AKP’nin 12 Haziranda yapılacak seçimlerde birçok bakanın seçim bölgesini değiştirmesini, CHP ve MHP’nin milletvekili adayı listelerinde yer alan isimleri NTV'nin canlı yayınında değerlendiren Bülent Arınç, Bursa’dan aday gösterilme sürecini şöyle anlattı:
“Ben siyasi hayatımın çok büyük bir bölümünü Manisa’da geçirdim. Orada 4 dönem milletvekilliğim, daha önce adaylıklarım da oldu. Bu dönemde de Manisa’dan müracaat etmiştim. Ancak uzunca bir süredir gazetelerde farklı yerlerden aday olacağımız yazılıp çizildi. Bunların içinde Şanlıurfa, Diyarbakır Van dâhil olmak üzere pek çok yer vardı. Bunların hepsine gülüp geçtim, bir ihtimal vermedim. ABD’ye gitmiştim. ABD’deyken Sayın Başbakanımız aradılar ‘Böyle bir şey düşünüyoruz ne dersin’ dedi. Ben doğrusu çok şaşırmıştım. ‘Dönünce görüşelim’ dedim. Cuma gecesi döndüm. Cumartesi günü kendisiyle 2 saate yakın bir görüşme yaptım. Sadece Bursa konusunu değil farklı konuları da konuştuk.
Sonra Pazar günü tekrar bir görüşmemiz oldu. Başbakanımız ‘bakanlarla ilgili farklı yerlerden aday gösterilme konusunu çok geniş olarak düşündüğünü bu konuda istişareler yaptığını, Bursa’dan aday olmam halinde çok daha iyi olacağını Bursa içinde Manisa içinde AKP’nin seçim sonuçları üzerinde de olumlu etkisi olacağını’ söyledi. Ben de düşüncelerimi ifade ettim Sonunda Başbakan beni ikna etti. Görüşerek, konuşarak ve doğru olduğuna inandığım bir karar olarak değerlendirdim ve Bursa’dan adaylığım gerçekleşti. Faruk Çelik arkadaşımızın da Şanlıurfa’dan aday gösterileceği söylenmişti. Zaten açıklanan listelerde de görüldü ki pek çok bakan arkadaşımız farklı illerden aday gösterildi.”
'Bursa kararını Başbakanla verdik'
Bursa’ya kendisinin yabancı olmadığını belirten Arınç, Türkiye’nin hiçbir ilinde yabancılık çekmeyeceğini ifade etti. Bursa ile maddi ve manevi bağları olduğunu ifade eten Arınç, “Bursa doğumluyum. Bursa’nın bütün seçim çalışmalarına katıldım. Referandum öncesinde Orhangazi’de Gemlik’te mitingler yaptım. Bursa’ya yakınım, bunu Sayın Başbakan biliyor. Ağabeyim orda ikamet ediyor. Annem orada vefat etti, kızımı Bursa’ya gelin verdim, bütün bu ilişkiler sanıyorum ki Bursa üzerinde karar alırken Sayın Başbakanımızı etkilemiş olmalı. Bende kararına saygı duydum.
Listeler açıklandığında farklı yerlerden aday gösterilen ve mevcut arkadaşlarımızın büyük bir kısmının bu kez aday olmadığı bir gerçekle karşılaştık” dedi. AKP’nin dinamik bir parti olduğunu, milletvekili aday adaylığı için 6 bine yakın müracaat bulunduğunu, bunların içinde yeni bir aday listesi hazırlanmasının kolay olmadığın ifade eden Arınç, Bursa’dan adaylığı konusunda Başbakanla beraber karar verdiğini belirterek, Bursa’da yarışmaktan onur duyacağını söyledi.
'Birimizin 'evet' dediğine öbürümüzün 'hayır' deme imkanı yok'
“Şanlıurfa’dan aday gösterilmeme gülüp geçiyordum” sözlerine açıklık getiren Arınç, şöyle konuştu:
“Böyle bir şeyin olmayacağını düşünüyordum. Şanlıurfa’nın bütün muhtarları imza toplayıp Ankara’ya gönderdiler. Van’ın bütün sivil toplum örgütleri ‘sizi istiyoruz’ dediler. Muş’tan Bitlis’e, Konya’dan Sivas’a kadar pek çok yerden böyle oldu. Ben Türkiye’de bilinen tanınan min gayrı haddin olarak herkes beni bir yerde görmek istedi. Ancak ben Manisa’yı bir baba memleketi olarak tercih ettim. Ekmek yeğdim, avukatlık yaptığım, siyasetin her kademesinde bulunduğum bir il olarak düşündüm. Manisa’da başladığımı Manisa’da bitireceğim diyordum. Başbakan bana çok haklı gerekçelerle bir teklifte bulundu.
Birimizin evet dediğine öbürümüzün hayır deme imkânı yok. Bu bir görevdir, bundan kaçamayız. Meclis başkanlığından ayrıldığımda Başbakan’a 'Meclis Başkanlığı yapmış bir insan olabilirim, şu anda sade milletvekiliyim bana nerede ihtiyaç duyuyorsanız orada görev verin. Genel merkezin telefonlarına çıkmak gerekiyorsa, beni bir santral memuru olarak bile kullanabilirsiniz. Ben AKP’nin başarısı için çalışacağım' dedim. Nerede bana ihtiyaç varsa beni oradan gösterin, Diyarbakır’da aday yoksa ben giderim Hakkâri’de aday bulamıyorsanız ben giderim dedim.
