Gündem

Bilge köyünde anne ve babası ölen kızlar büyükleri tarafından okutulmuyor!

Bilge köyünde anne ve babalarını kaybeden kızların büyükleri tarafından okula gönderilmediği ortaya çıktı.

04 Mart 2012 16:06

 

HÜLYA KARABAĞLI - T24/ Ankara

Çocuk Hakları Zirvesi, ‘kadına ve çocuklara yönelik şiddet’ konusunda çalışmalarını isteyen Cumhurbaşkanlığı’na 7’si çocuk, 44 kişinin kanlı saldırıda hayatını kaybettiği Bilge Köyü raporunu gönderdi. Köyde anne ve babalarını kaybeden kızların büyükleri tarafından okula gönderilmediği ortaya çıktı. Okumak isteyen kızların tercihi ise Mardin Kız Meslek Lisesi.


‘İmam dini temsiliyetten öte’


9-14 arasındaki çocuklarla baskın sonrasında yapılan görüşmede, genç imamın ölümüne duyulan üzüntünün öne çıktığına dikkat çekilen raporda, “Genç imamın, köydeki kız ve erkek çocuklar için, düzenlediği sosyal ve kültürel faaliyetler nedeniyle, dini bir temsiliyetten çok daha değer ifade ettiği anlaşılmıştır” denildi.

Çocuk Hakları Zirvesi’ne göre; çocuklar, genç imamı, ağır aşiret gelenek ve baskılarının karşısında umut, değişimin temsilcisi ve rol modeli olarak benimsediği ortaya çıktı. Raporda, devlet görevlilerinden yeni bir rol model oluşturulması önerisi yapıldı.


‘Töre baskısına spor okulları çözümü’


Raporda, töre ve aşiret baskısına karşı spor okullu çözüm önerisi getirildi. “Töre ve aşiret baskısını aşabilecek, takım ruhu, aidiyet duygusu, katı disiplin kavramlarını olumlu yönde değiştirebilecek en etkin ve kabul gören sosyal olgu spordur” denilerek, bölgedeki her il, kasaba ve köyde eğitim verecek fakülte, yüksek okul, meslek liselerinin ivedilikle açılması istendi. İl Spor Müdürlükleri, köylere kadar kurumsallaştırılarak bölgenin ihtiyacına göre yeniden yapılanmalı.

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün talimatıyla görevlendirilen Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) STK’lar araştırmalarını göndermeye başladı. Çocuk işçiliği, çocuklara yönelik şiddet konularından çalışmalarıyla bilinen Çocuk Hakları Zirvesi, Mardin Raporu hazırladı. Bilge Köyü katliamı, çocukların beklentileri, kısa ve uzun vadede yapılması önerileriyle kapsamlı bir rapor halinde sunuldu.


Çeltikçi: Kızların okuma şansı olsa


Bölgenin genel profilini çizen Çocuk Hakları Zirvesi Başkanı Ebrize Çeltikçi, “Sahte Şeyhlik, din cemaatçiliği, etnik örgütlenmeler aracılığıyla yöre halkının maddi ve manevi istismarı yaygınlaşmıştır” dedi.
 
Cinsiyet ayrımcılığının kadın ve kız çocuklarını bireysel ve vatandaş olarak temel haklardan yararlanmasını engellediği vurgulanarak, okuma şansları olsa kız çocuklarının çoğunun ideali Mardin Kız Meslek Lisesi’ne olduğu belirtildi.

Bilge Köyü raporunda, saldırıda annesini, babasını ve yakınlarını kaybeden 9-14 yaş arası çocuklarla sohbete, olayın çocuklar üzerindeki etkileri, yaşamları ile ilgili kaygı ve geleceğe yönelik beklentileri, her birinin kendine ait çözüm önerilerine yer verildi. Rapor şöyle:


KIZ ÇOCUKLARI OKUMAK İSTİYOR: Köyün kızları okumak istediklerini, buna anne ve babalarının, onları kaybettikten sonra da aile büyüklerinin karşı çıktığını, onları üzmemek veya kızdırmamak adına okula gitmekten istemeye vazgeçtiklerini söyledi. Aile büyüklerinin kız çocuklarından iş gücü ve çocuk bakımı için istifade etmek de okula göndermeme gerekçesi.


AYRIMCILIK-SÖMÜRÜ-EĞİTİM HAKKI ENGELİ: Türkiye genelinde kabul edilmesi mümkün olmayan ve olay sayılabilecek aile, akraba, töre ve çevresel baskı, kontrol, şiddet, ayırımcılık, sömürü, hakkın gasp edilmesi ve ihlali, sosyal ve statüsel engellenmeler, kız alıp vermedeki çarpıklıklar, eğitim hakkı önündeki engeller ve eğitim kalitesindeki yönetimsel zafiyetler, yöre halkını yalnızlaştırmış, içine kapanmasına neden olmuş, mücadele ve değişim isteği çabaları kırılmış, sonuçta halkın refahı ve gelişmesi önündeki tüm engeller yöre için günlük yaşam biçimi olarak normalleştirilmiş ve kanıksanmıştır.


