Dünya

Casusluk krizinde yeni tartışma

Alman yetkililer, Alman istihbaratının ABD'de casusluk yaptığı iddialarını yalanladı

01 Kasım 2013 18:41

ABD istihbaratının Almanya Başbakanı Angela Merkel'i dinlediğinin ortaya çıkmasıyla gündeme gelen casusluk krizyle ilgili tartışmalar yeni açıklamalarla alevlendi.

Washington Post gazetesinde ABD'li istihbaratçılara dayanılarak yazılan haberde, Almanya İstihabrat Teşkilatı BND'nin 2008 yılında yaklaşık 300 Amerikalı'yı dinlediği iddialarına yer verildi. ABD istihbarat birimleri koordinatörü James Clapper da Amerikan Kongresine verdiği ifadede 'Alman istihbararının ABD'de casusluk faaliyeti yürüttüğünü' düşündüğünü belirtmişti.

ABD'de faaliyet göstermekle yapmakla suçlanan BND iddialara cevap vermekte gecikmedi. İlk yalanlama BND Başkanı Gerhard Schindler'den geldi. Schindler, 'Washington’daki Alman Büyükelçiliği’nden telefon dinlemesi yapılmamaktadır' dedi.

Deutsche Welle Türkçe'de yer alan habere göre Yeşiller Partisi'nden federal meclis milletvekili Christian Ströbele, Alman istihbaratrının yurtdışında casusluk yapabilmek için kendisinin de üyesi olduğu Meclis Denetleme Komisyonu'ndan izin almak zorunda olduğunu söyledi. Ströbele, Asya ve Ortodoğu'da faaliyet yapıldığını ancak Amerika'da böyle bir durumun mümkün olmadığını belirtti.

Ströbele yine de Almanya'nın ABD ile ilgili bilgilerle ilgilenmediğini söylemenin yanlış olacağını söyledi:

“Amerikan yönetimi Alman diplomatlara ve Alman hükümetine örneğin serbest ticaret anlaşması konusunda içte ne düşündüklerini, ne hazırlıklar yaptıklarını, her şeyi anlatmayacaktır. Almanya ABD’ye karşı bu kadar dostane davransa da örneğin SWIFT anlaşması ya da serbest ticaret anlaşması gibi müzakerelerde çok farklı çıkarlar var. Karşı tarafın çantasında ne olduğunu bilmek her zaman iyidir.”

İstihbarat uzmanı ve yayıncı Erich Schmidt-Eenboom da Alman istihbarat faaliyetlerinin, terörizmle mücadeleye ve Suriye gibi kriz bölgelerinin izlenmesine odaklandığını savundu. Schmidt-Eenboom bahsettiği esas faaliyetlerin yanında Alman istihbaratının doğal olarak dünyanın başka bölgelerinde de çalıştığını söyledi:

'Örneğin Afganistan’ı ele alırsak Karzai hükümetinde tam olarak neler olduğunu ortaya çıkarmak tabii ki Almanya’nın çıkarına. Bu ilgimiz dünya çapında belli alanlar için de geçerli. Örneğin Helmut Kohl Arjantin’e resmi ziyarette bulunuyor ve uluslararası uyuşturucu ticaretiyle ortak mücadele konusunu görüşüyorsa, Arjantin devlet başkanının ailesinin boğazına kadar uyuşturucu ticaretinin içinde olduğu yönündeki istihbarî bilgi tabii ki büyük değer taşır.'