Bu kez çok daha güzel bir teklifle karşıma çıktılar şaşırdım ancak gerekçeleriyle birlikte çok haklı buldum. Karadenizli birisi gelip Manisa’da siyaset yapabilir, Manisalı biri gidip Diyarbakır’da siyaset yapabilir. Türkiye’nin bütün bölgelerindeki meseleleri hemen hemen aynı. Ben bu listelerdeki farklı yerlerdeki görevlendirmeleri çok iyi bir tiktik olarak görüyorum. Bunu başarılı olacağını, sinerji yaratacağını düşünüyorum.”
'Seçildiği halde tutuklu kalması mümkündür ancak bu olası değildir'
CHP’nin İzmir’den milletvekili adayı olan gazeteci Mustafa Balbay’ın seçilmesi durumunda ortaya çıkacak hukuki durumu değerlendiren Arınç, “Bir takım davaların sanıkların içeriden çıkarılmak amacıyla o veya onların temsil ettikleri oy potansiyeli amacıyla aday gösterildiğini biliyorum” dedi. Her insanın cezaevinden çıkmak amacıyla milletvekili olmak isteyebileceğini söyleyen Arınç, “Önemli olanın onların bağımsız mı, bir partiden mi aday gösterileceğidir. Bağımsız adaylığın önünde hiçbir engel yok, bunların alacakları oy da bellidir. Bu haysiyetli bir iştir, yani benim arkamda bir kitle varsa beni bağımsız milletvekili yapar düşünülebilir.
Ancak bir parti listesinden aday gösterilmesi o partilerin bir zafiyetidir. Bence seçmen bunu bir şekilde karşılayacaktır” diye konuştu. Seçim sonuçlarının hep birlikte görüleceğini ifade eden Arınç, “BDP içinde bir polise bile tokat atmak edepsizliğini gösteren birisi geçtiğimiz seçimde de cezaevinden milletvekili seçilerek ancak çıkabilmişti. Yine kendisinin aday olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla içeride milletvekili seçildiği halde tutuklu kalması mümkündür ancak bu olası değildir. Milletvekili seçilen birisi eminim ki tutuklama şartlarının ortadan kalktığı düşüncesiyle tahliye edilecektir ve bu kişiler parlamentoya girecektir” dedi.
'Bu listeyle Kılıçdaroğlu oy kaybetmez'
12 Haziran seçimlerinde AKP’nin 3’ncü dönem iktidarı olarak çıkacağını söyleyen Arınç, 2007’deki yüzde 47’lik oranı muhafaza etmenin bile büyük başarı olduğunu söyledi. Bu rakamın geçilmesi durumunda başarılarının katmerleşeceğini söyleyen Arınç, AKP’nin başarı konusunda endişesi olmadığını belirtti. Muhalefet partilerinin durumunu da değerlendiren Arınç, “CHP’nin ve MHP’nin bu aday listeleriyle umduklarını başaracaklarını düşünmüyorum” dedi. CHP’nin listedeki değişiklikleri Berhan Şimşek, Canan Arıtman ve Mustafa Özyürek gibi isimlerin eleştirdiğine dikkat çeken Arınç, şöyle konuştu:
“Bugün yerlerinde olmadıkları için Sayın Kılıçdaroğlu’nu ve CHP’nin bu listesini beğenmeyenlerin tabanda hiçbir karşılığı yoktur. Bunların arkasında 3-5 oy bulamazsınız. Bunların hepsinin şu kişinin ricasıyla, emriyle partiye gelmiş insanlardır. Kişilikleri üzerinde bir şey demiyorum. Ancak siyasetin malzemesi insandır. Eğer bir insanla el sıkışmamış, birisi ile bir meseleyi konuşmamış, birisini kahvesine girmemiş, taziyede bulunmamış, merhaba bile etmemişseniz, siyasette bunun karşılığı yoktur. Sizi liderler bir yerlere getirebilir ama gittiğiniz zaman arkanızdan ağlayan olmaz.
Bu kişilerle CHP eleştiriliyorsa Kılıçdaroğlu hiç merak etmesin bir tek oyu bile eksilmeyecektir. CHP’deki değişimi çok önemli görüyorum. Kendi içlerinde bu eleştirilecektir. Ancak CHP bir değişim arzusu gösteriyorsa ben bunu önemli görüyorum. Yaptıkları çok hatalar var, DYP’de ANAP’ta geçmişte bulunmuş, bugün yaşları itibariyle de halk üzerindeki itibarları noktasında artık sıfır noktasına gelmiş kişileri sırf merkez sağdan da aday var biz ardık herkese kucak açan bir partiyiz düşüncesiyle ortaya çıkmaları bence çok yanlış olmuştur. Toplumda karşılığı olmayan kişilerle bir parti yenilenmiş olmaz.”
Başkanlık sistemi tartışmaları
Başkanlık sisteminin tabu olmadığını konuşulabileceğini, tartışılabileceğini ifade eden Arınç, “Bir rejimi değiştirmeyi konuşmuyoruz, bir sistemi değiştirmeyi konuşuyoruz. Başkanlık, yarı başkanlık, parlamenter demokrasi? Hepsi bir ülke daha iyi nasıl yönetilebilir bunun karşılığıdır. Bunların tartışılmasında mahsur yok. Bunun yasal zeminde tartışır ve gerçek olanı bulabiliriz. Ancak Başkanlık, yarı başkanlık tartışılmasın derseniz çok saçma olur. Tartışılsın. Canım kahve istiyor demeye benzemez, bir Anayasa değişikliğine gidilmesi gerekecektir, alt yapısının kurulması gerekecektir. Başkanlık sistemi çok daha talep görür, karşılık bulursa bu sisteme geçilmesi içinde parlamento içinde yapılacak işler vardır. Seçim sonuçlarını bir görelim, bence parlamento bunu kendi içinde tartışacaktır” dedi.