’Paydos hayata’ demek isteyen insanları, hayatın bir parçası yapmayı becerebildim. Cami yaptırıyoruz derken, nedense bazı gözler bizi dindarlıkla suçladı, ama hiçbirisi (kilise de yaptıracağız) dediğimi görmedi, duymadı. Sivas’ı bir arada tutabilecek ne varsa ben hep orada olmaya çalıştım. Yeri geldi Cuma’da namazımı kıldım, yeri geldi Cemevi’nde Cem’e katıldım. Yeri geldi bir okulun gecesinde gençlerle eğlenmeyi seçtim. Yeri geldi gençleri teröre karşı bilinçlendirme tiyatrosuna futbolcu kardeşlerimle destek verdim. Belki çok fazla elbise giydim. Ama bilin ki her rengi, her dokusu, her kumaşı Sivas’ın rengiydi, Sivas’ın dokusuydu. Biliyorum Sivaslılar beni çok sevdi, benim onları sevdiğim gibi."

Uygun, açıklamasının sonunda görevi süresince desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen başta kulüp başkanı Mecnun Otyakmaz olmak üzere, yönetim kuruluna, ekip arkadaşlarına, futbolculara ve ’gerçek taraftarıyla tüm Sivassporlulara teşekkür ederek, "Beni, ben gibi seven tüm herkesten haklarını helal etmelerini diliyorum. Allah’a emanet olunuz" dedi