Rıdvan Dilmen'in yazısı:
Lig maratonunda kötü oynarken kazanmak gelecek haftalar için bir avantajdır. Ancak Fenerbahçe’nin üst üste oynadığı iki maçtaki performansı biraz düşündürücü
Bu oyuna üç puan hakikaten süper. Sezona iyi başlayan, temposu göz kamaştıran Fenerbahçe, Sion rövanşında o kadar kötüydü ki, idare ettiler diye yorumladık. Ama idare biraz uzun sürdü. O kadar uzun sürdü ki iki puanı bırakıyorlardı.
Manisa takımını çok merak ediyordum. Üç maçta bir gol yemişlerdi. O da uzatma dakikalarında. Ve hiç kaybetmemişlerdi. Kadrolarına baktığımda fazla yabancıları da yok. Ama antrenörleri Mesut Bakkal, Fenerbahçe’yi o kadar iyi çalışmış ki, hücumlarını kesmek için bol alternatifler kullandı. Top Fenerbahçe’ye geçtiğinde takım halinde oyunu sıkıştırıyorlar ama ceza alanına gömülmeden, geniş alan bırakacaklarını anladıklarında hücum dönüşlerinde taktik faul yapıyorlar. Bu çalışılmış bir taktik. Geçen hafta Diyarbakır maçını da iyi analiz etmiş Manisa takımı. Oyuncuların yakın oynandığı zaman rahatsız olduğunu çözmüşler. Sürekli rahatsız ettiler.
Yedikleri ilk gole kadar pozisyon vermeden oyunu götürdüler. Dakikalar ilerledikçe Fenerbahçe sinirlenmeye başladı. Emre kırmızı kart gördükten sonra takım biraz hırslandı. Birkaç dakika sonra da gol geldi. Sahada hiç gözükmeyen Alex’in mükemmel pasına Güiza güzel bir koşu yaptı ve nefis bir ayak içi ile takımını rahatlattı. Manisa maçı bırakmadı ve oyunun sonuna doğru beraberliği buldular.
Muhtemelen Teknik Direktör Mesut Bakkal maç sonu yapacağı konuşmayı kafasında kurarken, “Kaybettiğimiz iki puan var. Galibiyeti kaçırdık” demeye hazırlanıyordu. Ancak 10 kişi kalan rakipten korkmanın, arkada 4-5 kişi bırakmanın faturasını ödediler. Önde bassalar bir puanı mutlaka alırlardı.
Lig maratonunda zaman zaman kötü oynarken kazanmak gelecek haftalar için bir avantajdır. Ancak Fenerbahçe’nin üst üste oynadığı iki maçtaki performansı biraz düşündürücü. Örneğin Santos arkası dönük oynadığında kayboluyor. Kazım bir var bir yok. Teknik Direktör Daum, Gökhan Gönül’ün sakatlığında bence yanlış bir kadro sahaya sürdü. Önder’i sağ bekte oynatıp, orta alanda Selçuk - Emre ikilisine görev vermeliydi. Yabancı hakkını Bilica’dan yana kullansaydı, arkadan daha rahat top çıkardı. Önder, Lugano ve Bekir düz oyuncular olduğundan, Cristian da sürekli savunmanın içine girdiğinden orta sahada Emre tek kaldı. Sahanın en iyisi olmasına rağmen yoruldu ve sinirlendi, sonuçta atıldı. Sağ bekte hiç tecrübesi olmayan (Gaziantep’te iki üç maç oynamıştı) Bekir hataydı. Sağ kanat hiç işlemedi.