Spor
CAVCAV'A BAŞKANLIK YOLU BEREN SAAT'İN BABASINDAN ANKARA (A.A)
17 Şubat 2011 12:48
-CAVCAV'A BAŞKANLIK YOLU BEREN SAAT'İN BABASINDAN ANKARA (A.A) - 17.02.2011 - Gençlerbirliği Kulübü'nün duayen başkanı İlhan Cavcav'ın, 34 yıl önce son derece ilginç bir olayın ardından başkanlık koltuğuna oturduğu ortaya çıktı. Cavcav'dan önce kırmızı-siyahlı kulübün başkanlığını yapan Hasan Şengel, başkanlığı İlhan Cavcav'a devretmesine neden olan ilginç olayı şöyle anlattı: ''Sinema sanatçısı Beren Saat'in babası Hüseyin Avni Saat, o dönemde takımımızın kalecisiydi. Bir otomobil almak istiyordu. Kulüp başkanı olarak ona yeni otomobilini ben almak istedim. İstediği otomobili, Sinoplu bir diş doktorundan almaya karar verdik. Otomobilin ücretini ödeme zamanı geldiğinde, özel bir işim için İstanbul'a gitmek durumunda kaldım. Arabayı satın aldığımız kişiye verilmek üzere, adına hazırladığım senedi de bir arkadaşıma bıraktım. Fakat esnaf arkadaşım, senedi arabayı satın aldığımız kişiye vermemiş, kendisi kullanmış. Bu yüzden mahkemelik oldum. Hatta 4 gün de hapishanede yattım. Bu 4 gün içinde adeta 10 sene yaşlandım. Bu olayın ardından başkanlık koltuğunu da İlhan'a bıraktım. Kendisi başkanlığa çok hevesliydi ve 34 yıldır yaptığı hizmetlerle de beni hiç yanıltmadı.'' -''CAVCAV KULÜBÜMÜZÜN KURTULUŞU OLDU''- 1977 yılında kulüp başkanlığını devrettiği İlhan Cavcav'ın, kırmızı-siyahlı kulüp için ''kurtuluş'' olduğunu ifade eden Hasan Şengel, şunları söyledi: ''İlhan Cavcav, ticari zekası ve yönetim anlayışıyla, gerek Ankara gerekse Türk futboluna büyük katkılar sağlamıştır. Doğrusunu söylemek gerekirse, benim İlhan'a bıraktığım kulüple şimdiki kulüp arasında çok büyük farklılıklar var. Eskiden Gençlerbirliği Kulübü maddi açıdan büyük zorluklar yaşardı, bugünse oldukça iyi durumda. Başkanlık koltuğunu devrettiğim İlhan,kulübümüz için büyük bir şans oldu.'' İlhan Cavcav'ın özellikle futbolcu transferlerindeki başarısına hayran olduğunu dile getiren Hasan Şengel, ''Türk futboluna çok önemli yabancı oyuncular kazandırdı. Gençlik yıllarında Afrika'ya gider, futbolcu izlerdi. Beğendiği futbolcuları çok ucuz maliyetlerle getirir, daha sonra da iyi fiyatlara diğer kulüplere satardı. Cavcav, ticaretteki üstün zekasını futbolcu transferine de yansıtırdı, hala da devam ediyor. Ayrıca Ankara'ya önemli bir tesis kazandırdı. Bunu da o dönemin yıldız ismi Tarık'ın transferinde Fenerbahçe'den aldığı bonservis ücretiyle ve dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın katkılarıyla yaptı'' diye konuştu. Cavcav'ın, Geremi'nin transferi için Ankara'ya gelen İspanya'nın dev kulübü Real Madrid'in yöneticilerini sabaha kadar bekletmesini hiç unutamadığını vurgulayan Hasan Şengel, bu ilginç transfer anısını ise şöyle anlattı; ''Kamerunlu Geremi gösterdiği performansla birçok Avrupa kulübünün transfer listesinde yer alıyordu. Cavcav, bu oyuncunun transferini görüşmek üzere Real Madrid yöneticileriyle yemekte buluştu. İspanyol yöneticilerin kendi aralarındaki konuşmalarını anlamayan Cavcav, garsondan kalem ve kağıt istedi. Kağıda '5.000.000 Dolar' yazarak masayı terk eden Cavcav, İspanyol yöneticilere, el-kol işaretleriyle uyumaya gittiğini anlattı ve odasına çıktı. Real Madridli yöneticiler transfer ücretini kabul ettiklerini, Cavcav'a ancak sabah iletebildiler.''