*Doç. Dr. Murat Batı
“Asgari ücret” yıllardır yanlış hesaplanıyor. “Kimse fark etmedi mi bunu?” diye soruyorsunuzdur. Aslında alanında uzman çoğu kişi bu konuyu biliyor. Sanıyorum bu konuyu sadece ben kaleme aldım.
Bu yanlış hesaplama sonucunda;
1- Asgari ücretli 5 gün eksik ücret alıyor,
2- Asgari ücretli eksik asgari geçim indirimi (AGİ) alıyor,
3- Asgari ücretli fazla gelir vergisi veriyor,
4- Tüm ücretli çalışanlar eksik AGİ alıyor
5- Ve tüm çalışanlar devlete fazla gelir vergisi veriyor.
İşin vahameti ise bu durumun 2008 yılından bu yanadır böyle olmasıdır. İlginç değil mi! Haklısınız.. Daha önce detaylı hesaplama yaparak iki kez yazdım ama bu sefer sayılara boğmadan net şekilde yazacağım.
Hata nereden kaynaklı?
Asgari Ücret Yönetmeliği’nin 4/d maddesi asgari ücreti; “İşçilere normal bir (1) çalışma günü karşılığı ödenen...” olarak tanımlamıştır. Madde hükmüne göre asgari ücret aylık ya da yıllık değil günlük ödenen bir bedeldir. Oysa hükümet yetkililerince açıklanan tutar asgari ücretlinin yıllık alacağı ücret tutarı değildir. Her yıl belirlenen asgari ücret tutarı esasında asgari ücretlinin bir yıllık ücreti değil “SGK matrahını” göstermektedir. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 86 ve 88’inci maddeleri uyarınca “her ay 30 gün olarak” hesaplanmaktadır. Yani bir çalışan her ay en fazla “30 gün” sigortalı olabilmektedir. İşte bu noktada aylık açıklanan asgari ücret tutarı; SGK matrahını yani 30 günlük tutarı göstermektedir. Yani 30 günx12 ay= 360 günlük tutardır.
Yani ödenen asgari ücret ile SGK matrahı aynı kabul ediliyor. Çok ciddi bir hata (?) değil mi!!.
Yanlış hesaplamanın yarattığı ilk sorun asgari ücretliler
İlk sorun asgari ücretlinin maaş hesaplanmasındadır. Hükümet yetkililerince açıklanan asgari ücret tutarı, 30 günlük SGK matrahıdır. Açıklanan bu tutar aylık maaş olarak düşünülmekte ve 28 çeken ayda da 31 çeken aylarda da 30 günlük ücret verilmektedir. Ama bir yıl 365 gün hatta 4 yılda bir 366 gün olduğundan asgari ücretli her yıl 5 gün eksik ücret alıyor. Bu tutar 2021 yılı için yıllık net 471 TL’dir. Yani düzenli çalışan bir asgari ücretli 2021 yılında net 471 TL, brüt 596 TL eksik ücret alacak.
Ayrıca bu yanlış hesaplama ücretlinin, emeklilik, yaşlılık, vefat, malullük gibi aylıklarını da ilerleyen zamanda etkileyecek.
Yanlış hesaplamanın yarattığı ikinci sorun; “Eksik AGİ”
Ücretli çalışanlar; evli ve/veya çocuk sayısına bağlı olarak asgari geçim indirimi (AGİ) almaktadırlar. AGİ, çalışanın maaşına bakılmaksızın her ücretli için yıllık brüt asgari ücret üzerinden hesaplanmaktadır. Almaya hak kazanılan AGİ ise, çalışanın gelir vergisinden düşülür. Neticede, AGİ ücretliye kalan vergi ise devlete ödenir. AGİ ne kadar yüksek ise ödenen gelir vergisi de o kadar düşük olacaktır. Ya da AGİ ne kadar az ise ödenen gelir vergisi de aynı tutarda fazla olacaktır. Buraya kadar bir sorun yok gibi, haklısınız.
