Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Ben CHP genel müdürü gibi sahte belgelerle konuşmuyorum. Elimde CHP’nin hazırlamış olduğu 2004 Kasım’da yayınlayan Şişli belediyesinin araştırma komisyonun belgesi var. Bu CHP’nin kendi kurduğu komisyon. Altında da kendi elemanlarının imzaları var. Mehmet Ali Özpolat, ismet Atalay, Sırrı Özbek çalışmayı yapmış. Bu çalışma neticesinde 57 sayfalık raporda şu an CHP adayı olan kişiyle ilgili iddialar tüm belgeleriyle ortaya konmuş" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ilçe adaylarının tanıtımında konuştu.
İşte Başbakan’ın Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Enerjimizi sizlerden alıyoruz, sizlerle yola çıktık, sizlerle yürüyeceğiz. Bugün açıklayacağımız adaylarımızın hayırlı olmasını niyaz ediyorum.
İstanbul çok farklı bir bahara hazırlanıyor. Burası şahit.
Bizim için her gün yeni bir gündür. Bizim için her başlangıç yeni bir başlangıçtı. Yunus Emre’nin dediği gibi biz her dem yeniden doğan gönül neferleriyiz.
Fethi ve İstanbul’u anlamayanlar İstanbul’a hizmet edemezler. İstanbul’da sadece batıya bakanlar yanılır, sadece Doğu’ya bakanlar yanılır. Dün ile yarın arasında tercih yapanlar yalnız kalır.
İstanbul bir karma, melez şehir değildir. Medeniyetler inşa eden bir şehirdir. İstanbul her rüzgar karşısında fırtınaları söndüren şehirdir. İstanbul zaman zaman İstanbul ruhunu anlamayan başkanlara şahit oldu ama o dönemler kapandı artık.
Bizim idaremizde İstanbul’un talihi değişti.
Ak Parti İstanbul’u CHP’nin o zavallı, aciz yönetiminden devralmıştı. İstanbul çöp dağlarıyla kirliydi, su yoktu. İstanbul İSKİ yolsuzluklarıyla, CHP’nin tescil edilmiş yolsuzluklarıyla baş başaydı. Biz geldik temizlik geldi.
'Belgeleri açıklayacağım'
Bizden önce CHP’li yerel yönetici güya bulutlara yağmur bombaları atarak su getirecekti gelmedi CHP zihniyetin olduğu yer kuraktır, kirliktir, bereket yoktur bunu biliniz. Birazdan bazı belgeler açıklayacağım…
‘Çevrecilikte bizi gördünüz’
Hele hele yerel yönetimle merkezi yönetim bütünleştikten sonra eserleri gördünüz, yaşıyorsunuz.
Yeşillikte, çevrecilikte gördünüz, bizleri gördünüz.
Marmaray’ı gördünüz. Ayaklarına pranga mı vurmuşlardı bizden öncekiler neden bunları yapamadı.
İstanbul ulaşımına rahat nefes aldırmak için çalıştık. Biraz sıkıntı yaşıyoruz inkar etmiyoruz.
‘Artık kapıcı da araba alabiliyor’
Bu da zenginlikle ilgili bir şey. Artık kapıcı da, bir odacı da araba alabiliyor. Bu durumu ortaya koyuyor, refah seviyesi yükseldi.
2015’te Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nü açacağız. Bugüne kadar memuruna, işçisine maaşını veremeyen iktidarlar vardı.
Biz şimdi bu yatırımları yapabiliyoruz, sıkıntımız yok. 3. köprüyü de devletin kasasından para çıkmadan yaptırıyoruz.
‘Kanal İstanbul bunları rahatsız ediyor’
Bunların kafa yapısında insanına hizmet yok, bunların derdi başka. Bunlar sadece çamur atarlar, tutmasa da iz bıraksın diye.
Önümüzde Kanal İstanbul var. Kanal İstanbul bunları rahatsız ediyor. Buna “olmaz” diyorlar. Siz “olmaz” diyeceksiniz biz olduğunu ispat edeceğiz bize yakışan budur.
