Gündem

Belediye-İş Sendikası: Kıdem tazminatını da alırsanız insanları canlı canlı gömmüş olursunuz

"Asgari ücretin en az 2 bin 500 lira olmasını istiyoruz"

08 Kasım 2018 13:05

Belediye-İş Sendikası Başkanı Nihat Yurdakul, kıdem tazminatı, asgari ücret ve taşerona verilen düşük zamlara dikkati çekti. Kıdem tazminatının tartışılmasını bile istemediklerini belirten Yurdakul, “İnsanların tek dayanakları kıdem tazminatı. Onu da alırsanız insanları canlı canlı gömmüş olursunuz” dedi.

Asgari ücretin en az 2 bin 500 lira olmasını isteyen Yurdakul, belediye şirketlerine geçirilen taşeron işçiler için toplu sözleşme dahi yapamadıklarını söyledi. İşçilerin yıllarca köle gibi çalıştırıldığına dikkat çeken Yurdakul, “Şimdi ise sadaka gibi yüzde 4 veriyorlar” dedi.

Belediye-İş Sendikası’nın 11. Olağan Genel Kurulu’nda mevcut başkan Nihat Yurdakul, yeniden genel başkanlığa seçildi. Cumhuriyet'ten Mustafa Çakır'ın haberine göreYurdakul, kıdem tazminatı, asgari ücret ve belediyelerdeki taşeron işçilerin sorunlarını değerlendirdi. “İş barışını, üretimi artırabilmenin yolu çalışanları da insan yerine koymaktan geçiyor. Avrupa’dan bahsediliyor. Oradaki insanların ücretlerine bakılması lazım” diyen Yurdakul’un değerlendirmeleri şöyle:

Canlı canlı gömülür: Kıdem tazminatı bizim olmazsa olmazımız. Bu konuda işverenler çok baskı yapıyorlar. Kıdem tazminatı, çalışanların geleceği, alın terinin karşılığıdır. Bu ellerinden alınırsa çalışanların umutları yok olacak. İnsanların gelecek için hayali olmayacak. İş barışı, ülke barışı bozulacak. Kıdem tazminatını 12 Eylül’de bile kaldıramadılar. Ancak daralttılar. Şimdi hepten kaldırmaya çalışıyorlar. Ancak kıdem tazminatı bizim olmazsa olmazımız. Eğer kaldırılmaya kalkışılırsa Türkİş’in genel kurulunda alınan karar (genel grev kararı) uygulanır. 

"Sadaka gibi zam"

Taşeron işçileri yıllardır köle gibi çalıştırdılar. “Sonra kadro vereceğiz” denildi. Belediyelerdeki taşeron işçilerin kadroya falan alındığı da yok. İşçiler belediye şirketlerine alındı. Sendikalı yaptığımız halde yetki verilmedi. 2020 ortasına kadar toplu sözleşme yok. Resmi enflasyon yüzde 25. Yaşanan enflasyon yüzde 35-40’ları buldu. Ancak Yüksek Hakem Kurulu’nda oturan beyefendiler 6 ayda bir yüzde 4 zam diyor. Eskiden en azından toplu sözleşme vardı. Şimdi sadaka gibi yüzde 4 veriyorlar.

"Asgari ücret 2 bin 500 lira olmalı"

Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda bir kişinin yaşama maliyeti hesaplanıyor. Benim şöyle bir önerim var: Anne ya da baba ile birlikte çocuğun maliyetini hesaplayalım. Bunu da TÜİK belirlesin. Biz de uyalım. Ancak komisyonda bir kişi için belirlenen yaşam maliyeti bile işveren ve hükümet tarafından kabul edilmiyor. Hep düşük belirleniyor. Asgari ücret denilince Avrupa’dan bahsediliyor. Avrupa’da ne ise bize de onu versinler. Avrupa’da asgari ücret bizim iki üç katımız. Asgari ücret yoksulluk sınırının altında olur mu? Oysa bizim asgari ücretimiz bırakın yoksulluk sınırını açlık sınırının bile altında. 2 bin 500 lira ile 3 bin lira arasında bir rakam olarak belirlenmeli.