Muhalefete ve medyaya yüklenen Başbakan, 'Bunlar komünist rejimin atık malları. Tahammül edemeyişleri bundan’ dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin Samsun Cumhuriyet Meydanı'nda düzenlenen mitingde yaptığı konuşmada, kitaplarında uzak, ırak, ücra kavramlarının bulunmadığını söyledi.
Erdoğan Samsun'da okullar açılırken öğrencilere kitapları ücretsiz dağıttıklarını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
Seçim yardımlarına cevap
''CHP dedi ki 'Fakire verdiniz anladık da zengine niye veriyorsunuz?'. Bunlara şunu söyledik: Öğrencinin zengini fakiri olmaz. Kömür dağıttık onu da hazmedemediler. 'Niye dağıtıyorsunuz' dediler. Sen sıcaksın tabii, kaloriferli dairende rahatsın. Ama şu anda sobası olmayan, kömürü olmayanları hiç arayıp buldun mu? Çıkmışlar utanmadan sıkılmadan bazıları efendim işte, 'Bunlar hep bunu oy gayesiyle yapıyorlar'. Bu devlet demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir. Sosyal devlet olmanın gereği fakir fukarayı bulacaksın, ne yiyor, ne içiyor, soğukta mı, sıcakta mı? Derdini soracaksın. Onun için valilerim, kaymakamlarım, belediye başkanlarım sağolsunlar bunu yapıyorlar ama bunlar, bu CHP zihniyeti ve yandaş medya bundan da rahatsız oluyor. Bu ara Tunceli Valimiz orada Sosyal Yardımlaşma Fonu'ndan vatandaşa kalkıp beyaz eşya, TV dağıtıyor. Beyefendiler bundan rahatsız oldular. Büyük bir saldırıya girdiler.
'Baykal güzel söylemişti'
Değerli kardeşlerim, halbuki kısa bir süre önce sayın Baykal dedi ki; 'Ne dağıtırlarsa alın, zaten oyunuzu bildiğiniz yere vereceksiniz'. Ne kadar güzel, doğru. O zaman nedir bu rahatsızlık, niye rahatsız oluyorsunuz? Bu millet Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu vasıtasıyla gidip de çamaşır makinesi, buzdolabı, valimiz bunu yapmışsa bu seni niye bu kadar rahatsız ediyor? Senin bu yandaş medyan orada gidip de nereye ne verilmiş, bunları tek tek avlama gayreti içine bu kadar niye düşüyor? Nedir bu sıkıntınız? Bırak, alsınlar, oylarını da oy namustur, istedikleri yere versinler, niye rahatsız oluyorsun? Niye?''
''AK Parti'nin birer çeyrek altın dağıtarak oy aldığının'' söylenildiğini ifade eden Erdoğan, ''Oy, 16 milyon 500 bir çeyrek altın dağıttık, 16 milyon 500 bin oy aldık, oy. Nasıl oluyor bu iş. Bunlar ya para saymayı bilmiyor, 16 milyon 500 bin çeyrek altın ne yapar, bunun bir hesabını yap da öyle konuş'' dedi.
''Birilerinin bugün kadar İstanbul'da 250 milyon dolar rant gittiğini'' söylediğini hatırlatan Erdoğan, şunları söyledi: ''Bunlar herhalde matematik bilmiyor. Nasıl oluyor bu iş? Yani, bunlar hesap kitap da bilmiyor, sadece iftira at, tutmazsa iz bırakır. Çünkü bunlar komünist rejimin atık malları, atık malları. Tahammül edemeyişleri bundan. Hani komünizmin vardı ya bu anlayışı; iftira at, tutmazsa iz bırakır. Fakat dedim ya güneş balçıkla sıvanmaz istediğiniz kadar iftira atın, tutmayacak.''
Erdoğan, "Kusura bakmasınlar, bu çamurlar, bu iftiralar AK Parti'nin üzerine yapışmaz. Zira, güneş balçıkla sıvanmaz. Bunu böyle bilsinler. Özellikle, Samsunlu kardeşlerimden rica ediyorum. 29 Mart'ta bunun hesabını onlardan sorun.
