Başbakan Binali Yıldırım, koalisyon güçlerinin hava desteğiyle başlatılan Musul operasyonuna ilişkin olarak, "Olan biteni yakından takip ediyoruz. Planlarımız, hesaplarımız yapılmıştır. Operasyonda da olacağız, masada da olacağız sözünün arkasındayız" dedi. "Şu anda operasyonda ön saflarda olanlar bizim Başika'da eğittiğimiz milislerdir" diyen Yıldırım, "Ninova mücahitleri operasyona katılmışlardır. Havadan müdahalede bizim hava kuvvetlerimiz de yer almıştır" ifadesini kullandı.
Grup toplantısının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Başbakan Binali Yıldırım "Prensip olarak koalisyonun içinde olmamız konusunda mutabakat var" dedi.
Partisinin grup toplantısında konuşan Yıldırım'ın konuşmasından satır başları şöyle:
Can Azerbaycanlı kardeşlerimize buradan Türk milletinini selamlarını sevgilerini iletiyorum.
İllerimizde devam eden yatırım ve hizmetleri değerlendirme fırsatı buldum.
Uzun vadede geleceği yatırım yapma planlarınız varsa İstanbul Finans Merkezi sizin için en güvenli limandır.
Bugün Fırat Kalkanı Operasyonu'nun 56. günündeyiz.Hareketın başlangıcından bu yana 1250 kilometrekarelik bir alan güvenlik hale geldi. Burada artık Cerabluslu ve civarda yaşayan köylüler tekrar dönüp yerleşmeye başladılar. Önce Cerablus ardından Rai ve nihayet Dabık'ı DEAŞ'tan temizledik ve üzerine efsaneler uydurulan Dabık da güvenlik bir yer haline geldi.
"Musul operasyonunda
hava harekâtına biz de katıldık"
DEAŞ teröristleri tarafından Kilis'e atılan roket saldırıları da önlenmiş oldu. Başka silahlar ele geçirirlerse o da aynı şekilde tehdit olmaya devam eder. Bizim amacımız bölgede barışı, güvenliği ve istikrarı sağlamak. Türkiye ülkemize yönelik her türlü tehdide karşı gerekeni anında yapar. Hiç kimsenin iznine, icazetine ihtiyacımız yok. Türkiye, hudutlarının güvenliğini her şart altında korumaya devam edecek.
Musul'da uzun süredir konuşulan operasyon başladı. Olan biteni yakından takip ediyoruz. Planlarımız, hesaplarımız yapılmıştır. Türkiye'nin aleyhine herhangi bir durum ortaya çıkarsa gereken adım anında atılacak ve misliyle karşılık verilecektir. Operasyonda da olacağız, masada da olacağız sözünün arkasındayız.
Şu anda operasyonda ön saflarda olanlar bizim Başika'da eğittiğimiz milislerdir. Ninova mücahitleri operasyona katılmışlardır. Havadan müdahalede bizim hava kuvvetlerimiz de yer almıştır.
DEAŞ terör örgütünün bu müdahaleden sonra çıktığını bugün bütün dünya biliyor. (2003 işgali) Uyarılar dikkate alınmış olsaydı Irak bugünkü gibi istikrarsız bir ülke olmayacaktı. Şu anda Irak'ın yarısı PKK, YPG ve DEAŞ gibi örgütlerin kontrolüne geçmiştir. Diğer yarısı da uluslararası güç tarafından korunmaktadır. Irak'ta yeni yezidlere de kerbelalara da asla göz yummayız.
Aziz millet kendi ülkesinin ve komşu milletlerin beka mücadelesini de gerçekleştirdi. PKK ile FETÖ ortak hareket ettiler. Çünkü ikisi de maşa, iki maşayı aynı el tutuyor. Bunların ne dinle, ne milletle alakaları var. İki örgüt de tek bir amaca, kendi hedeflerine hizmet veriyor. Türkiye'nin bekası için, istiklalimiz için içerde ne gerekiyorsa yapacağız, dışarıda da aynen yapacağız.
Devleti tehdit eden, milleti esir almak isteyen karanlık yapının mensuplarını savunmaya kalkmak ayrı bir ihanettir.
Biz kefenimizi giyerek yola çıktı. Bu kutlu dava erlerini hiçbir terör örgütü korkutamaz. Bunun hesabını bu alçak katillerden mutlaka soracağız.
"Şimdi icraat zamanı"
Teröre destek veren belediyeleri tek tek tespit ettik. Yeni görevlendirdiğimiz başkanlar halka hizmet ediyor.
AK Parti'yi sandıkta alt edemeyenler yeni bir icat çıkarmıştı. Bu işin öncülüğünü de yine ana muhalefet partisi çekti. Sistem krizini yine vatandaş çözdü.Millet AK Parti'yi daha da güçlendirerek çözümü gösterdi. 2010 referandumuyla Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi bir hüküm olarak girdi.
Yüzde 52 oyla seçilmiş Cumhurbaşkanımız var. Biz diyoruz ki mevcut durumu anayasaya uygun hale getirelim. Bu sürdürülebilir bir yol değil. Halkın iradesinin üzerinde başka bir yol olmaz. Artık her şey Cumhurbaşkanının doğrudan halk tarafından seçilmesi ile değişmiştir. Siyasi sorumluluğu doğmuştur. Bu kargaşasının ortadan kalkmasını istiyoruz. Bunun yolu da mevcut durumu anayasa ile uygun hale getirmektir. Ya Meclis bu sorunu çözecek ya da millete havale edecek.
Sayın Bahçeli de fiili durumun anayasa ile uyumsuzluk içerdiğini ve adresin de millet olduğunu açıkça söyledi. Şimdi icraat zamanı. Sistem sorununu milletin önüne götürüp çözüm üretme zamanı.
"Kılıçdaroğlu'na da çağrıda bulunuyorum"
Ben buradan Kılıçdaroğlu'na da çağrıda bulunuyorum. Gelin bu kervana katılın. Hep beraber Türkiye'nin gündemini meşgul eden anayasa meselesini çözelim, son sözü millet söylesin.
Biz 367'nin üstüne de çıksak son sözü millet söyleyecek. İşin sahibi millet biz vekiliz. Millete götürürüz millet kararını verir. Ondan sonra da bütün tartışmalar son bulur.