İnternet andıcı soruşturması kapsamında tutuklanan Genelkurmay Eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un tutukluluğuna yapılan itiraz İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nce oy birliği ile reddedildi.
Kararda ret gerekçesi olarak, “kuvvetli suç şüphesi, şüphelinin soruşturma aşamasındaki tutum ve davranışları dikkate alındığında, delillere etki etme ve karartma şüphesinin bulunması..." gösterildi
Heyet ayrıca Başbuğ’un, dosyanın görevsizlik kararı verilerek Yüce Divan’a gönderilmesi talebini de reddetti. Kararda, şüphelinin Yüce Divan’da yargılanması hususunun görev ile ilgili suçlarla açıkça sınırlandırıldığı, isnat edilen eylemlerin görev kapsamında değerlendirilmesinin hukuken olanaksız olduğunun" anlaşıldığı ifade edildi
İnternet Andıcı soruşturmasında tutuklandı
Hükümet aleyhine kara propaganda yapılması amacıyla kurulduğu iddia edilen internet siteleriyle ilgili yürütülen internet andıcı soruşturma kapsamında Genelkurmay Eski Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ’un geçtiğimiz günlerde “Silahlı terör örgütü yöneticisi olmak ve cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs etmekö suçlarından tutuklanmıştı.
'Tutukluluk kararı yerindedir'
Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer de, itiraz ederek kararı veren hakimin bir kez daha inceleme yapmasını istemişti. Avukat Sezer, Hakim Vedat Dalda’nın kararını geri almaması durumunda ise itirazın İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi heyetince incelenmesini istemişti.
Hakim Vedat Dalda, dün kararını vermiş ve daha önce verdiği tutuklama kararının yerinde olduğunu belirtmişti.
Heyet de itirazı reddetti
Bunun üzerine dosyayı incelemeye alan İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Heyeti, “tutukluluk kararına yapılan itirazıö oybirliği ile reddetti.
'Kuvvetli suç şüphesi var'
Tutukluluk haline ilişkin itirazın değerlendirmesini yapan Mahkeme Heyeti, şu ifadeleri kullandı: “Dosya kapsamı, dosyada bulunan belgeler ve içerikleri dikkate alındığında şüpheli İlker Başbuğ’a isnat edilen eylemleri işlediğine ilişkin kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların bulunduğu ve halen devam ettiği, atılı eylemlerin CMK’nın 100/3. maddesinde sayılan ‘Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar’dan olduğu, şüphelinin soruşturma aşamasındaki tutum ve davranışları dikkate alındığında, delillere etki etme ve karartma şüphesinin bulunduğu anlaşıldığından, mahkememiz nöbetçi hakiminin tutuklamaya ilişkin kararından bir isabetsizlik görülmediğinden tutukluluk haline ilişkin itirazın reddi ile şüpheli İlker Başbuğ’un tutukluluk halinin devamına karar verildi."
Kararın kesin olmak üzere oy birliği ile verildiği de ifade edildi.
'Yüce Divan talebi de reddedildi'
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Vedat Yılmazabdurrahmanoğlu, üye hakimler Mehmet Karababa ve Mehmet Hamzaçebi’nin olduğu heyet, avukat Sezer’in Yüce Divan talebiyle ilgili de karar verdi. Başbuğ’a isnat edilen suçun “Anayasal Düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar" dan olduğunu belirten mahkeme, suçun “terör suçu" olarak nitelendirildiği ve Terörle Mücadele Kanunu’na göre terör suçlarına bakma görevinin özel yetkili mahkemelerde olduğu ifade edildi.
Genelkurmay Başkanı'nın görevleri belli
Başbuğ’un, suç tarihi itibariyle 26. Genelkurmay Başkanı olduğu hatırlatılan kararda, 1324 sayılı “Genelkurmay Başkanının Görev ve yetkilerine Ait Kanunöda Genelkurmay Başkanının görev ve yetkilerinin açıkça belirlendiğine vurgu yapıldı. Anayasa’nın 145. maddesi ve gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde “Anayasal düzen ve bu düzene karşı işlenen suçlara ait davalara her halde adliye mahkemelerinde görülürö hükmünün, atılı eylemlerin kim tarafından işlenirse işlensin adliye mahkemelerinde yargılanacağının açıkça ve kesin biçimde düzenlendiği de kararda anlatıldı.
İsnat edilen eyşemler görevle ilgili değil
Anayasa’nın 148. maddesindeki “Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının görevleriyle ilgili suçlardan dolayı Yüce Divanda yargılanırlarö hükmüne de yer verilen kararda, “Şüphelinin Yüce Divan’da yargılanması hususunun görev ile ilgili suçlarla açıkça sınırlandırıldığı, isnat edilen eylemlerin görev kapsamında değerlendirilmesinin hukuken olanaksız olduğununö anlaşıldığı ifade edildi. Mahkeme kararına şöyle devam etti:
“İlker Başbuğ’a isnat edilen eylemlerin ‘Anayasal düzene ve bu düzenin işleyişine karşı suçlar’dan olduğu, Türkiye Cumhuriyeti Anayasa’sının 145. ve 148. maddeleri ile Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemeleri kanunu birlikte göreve ilişkin itirazın reddine karar verildi."