'29 Mart'ta hesap sorun'
29 Mart'ta çamur siyasetinin hesabını bunlardan sorun. Demokratik tepkinizi ortaya koyun. Hem bunlara hem de bunların yandaş medyasına gereken cevabı verin" diye konuştu.
"Yerel seçimin, hizmet siyaseti ile çamur siyasetinin farkını bir kez daha ortaya koyacağını" ifade eden Başbakan Erdoğan, "Bu seçim gerilim ve kriz siyaseti ile güven ve istikrar siyaseti arasındaki farkı bir kez daha ortaya koyacak. Bunların yandaş medyası niye rahatsız oluyor biliyor musunuz? Hortumları kesildi onun için. Bunlarda her tür suistimal var. En sonunda bana onları da açıklattıracaklar. Tamam da beni o noktaya doğru sevk edersen bunu da söyleyeceğim, söylerim ve bundan da rahatsız olmam" diye konuştu.
"Bu seçim, yerel kalkınmaya, belediyeciliğe önem veren vizyoner siyaset ile sadece laf üreten, demagoji yapan, polemik siyaseti arasında farkı bir kez daha ortaya koyacak" diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: "AK Parti olarak bizim bir ilkemiz var. Ne aldatan, ne aldanan olacağız.
Samsunlu kardeşlerim bunu iyi bilir. Samsun'da bir deyiş var. Nedir o? 'Aldatan, aldanır' değil mi, öyle mi? Bunu Samsunlulardan öğrendim. Milletimizin karşısına her zaman samimiyetimiz, dürüstlüğümüzle, aşkımızla, sevdamızla çıktık. Yola çıkarken dedik ki, '3Y ile mücadele edeceğiz.' Nedir onlar? 'Yoksullukla, yolsuzlukla ve yasaklarla mücadele edeceğiz' dedik ve bu mücadeleyi başlattık.
Çetelerle, mafyalarla mücadele ediyor muyuz? Ediyoruz ama ana muhalefetin lideri ne diyor? Çeteler içeri alınınca, 'ben onların avukatıyım' diyor. Bunu dedi mi? Dinlediniz mi? Olay bu kadar basit açık bu kadar açık ortada. Orada, hiç olmazsa sus da neticeyi bekle, bakalım buradan ne çıkacak? 'Yargısız infaz olmaz'.
'Yargı sürecini bekleyin'
Eyvallah... 'Kimse kalkıp ta hüküm veremez'. Eyvallah ama süreci bir bekle. Yargı süreci başlamış. Yargıya baskı yapma. Bırak yargı kararını versin, hepimiz ona saygı duyalım. Ama bunlar farklı bir düşüncenin içerisindeler. Onun da içeriklerini biliyoruz. 6 yıldır bu mücadeleden taviz vermedik yine vermeyeceğiz. Çünkü, dik duracağız ama dikleşmeyeceğiz. Bu millet AK Parti'yi kurdu ama kurarken bize bir görev verdi. Dedi ki 'tüyü bitmemiş yetimin hakkını yemeyecek ve yedirmeyeceksiniz'. Bu millet bize dedi ki, 'Türkiye'ye ayak bağı olmuş, Türkiye'ye pranga olmuş bütün ağırlıklardan kurtulduk ve bizi kurtarıyorsunuz.' O nedenle 3 Kasımda 34,4; 28 Martta yüzde 42, 22 Temmuzda da yüzde 47 dedi... Ve yüzde 47'nin dışında olanlara 'size de biz hizmetkarız' dedik. Fakat onlar dedi ki' hayır, yüzde 47, yüzde 53 var öbür tarafta dediler. Şimdi benim halkım diyecek ki, 'Yüzde 47'yi de beğenmediniz alın size...' diyecek, diyecek. Hangi dilden anlıyorlarsa o dilden konuşacak. Çünkü biz tüm kalbimizle halkımızın içindeyiz. Tüm teşkilatımızla, milletvekillerimizle halkımızın içindeyiz. Biz siyaseti gazete sayfalarından, televizyon ekranlarından, Babıali'den, İkitelli'den yapmayız. Biz siyaseti, milletimizle birlikte milletin içinde yaparız. Bizi arayan, Kocaeli'de, Kırşehir'de, Kastamonu'da, Sivas'ta, Sinop'ta, Amasya'da bulur. Bizi arayan işte burada Samsun'da bulur."
