Politika

ÇELİK: ÇELİŞKİ SÖZ KONUSU DEĞİL BURSA (A.A)

03 Nisan 2011 13:07
-ÇELİK: ÇELİŞKİ SÖZ KONUSU DEĞİL BURSA (A.A) - 03.04.2011 - Devlet Bakanı Faruk Çelik, ''başkanlık'' sistemi tartışmalarıyla ilgili, ''Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın birer cümlesini alarak sanki bir çelişki varmış gibi takdim etmek son derece yanlıştır'' dedi. Bakan Çelik, Türkiye'de her alanda önemli değişim ve dönüşüm süreçlerinin yaşandığına dikkati çekti. Cumhuriyetin 100. yılına doğru giderken, büyüyen Türkiye anlayışının kökleşmesi konusunda her alanda atılım yapılması gerektiğini vurgulayan Çelik, ''Bu kapsamda idari yapı anlamında, yönetim anlamında farklı modellerin, farklı anlayışların tartışılmasını ben son derece doğal karşılıyorum'' diye konuştu. Çelik, tartışılması gereken konuların içinde başkanlık sisteminin de bulunduğunu ifade ederek, bu konuda Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın ortaya attığı fikrin saygı değer olduğunu dile getirdi. Bu konuda en doğru kararı, halkın tercihi ve onayıyla ortaya koymanın en doğru yol olduğunu ifade eden Çelik, şunları kaydetti: ''Bundan kaçınmamak gerekiyor. Fikirlerin tartışılmasında, düşüncelerin, görüşlerin tartışılmasında endişe edilecek bir şey yok. Bundan endişe etmek aslında endişe edilecek durum. Yani 'tartışılmasın, görüşülmesin, yeniliğe açık olmayalım, kapalı olalım' gibi yaklaşım son derece sakıncalı bir yaklaşımdır. Her şeyi tartışırız. Türkiye'nin yararınaysa 'Evet' Türkiye'nin yararına değilse 'Hayır' deriz. Bu kadar açık.'' -CUMHURBAŞKANI GÜL'ÜN AÇIKLAMASI- Bakan Çelik, Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül'ün bu konudaki açıklamalarına işaret ederek, şöyle devam etti:  ''Ben sayın Cumhurbaşkanımızı da Başbakanımızı da dikkatle dinledim. Bir çelişki söz konusu değil. Şu anda Türkiye seçime gidiyor. Türkiye'nin gündeminde şu anda başkanlık sisteminin tartışıldığı bir atmosfer yok. Bu yönüyle sayın Cumhurbaşkanımız gayet net bir görüş ifade ediyorlar. Sayın Başbakanımıza sorulan bir soru var; sayın Başbakan da 'Seçimden sonra Türkiye'de bu konular tartışılmalı, gerekirse referanduma gidilmeli' diyor. Akabinde sayın Cumhurbaşkanı da 'Seçimden sonra bunlar görüşülebilir. Tartışılmasında ben bir mahsur görmüyorum' diyor. Yani Sayın Cumhurbaşkanımız ve Başbakanımızın birer cümlesini alarak sanki bir çelişki varmış gibi takdim etmek son derece yanlıştır.  Bütünüyle baktığınız zaman seçim atmosferine giriyoruz, her ikisi de aynı şeyi söylüyor. Seçim atmosferinden çıktıktan sonra da tartışılıp, referandum süreci gerekiyorsa olabilir. 'Ülkenin hayrına ise bu konu değerlendirilmelidir' diyorlar. Yapılmak istenen, belli çevrelerin sanki 'Efendim büyük bir tartışma var, büyük bir fikir ayrılığı var' gibi bu önemli konunun bu şekilde takdimi son derece yüzeysel bir bakış açısıdır, art niyetli maksatlı bir yaklaşımdır.'' -ALEVİ VATANDAŞLARIN TALEPLERİYLE İLGİLİ ÇALIŞMA- Alevi vatandaşların talepleriyle ilgili uzun süredir bir çalışma yürüttüklerine de değinen Çelik, ''Kim ne derse desin Türkiye'deki kronik sorunlardan biri olan Alevi vatandaşlarımızın talepleriyle ilgili biz hükümet olarak ilk kez çok ciddi