T24 - Balyoz davasında mahkemeye ulaşan Hava Kuvvetleri Komutanlığı bilirkişi raporunda, Gölcük’te bulunduğu iddia edilen “Oraj Hava Harekat” dosyalarının bilgisayar ortamında oluşturulduğu ve hukuki delil niteliği taşımadığı görüşüne yer verildi.
‘Balyoz Planı’ davasının 32’nci duruşması dün İstanbul 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapıldı.
Gölcük Donanma Komutanlığı’nda 6 Aralık 2010’daki aramada bulunduğu ve Hava Kuvvetleri ile ilgili hususları içerdiği iddia edilen dosyaları inceleyen Hava Kuvvetleri Komutanlığı bilirkişi heyetinin raporu da dün mahkemeye ulaştı.
‘Bilgisayar ortamında oluşturulmuş’
Raporda, 5 nolu hard disk içerisinde “Oraj Hava Harekat” adı altında bulunmuş 42 adet dosyaya ilişkin Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın yürüttüğü idari soruşturma kapsamında bilirkişi incelemesi yapıldığı kaydedildi. Raporun sonuç ve değerlendirme bölümünde, 6 uzman tarafından gerçekleştirilen incelemede personel, teknik analiz ve içerik itibariyle değerlendirme yapıldığı kaydedildi. Personel açısından yapılan incelemede, dava konusu planın yapılanmasında yer aldığı iddia edilen personelin büyük bir kısmının dosyalarının 3-6 Şubat 2003 tarihlerinde bilgisayar ortamında oluşturulduğu görüntüsü verildiği ifade edilerek şöyle denildi:
“30 Ağustos 2003 tarihinde Hava Kuvvetleri Komutanlığını üstlenecek bir pozisyonda görev yapan Orgeneral Halil İbrahim Fırtına’nın bu göreve gelmesinden 7 ay önce selefi Orgeneral Cumhur Asparuk’un tesirsiz hale getirilmesini kapsayan illegal bir yapılanmanın öncülüğünü üstleniyor olması akla ters bir muhakemedir.”
Manipülatif dosya şüphesi
Belgelerin teknik incelemesinde ise “İhtimalat planı” , “Özel flo eğitim.doc” ve “Kapak.doc” gibi dosyaların sayfa düzenlerindeki teknik benzerliklerin 10 ile 14 noktada birebir örtüşmesinin, dosyaların bir veya birkaç bilgisayardan manipülatif üretildikleri şüphesini kuvvetle yarattığı kaydedildi.
‘Hukuki delil niteliği taşımaz’
İçerik açısından yapılan incelemeye göre de, dokümanlar arasında yer alan yazı, direktif, plan ve eklerinin hiçbir sayfasında ıslak imza bulunmadığı belirtilerek, ıslak imza bulunmayan elektronik ortamda hazırlanmış verilerin hukuki delil niteliği taşımadığı anlatıldı. İncelenen dokümanlarda en basit bir askeri yazıda bile yapılamayacak kural ve yazışma hatalarının yer aldığı dile getirilen raporda, anlam ve kavram bütünlüğünün olmadığına, yazının tanımlanması ve kayıt altına alınması için şart kriterlerden biri olan “dosya numarasının” da plana ilişin yazışmaların hiçbirinde bulunmadığına işaret edildi. Yazılarda tarih kısmının konunun bulunduğu satıra konulduğu, bunun normalde dosya numarasının satırına yazılması gerektiği anlatılarak, böyle basit bir hatanın yapılmasından “yazıların aynı kişi ya da kişilerce yazıldığı anlamının çıkarılabileceği” kaydedildi.
‘Her yönüyle hayal ürünü’
Raporun sonuç bölümünde de “Her yönüyle hatalı ve tutarsız söz konusu yazılarda, seçilmiş bir kısım komutan ve personelin, sözde görevler verilerek veya yazı içerisinde ve ekinde isimleri veya imza blokları yer almak suretiyle vazifesiyle bağdaşmayan ve başarması imkansız görevler verilmek suretiyle, hayal ürünü bir yapılanma içine çekildiği değerlendirilmiştir” ifadesine yer verildi.