Gelir Vergisi Kanunu’nun 32’nci maddesinde AGİ hesaplamasında “asgari ücretin yıllık brüt tutarının..” cümlesinin dikkate alınması gerekmektedir. Asgari ücretin yıllık brüt tutarı ise 365 güne isabet eden tutardır. Ancak 5510 sayılı Yasa uyarınca 30 günlük SGK matrahı/prim gün sayısı yıllık brüt asgari ücret tutarı olarak algılanıyor. Esasında asgari ücretliye 5 gün eksik ödenen brüt ücretin de eklenmiş hali üzerinden hesaplanması gerekmektedir.
Bu bilerek ya da bilmeyerek yapılan yanlışlık sonucunda bekâr ve çocuksuz bir ücretliye 2021 yılında aylık 3,66 TL dolayısıyla da yıllık yaklaşık 44 TL eksik AGİ ödenmesine neden olmaktadır. Kişi evli ve/veya çocuk sahibiyse bu tutar artmaktadır. “TÜİK’in yaptığı açıklama uyarınca” ücretli çalışan kişi sayısı yaklaşık 13 milyon kişidir. 13 milyon ücretliye yıllık (en düşüğünden) 44 TL eksik AGİ verileceği düşünüldüğünde en az 572 milyon TL eksik AGİ ödenmektedir. Hatta ücretlilerin evli ve/veya çocuklu oldukları da dikkate alındığında bu tutar 2021 yılı için yaklaşık 1 Milyar TL’ye yaklaşmaktadır. Yani 1 milyar TL eksik AGİ ve 1 milyar TL fazla vergi…
Yanlış hesaplamanın yarattığı ÜÇÜNCÜ sorun; “fazla vergi”
Ücretli için hesaplanan AGİ, ücretlinin maaşından hesaplanan gelir vergisinden mahsup edilmektedir. Yani AGİ, işverenin cebinden değil, devlete ödenmesi gereken gelir vergisinden düşüldüğünden devletin cebinden çıkmaktadır. Bu nedenle AGİ yıllık (en düşüğünden) 44 TL eksik ödendiğinden, bu tutar hesaplanan gelir vergisinden de düşülmemiş/mahsup edilmemiş olmakta ve dolayısıyla da devletin kasasına “fazla vergi” olarak girmektedir.
Genel değerlendirme
Her şey, hükümet yetkililerince açıklanan asgari ücretin “30 günlük prim matrahı” olduğunu anlayamamamızdan kaynaklanmaktadır. Görmek mi istemiyoruz? Bilemedim doğrusu. Hele siyasi partiler ile başta DİSK olmak üzere sendikaların nasıl böyle bir hata yaptıklarını, bunu görmemelerini ya da görmek istememelerini aklım pek almıyor doğrusu. Bu hata sonucunda tüm asgari ücretliler yıllık brüt 596 TL eksik ücret alıyor. Buna bağlı olarak tüm ücretlilere yaklaşık 1 milyar TL eksik AGİ ödeniyor. Yani 1 milyar TL eksik AGİ ve 1 milyar TL fazla vergi alınıyor…
İşçi, 5 günlük eksik ücretini 5 yıllığına geriye yönelik olarak işvereninden talep edebilir. Alınan eksik AGİ ve fazla alınan gelir vergisi için ise yine geriye yönelik olarak 5 yıllığına Vergi Usul Kanunu’nun 117/2’nci maddesinde “mahsupların yapılmamış” olması hükmü uyarınca vergi dairesinden düzeltilmesini talep edebilir. Umarım ödenir tabi..
Bu durum 2008’den bu yanadır böyle. Yani geriye yönelik en fazla 5 yıllığına talep edilebildiği için 5 yıldan önceki yıllar için bir bardak su içmek gerekecek.
Konuyu en basit şekliyle ifade edebildim sanırım. Siyasi partilerin ve başta DİSK olmak üzere sendikaların bu konuya eğilmeleri dileğiyle. Umarım tez elden düzelir.
Saygı ve sevgilerimle….
__________________________________________________________________________________________________
* Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Ali Fuad Başgil Hukuk Fakültesi, Mali Hukuk Anabilim Dalı Başkanı