çalışmaları neticelendirmiş ve sonuç noktasına getirmiş bulunuyoruz'' dedi. Çelik, verdikleri sözlerin gereğini bir bir yerine getirdiklerini vurgulayarak, ''Şimdi tek kalan bir konu var; Madımak Oteli, nisan ayında yeni şekliyle hizmete veya işlevine başlayacaktır. Bu bizim toplantılarda, çalıştaylarda verdiğimiz bir söz idi, yerine getirdik. Din Kültürü Ahlak Bilgisi, AİHM çerçevesinde yeni bir müfredata dönüştürülmeliydi bunun gereğini yaptık. Bu kitaplar gelecek eğitim öğretim yılında hizmete hazır hale geldi. Şu anda Talim Terbiye Kurulu'ndan geçti ve Alevi eğitimcilerin de okeylediği bir müfredat daha kuşatıcı bir müfredat halinde oldu'' diye konuştu -''SİYASET ÜSTÜ BİR KONUDUR''- Cemevlerinin statüsüyle ilgili olarak da sivil yapılanma konusunda bir taslağın yapılan görüşmelerde oluştuğunu belirten Çelik, bunun işleyişi ve taleplerin nasıl karşılanacağıyla ilgili de taraftarla 12 Haziran'da yapılacak seçimden sonra bir araya geleceklerini ve son noktayı koyacaklarını anlattı. Çelik, bu konuda yanlışlık ve eksiklik olmadığını ifade ederek, şu bilgileri verdi: ''Bin 400 yıllık bir sorunu tartışıyoruz. Bin 400 yıllık bir sorunun bazı taleplerini çözmüşüz nihai olarak kalan bir konuyla ilgili de kafalarda netleşen bir tablo olmasına rağmen bunun ilgili taraflarla oturup, konuşup, birlikte neticelendirip, birlikte varsa o taslağın eksiklerini gidererek onu da yürürlüğe koyalım diyoruz. Burada bir eksiklik söz konusu değil. Şu platformda eğer biz tekrar çalıştaya katılanları toplasak, konuşsak birçoğu partilerden aday olmuş. Bundan dolayı herkes kendi siyasi görüşü çerçevesinde bu hassas konuyu alet etmeye başlayacak. Bunu biz doğru bulmuyoruz. Bu siyaset üstü halledilmesi gereken bir konudur. İnançlar konusu şöyle bir şeydir; hassas konulardır ve siyaset üstü ele alınması gereken konulardır.''  Kendilerinin de konuyu bu çerçevede ele aldıklarını ve bugün nihai noktaya getirdiklerini vurgulayan Çelik, şöyle devam etti: ''Şunu da açıkça ifade etmek istiyorum; biz ne gibi çalışma yaparsak yapalım birilerinin memnun olmayacağı inancındayım. Neden biliyor musunuz? Bu çalıştayları millet bir şekilde gördü. Alevi tabanı diyor ki; 'Biz İslam şemsiyesinin altındayız, yani biz İslam'ız. Tasavvufi bir görüş olarak bunu değerlendirebilirsiniz, İslam'ın farklı bir yorumudur' diyorlar. Genel olarak böyle. Şimdi belki bu tanımlamalardan, bu bakış açılarından rahatsız olan çevreler de var. Onların seslerini yükseltmelerini de ben gerçekten dikkatli izliyorum.  Şimdi Alevilik eğer Aleviler'in dediği gibi İslam'ın bir yorumu ve İslam'ın bir yönüyle de tasavvufi bir yorumu şeklinde ise ki, benim kanaatimce öyledir. O halde burada anlamsız tartışmalara, ayrımcı anlayışlara, ayrıştırıcı yorumlara girmenin hiçbir anlamı yoktur. Yapılacak şey bellidir. Tüm vatandaşlarımızın bu konudaki inançlarına, değerlendirmelerine saygı duymamız gerekiyor ve onların bu taleplerine cevap vermemiz gerekiyor. Hükümet de bunu yapıyor, yapıyoruz. 'Hayır, ben bunların dışında farklı, alakası olmayan, sizin anlatığınızla ilgisi olmayan görüşlere sahibim' diye birileri diyorsa, biz de onlara saygı duyarız. Yolları açık olsun deriz yani.''