Meslekten men edilme haberleriyle tekrar gündeme gelen Prof. Dr. Canan Karatay, ülkede ekmek yememe devrimi yapılması gerektiğini söyleyerek “ekmeğin yapıldığı buğdayın 1936'dan beri genetiği çok değiştirildi” dedi.
Ayşe Arman ile yaptığı röportajda mücadeleye alışık olduğunu söyleyen Karatay “Beni bilgi-sizlikle suç-luyorlar, gülüp geçiyorum, ben kardiyolojide bu ülkenin mihenk taşlarından biriyim. Türkiye'de kardiyolojinin gelişmesinde katkım var. Söylediklerim doğrudur. Ama tabii yarası olan gocunuyor” şeklinde konuştu.
Ekmeğin en tehlikeli alışkanlık olduğunu savunan Karatay, “Onun için bırakamıyoruz. Sigarayı bırakamamak gibi. Müthiş bir bağımlılık” ifadelerini kullandı.
Ayşe Arman’ın Hürriyet’te ‘Bu ülkede ekmek yememe devrimi yapılması gerekiyor!’ başlığıyla yayımlanan (13 Ağustos 2015) röportajın ilgili bölümü şöyle:
Kolesterol tartışmasında söyledikleriniz kabul mu edildi?
-Tabii tabii, bütün dünyada artık kabul edilmiş bir şey. (Bingür Sönmez hocanın yağda yumurtaya ekmek daldırırken ki gazete haberinin fotoğrafını gösteriyor...) Bakın, hoca yumurta yemekten korkmaması gerektiğini öğrenmiş ama hâlâ teflon tava kullanmaması ve ekmek yememesi gerektiğini öğrenememiş!
Teflonda yapılmayacak mı yumurta?
-Tabii ki yapılmayacak, teflon kimyasal! Demir, seramik veya çelikte yapılacak...
Peki ekmeği n'apacağız? Ekmeksiz hayat geçer mi?
-Geçer tabii! Geçmesi gerekiyor...
İyi de hocam, şu yumurtayı ekmeksiz nasıl yer insan!
-Bakın, bu ülkede ekmek yememe devrimi yapılması gerekiyor. Çok ciddiyim. Tamam, kültürümüzde ekmek yemek yaygın ama ekmeğin yapıldığı buğdayın 1936'dan beri genetiği çok değiştirildi. O ilk buğday, sağlıklı buğdaydı. 14 kromozomluydu, şimdi 49 kromozomlu buğdaylar var. Ve esas besleyici bölümünü çıkarıyorlar. Onun yerine başka şey koyuyorlar. O da n'apıyor? Bağırsak florasını bozuyor ve bağırsaklardaki faydalı bakterileri öldürüyor. Faydasız bakteriler bağışıklık sistemini çökertiyor.
Esmer ekmek, tam buğday ekmeği, çavdar ekmeği, tam tahıllı ekmek de mi yasak?
-Hepsi aynı. Bakın, bu söyleyeceğim çok önemli. Şeker hastalarının hiçbir şekilde ekmek yememesi lazım! Şimdi yine kızacaklar bana ama kızsınlar. Hem de ekmeğin hiçbir türünü yememeleri gerekiyor. Esmer ekmek diye bir şey de yok. Oysa maalesef, şeker hastalarına, bütün diyet listelerinde haftada 8-10 dilim veriyorlar. Çok yanlış! Şeker hastası günde bir dilim ekmek yerse, en sağlıklısı bile olsa, günde bedenine 20 tane çay şekeri girmiş oluyor.
Ama hayat da ekmeksiz geçmez ki! Hiç olmazsa sabah bir dilim kızarmış ekmek filan... Başka türlüsü mümkün değil ki, yapamayız!
-İşte güzel söylediniz! Yapamayız dediniz. Neden yapamıyoruz? Ben söyleyeyim: Çünkü modern buğdayda "aminopektin A" diye bir protein var ve bu protein, beyinde morfin reseptörlerine bağlanıyor. Bunu ben söylemiyorum. Yapılan araştırmalar söylüyor. Onun için bırakamıyoruz. Sigarayı bırakamamak gibi. Müthiş bir bağımlılık. Bence ekmek, bu ülkedeki en tehlikeli alışkanlık! Bir devrim gerçekleştirmek ve bunun önüne geçmek gerekiyor...
Siz hiç ekmek yemiyor musunuz?
- Hayır. Biz senelerdir almayız. Ekmek de almayız, şeker de. Meyve suyu da almayız, meyve de almayız. Tek aldığımız meyve, kuruyemişler, biraz da taze incir ve kuru incir.
Arada lokantada filan, kimse görmeden bir lokma ekmeği ağzınıza attığınız olmaz mı?
- Hayır olmaz! Lokantaya gittiğimiz zaman ekmek getiriyorlar, "Kaldırın!" diyoruz. "Aa tamam! Siz Karatay'sınız!" diyorlar.
İyi de ekmek kutsal bizde...
- Hayır, ekmek kutsal değil, kutsal olan o eski ekmekti! Bu tüketilenler iyi ekmek değil. İçinde katkı maddesi olmayan ekmek iyidir. Eskiden yediğimiz lavaş iyiydi. Evde açılan sac ekmeği iyiydi. Eski ekmeklerin mayası ekşi mayaydı. Türkiye'de Kastamonu'daki siyez buğdayı, Kars'taki kavılca, bir de Hatay'da karakılçık gibi bizim genetiği bozulmamış buğdaylar yetişmekte. Ben onlara karşı değilim, hibrit ve genetiği bozulmuş buğdaya karşıyım.
Röportajın tamamı için tıklayın.