‘Milletin başı öne eğilmeyecek’
"Bizim işimiz hizmet, gücümüz millet" diyen Başbakan Erdoğan, bunun dışında parola tanımadıklarını ve bunun dışında bir anlayışa asla prim vermediklerini ifade etti.
"Milletin başının öne eğilmeyeceğini" anlatan Erdoğan, şunları kaydetti: "Şair, 'başın öne eğilmesin, aldırma gönül, aldırma" diyor ya... İşte biz de bunu söylüyoruz, bu milletin başı öne eğilmeyecek. Kim ne derse desin, 'aldırma gönül, aldırma' diyorum. Kimse bu ülkeyi ülkelerden bir ülke gibi değerlendiremeyecek. Yurt içinde, yurt dışında benim vatandaşım kendini, yalnız, kendisini itilmiş, horlanmış, ötelenmiş hissetmeyecek. İşte 6 yıldır bizim mücadelemiz bu dur. Küçük düşünmek bize yakışmaz. Biz büyük düşünecek, adımlarımızı büyük atacağız. Bu milletin çok önemli bir hasleti var. Tarih boyunca bu millet her zaman mazlumun, haklının, doğrunun, barışın, adaletin yanında olmuştur.
Ne diyor İstiklal Marşı'nın şairi; "Zulmü alkışlayamam, zalimi asla sevemem. Gelenin keyfi için geçmişe asla sövemem. Yumuşak başlıysam, kim dedi uysal koyunum? Kesilir belki fakat tekmeye gelmez boynum. Kanayan bir yara gördün mü yanar ta ciğerim. Onu dindirmek için kaç kamçı yerim, çifte yerim. Adam aldırma da geç git diyemem, Aldırırım çiğnerim, çiğnenirim. Hakkı tutar kaldırırım. Zalimin hasmıyım amma severim mazlumu.' İşte bu ruhla, bu felsefeyle, bu anlayışla hareket ediyoruz. Nerede mazlum varsa, ezilmiş varsa uluslar arası kurallar çerçevesinde, diplomatik kurallar çerçevesinde Türkiye oradadır, bu millet oradadır. Bunun başka türlü izahı yoktur. Gerektiğinde Türk Kızılayı, TİKA, sivil toplum örgütleri ile oradadır. Tek tek vatandaşıyla, yardım örgütleriyle oradadır. Gerektiğinde barış gücü askerleriyle oradadır.
Gerektiğinde de devlet, arabulucu, barış elçisi olarak oradadır. Gerektiğinde de tavrını tam manasıyla ortaya koyarak oradadır.
Ama birileri karşımızda yüksek sesle konuşabilir. Yüksek sesle konuşmak haklılığın değil, suçluluğun ifadesidir. Yeter ki siz gerçekleri anlatın, konuşun o zaman göreceksiniz ki insanlık buna çok daha farklı yaklaşacak."
‘Dar alanda siyaset yapıyorlar’
Erdoğan, kendilerinin "Cumhuriyet'in kazanımlarına, milletin hassasiyetlerine, devletin temel niteliklerine sahip çıktıklarını" ifade ederek, "Onlar dar alanda siyaset yapıyorlar" dedi.
Erdoğan, partisinin Samsun Cumhuriyet Meydanı'ndan düzenlenen mitinginde yaptığı konuşmada, meydandaki coşku ve heyecanı herkesin görmesi gerektiğini söyledi.
Bazı çevrelerin "Başbakan çok geziyor", "Başbakan yerinde durmuyor", "Başbakan Ankara'da oturmuyor" dediklerini; "Başbakan bu enerjiyi nereden buluyor" diye sorduklarını kaydeden Erdoğan, şöyle konuştu: "Keşke şu Samsun'daki coşkuyu görebilseler, Samsun'daki heyecanı görebilseler... Samsun'daki şu aşkı, şu sevdayı, şu muhabbeti keşke görebilseler.
