Politika

'Bir gay’e de parti rozeti takar mıydınız?'

Çarşaflı kadınlara parti rozeti takan CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a "Bir gay’in yakasına da parti rozeti takar mıydınız?" sorusu geldi.

21 Kasım 2008 02:00
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın çarşaflı kadınlara parti rozeti takmasıyla başlayan tartışmalara Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök bir soruyla farklı bir boyut kazandırdı. Özkök, Baykal’a "Bir gay’in yakasına da parti rozeti takar mıydınız?" sorusunu yöneltti.

Özkök yazısında bu soruyu farklı kimliklerle şöyle çoğalttı: "Genelev kadınları CHP’ye katılmak isteseler, tören yapıp rozet takar mısınız?" veya "Kürtlere kültürel kimlik, hatta federasyon hakkı isteyen kişileri partiye kabul eder misiniz?"

İşte Özkök’ün yazısı

Gay'e parti rozeti takar mısınız

Dün bütün gün toplantıda olmasaydım, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’a şu soruyu soracaktım:

"Bir gay’in yakasına da parti rozeti takar mıydınız?"

Aynı soruyu başka kimlikler için de sorabilirim.

Mesela:

"Genelev kadınları CHP’ye katılmak isteseler, tören yapıp rozet takar mısınız?"

Veya:

"Kürtlere kültürel kimlik, hatta federasyon hakkı isteyen kişileri partiye kabul eder misiniz?"

* * *

Bu soruları hince bulup Baykal’a çakmak için sorduğumu zannedebilirsiniz.

Aynı şekilde çarşaf savunucuları da, kendilerinin gay’lerle veya travestilerle aynı kefeye konulmasından rahatsız olabilirler.

Hayır, amacım asla hinlik değil.

Baykal’a çakmak değil, tam aksine son açılımlarına bütün kalbimle destek verdiğimi anlatmak için soruyorum.

Baykal son zamanlarda çok doğru işler yapıyor.

Partisini, yıllardır içine kapandığı gettodan çıkarıp oy tabanını genişletecek adımlar atıyor.

Böylece, AKP’nin, bütün yanlışlarına rağmen kendi eviymiş gibi kullandığı bir siyasi mahallede, "Ben de varım" diyor.

Bu politikayı mutlaka desteklemek gerekir.

Yan masaya su kadehini kaldırmayı bile zül gören bir Başbakan’ın karşısına bu mahallede çıkmak, siyasetin normalleşmesi açısından son derece önemli.

* * *

Bu konuya biraz geç girdim.

Bugüne kadar yazılanları dikkatle okudum.

Eleştirilerin çoğu klasik, yeni hiçbir şey getirmeyen dar çerçeveli bildik yaklaşımlardı.

Mesela, Baykal’a şu soruyu kimse sormadı:

"Siz çarşaflı kadınları partiye alıyorsunuz. Dini sembollerle ilgili siyasetiniz de değişecek mi?"

Bildiğim, takip ettiğim kadarıyla, CHP’nin bu politikalarında bir değişiklik yok.

Kurultayda da olacağını sanmıyorum.

Buna rağmen türbanlı, çarşaflı kadınlar partiye geliyor, oy vereceğini söylüyorsa, bunun kime zararı var?

Gay’ler CHP’ye oy verdiği takdirde, gay evliliğine izin vereceğim diyor mu?

Hayır...

Federasyon isteyen Kürtler geldiği takdirde, federasyon tezini kabul ediyor mu?

Hayır...

Öyleyse toplumun her kesiminden insan CHP’ye gelirse kime zararı olur?

* * *

Ama ben daha ileri gideceğim.

CHP, tabanını genişlettikçe, toplumsal projesini de liberalleştirmeli, demokratikleştirmeli.

Mesela, benim gönlüm, üniversitede türban konusunu mutlaka CHP’nin çözmesini arzu ediyor.

Çünkü hukuki çözüm ancak bu yolla, bütün toplumun meşru çözümü haline gelebilir.

Deniz Baykal’ı yıllardır tanıyorum.

Birçok AKP’liden daha samimi inançlı bir insan olduğuna tanığım.

Ama inancını hiçbir zaman siyasetinin emrine sokmadı.

Yani, son adımlarının sadece siyasi açılımla izah edilmesini de haksızlık olarak görüyorum.

CHP doğru yoldadır ve bu yolda cesaretle yürümelidir.

* * *

Tabii orada bu açılımı görünce, gözüm ister istemez AKP’ye kayıyor.

Acaba onlar da "Öteki" mahallelere doğru bir açılımı düşünmezler mi?

Bütün toplumun partisi olmak gibi bir arzuları yok mudur?

Sakın bana, "Biz zaten bütün toplumun partisiyiz" demesinler.

Hayır değiller.

Ben kendi payıma, AKP’nin benim mahalleme uğradığını düşünmüyorum.

Hissetmiyorum, hissettirilmiyor.

Baştaki bütün gayretime rağmen, o güveni ne yazık ki alamadım.

Şimdi Baykal’dan sonra aynı soruyu Başbakan Erdoğan’a da soruyorum:

"Bir gay gelse, yakasına parti rozeti takar mıydınız?"