Ünlü yönetmen Steven Spielberg’ün 1985 yapımı Geleceğe Dönüş filmindeki ’uçan kaykay’ henüz icat edilmemiş olsa da, en az onun kadar ’portatif’ taşıtlar, önümüzdeki yıllarda hayatımızda önemli bir yere sahip olacak.
Hedeflediği başarıya tam olarak ulaşamasa da Amerikalı Segway firması 2001 yılında tanıttığı ürünü ile bireysel taşıtların hangi boyutta yol alacağını o zamanlarda gözler önüne sermişti. Segway, ’Şey’i yüzyılın icadı olarak tanıtmaya hazırlandığında herkes ’Uçan otomobil üretildi’ düşüncesine kapılmıştı. Fakat Amerikalı üretici, ’Zencefil’ adı ile anılan bireysel taşıtı dünyaya tanıttığında, beklentilerin dışında kalan bir ürün ortaya çıkmıştı.
Devrilmesinin imkansız olduğu söylenen ancak ABD başkanı Bush’un üstünden düşmeyi başardığı Segway, yeni nesil bireysel taşıtların ilk adımı olarak kabul ediliyor. İki tekerlekli bir platform ve uzun destek çubuğuna sahip olan Segway, kullanıcısının dengesine göre anında tepki vererek ileri ya da geri hareket ediyor. Saatte 20 kilometre maksimum hıza ulaşabilen araç elektrik enerjisi ile çalışıyor. Şu anda 4 tekerlekli Segway Centaur modelini de geliştiren firma, 7 yıl önce yaktığı bu ışıkla otomobil üreticilerine de ilham kaynağı oldu.
Japonlar geliştiriyor
Segway’in açtığı bu yolda ilerleyen otomobil firmaları şimdilik sadece Japonlardan oluşuyor. Ürettikleri otomobiller için alternatif yakıtlarla çalışan motorlar geliştirirken diğer bir yandan da bireysel araç konseptlerini sergileyen Japonlardan biri Suzuki. Geçtiğimiz yıl düzenlenen Tokyo Otomobil Fuarı’nda tanıtılan elektrik motorlu Pixy konsepti, Suzuki’nin kişisel taşıtlara olan yorumunu gözler önüne seriyor. İki adet Pixy, ’SSC’ adı verilen 4 tekerlekli kabine girdiklerinde ise bir otomobil gibi birlikte birlikte yol alabiliyorlar.
Bireysel araç konusunda en ciddi çalışan marka ise Toyota. Dünyanın en büyük otomobil üreticisi konumundaki Toyota, bugüne kadar dört farklı kişisel araç konsepti tanıttı. 2004 yılında i-Unit konseptini tanıtan Japon üretici, 2005 yılına gelindiğinde i-Swing konseptini ortaya çıkarmıştı. Her iki modelde de 4 tekerleğe yer veren Japon üretici, 2007 yılına gelindiğinde Tokyo Otomobil Fuarı’nda karşımıza çıkan i-Real konseptiyle tekerlek sayısını bir azaltarak 3 tekerlekli konsepti ortaya çıkarmıştı.
Artan hızla birlikte yatay pozisyonda kullanılabilen bu araç, hız azaldıkça dikey konuma geçiyordu. Japon üreticinin geliştirdiği bu üç konsept de deyim yerindeyse ’koltuklu’ tasarlanmıştı. Ancak bugüne kadar geliştirdiği konseptlerden edindiği tecrübeyle ortaya çıkarılan son bireysel taşıt olan ’Winglet’ ayakta kullanılacak şekilde tasarlanmış.
Wingle'in hareket kabiliyeti yüksek
Toyota’nın geliştirdiği Winglet, Segway gibi dik konumda kullanılıyor. Üç farklı versiyona sahip olan araç Segway’e rakip olarak üretilecek. Segway’in çeşitli nedenlerden dolayı başarılı olamamasına rağmen insanların bu tip araçlara büyük rabet göstereceklerini düşünen Toyota, gelecek neslin sağlık ve konfor için kişisel taşıtlara yöneleceğini düşünüyor.
Kullanıcısının ağırlığını verdiği yöne doğru hareket eden Winglet’in hareket kabiliyeti de oldukça yüksek. Öyle ki Winglet, kendi ekseni etrafında daireler çizerek dahi ilerleyebiliyor. En küçük versiyon üzerine binildikten sonra, bacağın iç kısmında, diz seviyesine kadar olan dayanma kısmı sıkıştırılıyor. Böylece vücut sağa ya da sola yatırılacağı zaman dengede kalması kolaylaşıyor.
En küçük versiyon 10 kilogram ağırlığındayken diğer iki versiyonun ağırlığı ise 12 kilogram. Uzunulğu 26.5 , genişliği 46.4 santimetre olan Winglet’in yüksekliği ise versiyonuna göre 46.2, 68 ve 113 santimetre olmak değişiklik gösteriyor. Daha serbest ve sportif kullanım arayanlar en küçük Winglet’i tercih ederken, en büyük versiyon tutunma çubuğ sayesinde araca hakimiyet sağlayabiliyor.
Saatte maksimum 6 km/s hızla ilerleyebilen aracın tam dolu şarjla birlikte kullanım süresiyse 1 saat. En geç 2010 yılında satışa sunulması beklenen Winglet’in başarı sağladığı taktirde diğer üreticileri de harekete geçirmesi bekleniyor.