Gözlerinizdeki ışık, yüreklerinizdeki muhabbet bize heyecan veriyor. Biz enerjimizi muhabbetinizden, sizlerin hayır dualarından alıyoruz. Hizmet üretiyoruz, hizmetin adrese ulaştığını görüyoruz. Coşkumuzu oradan alıyoruz. Biz milletimizin sevindiğini, milletimizin mutlu olduğunu görüyoruz, yorgunluğumuzu unutuyoruz. Biz millete hizmette yorgunluk tanımıyoruz. Biz millete hizmette bıkkınlık tanımıyoruz. Biz millete hizmette rehavet, gevşeme, yorulma tanımıyoruz, bilmiyoruz."
Erdoğan, bugüne kadar çeşitli illerde yapılan mitinglerde vatandaşla bir araya geldiklerini belirterek, buralarda partisine gösterilen sevgi ve ilgiden duyduğu memnuniyeti ifade etti. Amasya'ya gecikmeyle gitmelerine rağmen meydanı on binlerce kişinin doldurduğunu gördüğünü kaydeden Erdoğan, "Adeta Amasya Kongresi yeniden yapılıyordu. Millet istiklalin azmi ve kararlılığı içindeydi ama şimdi gördüm ki istikbalin azmi ve kararlılığı içerisinde. Bugün Samsun'da da bunu görüyorum" diye konuştu.
Gittiği yerlerde sadece parti mitingi yapmadıklarını aynı zamanda merkezi ve yerel yönetimin hizmet ve eserlerinin açılışlarını gerçekleştirdiklerini de anlatan Erdoğan, AK Parti'ye gösterilen ilginin sebebinin "milletin buna hasret kalmasından" kaynaklandığını söyledi.
Samsun'da da parti mitinginin yanı sıra gerek merkezi yönetimin gerek yerel yönetimin 240 eser ve hizmetinin açılışını da yapacaklarını kanlatan Erdoğan, bunlardan birinin Samsun-Ankara bölünmüş karayolu olduğunu bildirdi.
Diğerinin ise Samsun Valiliği ve Büyükşehir Belediyesi'nin ortak çalışması "Kurtuluş Yolu" olduğunu ifade eden Erdoğan, Atatürk'ün 19 mayıs 1919'da Bandırma Vapuru ile Samsun'a gelerek karaya ayak bastığı mevkinin şanına yaraşır şekilde düzenlendiğini aktardı.
Erdoğan, Samsun'un İstiklal Mücadelesi'nin ilk adımının atıldığı kent olduğuna dikkati çekerek, AK Parti dönemine kadar "Samsun'un bu vasfı üzerinde yeteri kadar durulmadığını, tarihe, sahip çıkılmadığını, Samsun'da taş üstüne taş konmadığını" söyledi.
‘Çağdaş dünya ile bütünleştiriyoruz’
Başbakan Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti: "Ama konuşmaya gelince o zamanda mangalda kül bırakmıyorlar.
'Cumhuriyetçiyiz' derler, Cumhuriyet'in eserlerine sahip çıkmazlar. 'Milliyetçiyiz' derler milletin emanetine sahip çıkmaz, millet için eser üretmezler. 'Çağdaşız' derler çağdaş dünyaya sırt çevirirler. Cumhuriyetimizin kazanımlarına biz sahip çıkıyoruz. Milletimizin hassasiyetlerine, devletimizin temel niteliklerini biz sahip çıkıyoruz. Ülkemizi çağdaş uygarlık seviyesinin üzerine çıkaracak yatırımları biz yapıyoruz. Türkiye'yi çağdaş dünya ile evrensel değerlerle biz bütünleştiriyoruz.
Şurada seçimlere 41 gün kaldı. Görüyorsunuz, izliyorsunuz oturdukları yerden sadece ve sadece çamur siyaseti, iftira siyaseti yapıyorlar. Ürettikleri tek bir eser yok, eser üreteni karalama peşindeler. Hala kapalı salonlarda şu anda aday tanıtımı yapıyorlar. Amerika'da neredeyse seçim kampanyası bir yıl sürüyor. Bizde, sağ olsun muhalefet herhalde şöyle bir 10-15 günlük seçim kampanyasıyla bu işi geçiştirir ve zaten Sivas'tan öte geçmek gibi de bir dertleri yok. Onlar dar alanda siyaset yapıyorlar, dar alanda."
