Ekonomi

BDDK açıkladı: En büyük risk kredi kartında

BDDK Başkanı, takipteki kredi oranının önümüzdeki aylarda artacağını, en riskli alanınsa kredi kartları olduğunu belirtti.

11 Şubat 2009 02:00
BDDK Başkanı Bilgin, bankacılık sektöründe yüzde 3.8’e yükselen takipteki kredi oranının önümüzdeki aylarda artmasını beklediklerini belirterek, en riskli alanın kredi kartları olduğunu kaydetti.

BDDK Başkanı Tevfik Bilgin, Türk Bankacılık Sistemi 2008 Sonuçları ve 2009 Beklentileri konulu basın toplantısı düzenledi.

2008’e göre bankacılık sektörünün dış ödemelerde daha rahat olacağını belirten Bilgin şunları söyledi: “Bankacılık sisteminde 2009’da yurtdışına ödenecek tutar 11 milyar dolar. Sermaye yeterlik rasyosu (SYR) 2008 sonunda yüzde 18 oldu; sistemde 2008 sonunda hiçbir bankanın SYR’si yüzde 13’ün altında değil. Analizlere göre şu anda kredilerin takibe dönüşme oranı olan 3.8’in iki katı olsa bile hiçbir bankanın sermaye yeterliliği yüzde 11’in altına inmez.”

Krize yığınakla girdik

BDDK Başkanı sözlerini şöyle sürdürdü: “Krize yığınakla girdik, Bizde banka katili ya da toksik ürünler yok. Artık bankalarımızın yönünü pasif daha fazla yönlendirmektedir. Bankacılıkta pasifin vadesi uzamadan reel sektörü desteklemesi çok zor.

Takipteki krediler artacak

Kredi takip oranı 2008’de yüzde 3.6, Ocak sonu itibariyle yüzde 3.8 oldu. 2008 yılı boyunca krediler yüzde 29 oranında arttı, 368 milyar TL oldu. Toplam kredilerin yüzde 29’u yabancı para şeklinde verilen kredi oldu. Temennimiz yurtiçinde de yabancı para kredisi verme koşullarının serbestleştirilmesidir. Kredilerin yüzde 32’sini bireysel krediler oluşturdu. Bireysel kredilerde takibe düşen kişi sayısı 2008’de yüzde 63 arttı. Kredi takip oranlarının önümüzdeki aylarda artması muhtemeldir, bunu bekliyoruz.

En riskli alan kredi kartları

Halkımızın borçluluk düzeyi, diğer ülkelerle karşılaştırıldığında dengeli düzeyde. En riskli alan kredi kartlarıdır, önümüzdeki aylarda takibe dönüşüm oranının yükselmesini bekliyoruz. Geçtiğimiz 5 ayda takipteki kredilerde en hızlı gelişim KOBİ kredilerinde oldu.
Bankaların aktifinin yüzde 27’ini DİBS oluşturuyor, önümüzdeki aylarda bu oran artar ancak çok yüksek boyutlara ulaşmasını beklemiyoruz. Mevduat eski tahtına tekrar oturdu, 2008 sonunda 455 milyar TL oldu”.

Sektörde yeni yüzlerle karşılaşabiliriz


Önümüzdeki aylarda bazı bankaların konumlarını yeniden değerlendirebileceklerini belirten Bilgin, Türk bankacılığının yeni yüzlerle karşılaşabileceğini söyledi.

Merkez Bankası’nın faiz oranlarındaki indirime rağmen kredi faiz oranları mevduattaki gibi aşağı yönlü salınım göstermediğine dikkat çeken BDDK Başkanı, mevcut koşulların devamı halinde kredi faizlerinde gerilemenin kuvvetle muhtemel olduğunu ifade etti.

Kârlılık bir miktar daha azalabilir

Bilgin, geçen yıl sonunda bankacılık sisteminin net kârının bir önceki yıla göre yüzde 10.3 azalarak 13.3 milyar TL olduğunu, kârlılıktaki azalmanın talep azalması kadar likit kalma tercihinden de kaynaklandığını kaydeden Bilgin, “Tahminimiz 2009’da kârlılığın bir miktar daha azalabileceği yönündedir. Bu arada kâr dağıtımındaki hassasiyetimizi biliyorsunuz. SYR’si dikkatimizi çekecek noktalara hızla inen, hızlı büyümüş bankalar bizden kâr dağıtımına izin vermemizi beklemesinler. Bu yaklaşımımız kamu bankaları için de aynen geçerlidir” dedi.

Danışmanlığa talibiz

SYR’de hedef olan yüzde 12’nin 2008’de de korunduğunu ifade eden Bilgin, “Dünyanın birçok ülkesinin defalarca şiddetli şekilde sallandığı, hemen hemen her ülkenin bankacılık sistemindeki sorunların manşet olduğu bir dönemde, gurur göstergelerimizden biri de budur. Önümüzdeki aylarda, özellikle kredi riski sebebiyle, bu oranın bir miktar düşmesi beklenebilir” diye konuştu.

Bilgin, batıdan talep geldiği takdirde bu konuda danışmanlığa talip olduklarını belirterek, “Bankalardan veya diğer ülke otoritelerinden gelebielcek talepler kadar IMF’den gelecek talepleri de olumlu karşılarız” dedi.

Hiçbir G20 ülkesi IMF ile anlaşmadı

“Bankacılık olarak IMF’nin bize bu noktadan sonra verebileceği bir şey olduğunu sanmıyorum” diyen Bilgin, hiçbir G20 ülkesinin IMF ile anlaşma imzalamadığına dikkat çekti.