Radikal yazarı Prof. Baskın Oran, Meclis’te HDP destekli bir CHP-MHP koalisyonu kurularak son dönemde yürürlüğe giren HSYK’nın yeniden düzenlenmesi, İç Güvenlik Paketi, internet kısıtlamaları gibi uygulamalarla yaşanan tahribatın silinmeye çalışılması gerektiğini savundu. Oran, yolsuzluk iddialarının ise bu düzenlemelerin yapılmasının ardından gidilecek erken seçimden sonra ele alınması gerektiğini ifade etti.
Baskın Oran’ın Radikal’de “Vebali CHP ile MHP'nin boynunadır” başlığıyla yayımlanan (14 Haziran 2015) yazısı şöyle:
Derhal bir CHP-MHP koalisyonu kurulmalıdır. HDP bu koalisyonu dışarıdan desteklemelidir. Toplam 292 milletvekili ediyor. Bu koalisyonun tek bir işlevi olacaktır: Bir Reform Kabinesi kurarak Erdoğan'ın bir birkaç yıl içinde yaptığı tahribatı tamir etmek. 292'lik bir Meclis çoğunluğuna dayanarak restorasyon.
Çok kısa yazacağım. Eğer bu fırsat kaçarsa, vebali CHP ile MHP’nin boynunadır.
Eğer CHP veya MHP’den bir tanesi (Demirtaş’ın sözlerine güveniyor ve HDP’yi katmıyorum), iktidar olma hırsına kapılıp da AKP’yle koalisyon yapmaya kalkarlarsa, Erdoğan onları çiğ çiğ yer. Kalan en büyük parçaları serçe parmakları olur. Demokrasi de silinip gider.
Erdoğan-Baykal görüşmesi midemi fena bulandırdı.
Derhal bir CHP-MHP koalisyonu kurulmalıdır. HDP bu koalisyonu dışarıdan desteklemelidir. Toplam 292 milletvekili ediyor.
Bu koalisyonun tek bir işlevi olacaktır: Bir Reform Kabinesi kurarak Erdoğan’ın bir birkaç yıl içinde yaptığı tahribatı tamir etmek. 292’lik bir Meclis çoğunluğuna dayanarak restorasyon. Özellikle:
HSYK’nın yeniden düzenlenmesi. İç Güvenlik Paketinin iptali. İnternet kısıtlamalarının kaldırılması. Doğal yargıç ilkesini silip atan sulh ceza mahkemeleri düzeninin sona erdirilmesi. Barajın indirilmesi bile şu anda acil değil.
***
İki şey, bu reformların yapılmasından sonra gidilecek erken seçimin sonrasına bırakılmalıdır:
1) Hırsızlıkların-yolsuzlukların kovuşturulması.
Çünkü Erdoğan her şeyi hukukdışı kanunlar çıkartarak kendine göre ayarladı. Bunları düzeltmeden bu kovuşturmalardan sonuç alamazsınız. Tersine, bunların üstü daha da örtülebilir.
2) Kürt barış sürecinin ele alınması. İki sebepten.
Birincisi: Ortalık çok tehlikeli. HDP Diyarbakır mitinginde iki bomba patlatan, hemen ardından Hüda-Par’lı Aytaç Baran’ı vuran, hemen ardından 3 HDP’liyi öldüren karanlık derin güçler Güneydoğu’yu her an karıştırabilir. Birkaç kişiyi daha vurdurturlarsa, oranın birbirine girmesini HDP’nin ve Hüda-Par’ın iyi niyetleri önleyemez. Hesap yapıyorlar, çok dikkat, “AKP gitti, kavga başladı!” dedirtme hesabı yapıyorlar. İnsanlar, ”1990’lar geri geliyor” uyarısını boşuna dile getirip durmuyor.
İkincisi: HDP’nin hükümete girmesine MHP’nin kesin itirazı var. Peki. Hiç önemli değil. Öcalan’ın bir süre önce uygulanmaya başlanan tecrit sürecinin normale döndürülmesi yeter; zaten artık geri dönüşü olmayan Barış Süreci şu anda katiyen acil konular arasında bulunmuyor. MHP'nin ''Açılım durdurulsun,'' talebine razı olmanın fiiliyattaki etkisi, ciddiye alınıp korkulacak bir durum değil.
***
Şimdi zaman, CHP ve MHP yöneticilerinin bunları anlama zamanı.
Eğer öncelikler önce yapılmazsa, araba atların önüne koşulursa, bittik.
Önce bir CHP-MHP koalisyonu kurulur, HDP dışarıdan destekler, ana pislikler ayıklanır. Makul bir süre sonra erken seçime gidilir.
İşte o zaman, “gerisi Allah kerim” diyebiliriz. Ama katiyen şu anda değil.