‘Milletle muhabbetleri yok’
"AK Parti'nin plan ve projeleriyle ortada olduğunu, muhalefetin ise böyle bir yaklaşımı bulunmadığını" anlatan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Malum bunların yandaş medyası var ya bunların kim olduğunu bilirsiniz.
Yalan, yanlış iftira ile sürdürdükleri kampanyaları var ya... Bunların yandaş medyasıdır. Yıllarca bununla yürüdüler ama netice alamadılar. Çünkü bunların projelerini, planlarını o medya hazırladı. Bizim planımızı, projemizi ise millet hazırladı, millet farkımız bu.
Bunların milletle en küçük muhabbetleri yok. Milletle muhabbetimizi engelleme gayreti içindeler. Bunlar hiç bir zaman milletin diliyle konuşmadılar, konuşamadılar konuşamazlar. Bunlar hiçbir zaman milletin hissiyatını anlamadılar, anlayamadılar. Milletin heyecanını paylaşamadılar ve hiçbir zaman 71,5 milyon vatandaşıma, 81 vilayetime, 780 bin kilometrekareye aynı dille konuşamadılar. Bunlar sadece ve sadece yandaş medyalarının diliyle konuşurlar."
‘Sandık ufukta görüldü’
"Sandık ufukta görüldü. Günlerdir çarşaf çarşaf iftira yayınlıyorlar" diyen Erdoğan, Samsun'dan tüm Türkiye'ye seslendiğini ifade ederek, "Bizim bu tarz siyasetle işimiz yok. Bizim karalama siyasetiyle, çamur siyasetiyle, iftira siyasetiyle işimiz yok. Biz konuşursak belgeyle konuşuruz. Biz konuşursak bu belgeye dayalı olan düşüncelerle konuşuruz. Eğer bunlara laf yetiştirmeye kalksak, şu Samsun'da 243 eseri tamamlayamaz, açılışlarını da yapamazdık" dedi.
Başbakan Erdoğan, "eğer iftiralara cevap yetiştirmeye kalkarlarsa Türkiye'nin ihtiyacı olan hizmetleri hayata geçirmeye vakit bulamayacaklarını" ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bunların attıkları çamurları ciddiye alsak 81 vilayete hizmet götüremez Türkiye'yi büyük devlet, büyük ülke yapamazdık. Allah aşkına bunlardan seçime 41 gün kaldı bir tek proje duydunuz mu? Türkiye için ne yapacaklar? Ne üretecekler duydunuz mu? Herhangi bir hedefleri, herhangi bir Türkiye tasavvurları var mı? gördünüz mü? Yok, bulamazsınız. Bunlar iftira ile yatarlar, iftira ile kalkarlar."
Karadeniz Sahil Yolu'nun Karayolları Genel Müdürlüğünün Cumhuriyet tarihinde gerçekleştirdiği en büyük proje olduğunu kaydeden Erdoğan, bu büyük projenin ilk ihalesinin yapılışından AK Parti iktidarına kadar tam 12 hükümet geçtiğini anlatan Erdoğan, bu sürede projenin yüzde 35'inin yapıldığını, Ak Parti iktidarının ise 4,5 yılda geri kalan bölümü tamamlayarak yolu hizmete açtığını anlattı.
"Eğer proje eski hızıyla devam etseydi, yani AK Parti iktidarı da kendisinden öncekiler gibi bu yola devam etseydi bu proje 2024 yılında bitecekti.
Samsun 17 yıl kaybedecekti, Türkiye 17 yıl kaybedecekti" diyen Erdoğan, bu yolun tamamlanmasının medeniyet yolculunda büyük bir aşama kaydettirdiğini bildirdi. Erdoğan, bu hizmetlere 14 yıllık Bolu Tüneli'nin tamamlanması ve MARMARAY Projesi gibi çalışmaların da eklendiğini anlattı.