AŞİRET KANUNLARI-AĞALIK SİSTEMİ: Mardin yöresine özgü sorunlarda, aşiret kanunları ve ağalık sistemi, bölgede geçerliliğini korumakta ve sosyal devlet uygulamalarının etkinliğini azaltmaktadır. Sahte şeyhlik, din cemaatçiliği, etnik örgütlenmeler aracılığıyla yöre halkının maddi ve manevi istismarı yaygınlaşmıştır.


TÖRE VE KUTSALLAŞTIRILMIŞ TABULAR: Töre ve kutsallaştırılmış tabular gelenek adı altında kökeni belli olmayan kutsallaştırılmış tabular ve çarpık bir hukuk sistemi işlemeye devam etmektedir. Cinsiyet ayrımcılığı, özellikle kadın ve kız çocuklarının bireysel ve vatandaş olarak temel haklardan geniş bir biçimde yararlanabilmelerini engellemeye devam etmektedir. Cinsiyet ayrımcılığı ve ataerkil toplum anlayışı bu nedenlerden dolayı fazla dönüşüm göstermeden süregelmektedir.


İŞSİZLİK VE YOKSULLUK: Bölge, genel olarak yüksek işsizlik ve çok kısıtlı istihdam olanakları nedeniyle, yoksulluğun çok çeşitli biçimlerinin gözlemlenebileceği ve çözüm bulunmadığı durumda yoksulluk ve yoksunluğun, nüfus çoğunluğuna sahip aşiret ve ailelerin yöre insanı üzerinde bıraktığı psiko-sosyal etkinin kolayca görüldüğü bir laboratuar olarak betimlenebilir. 


ÇOCUK MECLİSLERİ KURULMALI: Mardin Valiliği, Mardin Belediye Başkanlığı ve Mardin Barosu himayelerinde ve destekleriyle bölgede yaşayan değişik kesimleri temsil edecek çocuklardan oluşacak Çocuk Meclisleri kurularak sorunlarının ve çözümlerinin tespiti çalışmalarına başlanmalı.


MUHTARLARA VE AİLELERE ÇOCUK HAKLARI DERSİ: Demokratik yaşama dair tecrübelerini geliştirmek adına; bölgede yaşayan çocukların kendi yaşamlarına ait sorunlarını ifade hakkı ile çözümlerine ilişkin katılım haklarını kullanmalarına fırsat verilmeli ve alttan gelen seslere kulak verilmelidir. Bölgedeki tüm köyler de dahil olmak üzere; Öğretmenlere, Muhtar ve İhtiyar Meclisi üyelerine, anne ve babalara, kamu görevlilerine, öğrencilere çocuk hakları öğretilmeli.


BÖLGEYE ÖZEL POLİTİKALAR: Bölgeye özel bir devlet politikası oluşturularak görev alacak öğretim üyesi ve öğretmenlerin; güvenlik, barınma, sosyal statü, bilimsel kaynaklar ve maddi olanaklarının kalitesinin yüksek tutularak; Bu bölgede hizmet alacaklar için  tercih sebebi olacak cezbedici maddi şartlar  hazırlanmalı.


KÜLTÜR ALIŞVERİŞİ: Bölgelerdeki okullarda bölge dışından gelerek öğrenim görecek olan öğrencilere geniş mali destek ve burs olanakları sağlanmalıdır. Böylece bölge dışı kültürle yetişmiş gençlerin yerel halkı etkilemesi ile yerel ve sıkıştırılmış kuralların doğal olarak gevşetilip, değiştirilmesi, farklı görüş ve kültür girişi sağlanmalıdır.


TÖRE VE AŞİRET BASKISINA SPOR OKULLARI: Töre ve aşiret baskısını aşabilecek, takım ruhu, aidiyet duygusu, katı disiplin kavramlarını olumlu yönde değiştirebilecek en etkin ve kabul gören sosyal olgu spordur. Bölgedeki her il, kasaba ve köyde eğitim verecek fakülte, yüksek okul, meslek lisesi ivedilikle açılmalı. İl Spor Müdürlükleri'nin köylere kadar inen temsilciliklerinin kurumsallaştırılarak, bu bölgenin ihtiyacına göre yeniden yapılanmalı.


BİNİCİLİK-DAĞCILIK- KAYAK: Köylere kadar inen ve tüm spor dallarını veya köye has uygun olanlarını içeren çalışmaların geniş kitlelere ulaşmasının sağlanması (binicilik, dağcılık, kayak, rafting vb.) spor takımlarının kurularak geliştirilmesi, köyler, iller ulusal ve uluslararası katılımlı müsabakalar düzenlenerek dar çevre baskı ve çemberinin kırılması.


KÖYLERDE ‘KÜLTÜR EVİ’: Bölgedeki her köyde kültür evleri oluşturularak gençlerin ve çocukların yaşamakta oldukları bölgeden gelmiş geçmiş tüm medeniyetleri tanıyıp anlamaları sağlanmalı, köyün dışında da bir dünya olduğunu fark ederek, dışa açılma isteği duyacakları bir entegrasyona destek verilmelidir.