Bunların hayallerinin ulaşamadığı yerlere bizim icraatımız ulaştı. Hızlı trenleri yaptık mı yaptık. Test sürüşleri bitmek üzere. Biz bunların akıllarının almadığı şeyleri gerçekleştiriyoruz.
Dünya şehirlerinin İstanbul’dan ilham aldıklarını unutmayacağız. İstanbullular 80 vilayete karşı omuzlarında bir sorumluluk taşırlar, hiç unutmayacağız.
11 yılın en önemli seçimine giriyoruz, bir anlık ihmale bile tahammülümüz yok. 2 ay boyunca İstanbul’u kapı kapı dolaşacağız.
‘Muhalefetin hiçbir eseri yok’
Kampanyamız için elimizdeki bütün imkanları sonuna kadar kullanacağız. Bizde proje var, eserlerimiz var muhalefetin anlatacak hiçbir eseri yok. Projelerimiz bu seçimde de bizim avantajımız olacaktır. Eğitimde, sağlıkta, trafikte, enerjide, gıdada, adalette, emniyette anlatacaklarımız var.
Yolsuzlukla mücadelede anlatacaklarımız var. Popülizmle işlerini yürütenlerden olmayacağız.
İstanbul’u İstanbul’un hasımları da çok yakından izliyor. Yurtdışına çıktığım zaman bütün başkanlar, “10 yıl önce gelmiştim çok başkaydı, 2 yıl önce farklı bir İstanbul gördüm” diyorlar.
‘Bu sloganı asla unutmayın!’
Gezi olayları sırasında Kadıköy’de eylem yapanlar, polisle çatışanlar o gün duvara bir slogan yazdılar bu sloganı asla unutmayın!
Neydi o slogan? “Zulüm 1453’te başladı” CHP zihniyeti budur. Çünkü bunların zihniyetine bu yakışır.
Karanlık çağın kapanmasını hazmedemediler. Bu haince sloganın üzerinde durmayacağım, değer bile görmüyoruz.
Gezi olaylarında ve 17 Aralık’ta da bir şeylerin hesabı sorulmak istendi, siz anladınız bunun ne olduğunu. Çok kirli bir hesap içinde kullanıldı. Gezi ve 17 Aralık operasyonunda temel bir benzerlik var.
‘Yazıklar olsun size’
Gezi olayları, 3. Köprüye, 3. Havalimanına karşı çıkmışlardı. Yazıklar olsun size. Çünkü bu ülkede 1. Köprüye de karşı çıktılar ama ondan sonra utanmadan bu köprülerin üzerinden sefer ettiler.
17 Aralık’ta da bu projelerin yüklenici firmaları hedef alındı. Maşalar farklı olabilir, taşeronları farklı olabilir ama patronları aynı. İşte kadim bir zihniyet tarihi bir hesabı görmek için saf masum insanları ya da hainleri kullanarak. Türkiye’yi durdurmaya çalışıyor.
Bu işin arkasında başka şeyler var dediğimizde birileri inanmadı.
“Halkbank hedef alındı”
Soruyorum? Gezi olaylarında, 17 Aralık darbe girişiminde neden milli kurumlarımız, projelerimiz hedef alındı? 17 Aralık’ta hedef alınanlara bakın. MİT, milli bankamız Halkbank hedef alındı.
Bu kadar milli değere bir anda saldıranlar asla asla milli değildir. Halk Bankası’nın görevi geldiğimizde ederi 500 milyon dolardı. 2013 Mayıs. Değeri 25 milyar TL oldu. 17 Aralık sonrası değer hemen düştü 16 milyara düştü.
Bunun sorumlusu kim? O güçler. Toparlayacak yine eski gücüne ulaşacak bundan endişem yok.
Bu adımlar manidardır. MİT. İstihbarat örgütsüz bir devlet düşünülemez, muhtarlık olur adeta.
Bizim MİT’imizi tehdit eden hangi zihniyet? CHP…
Paralel devlet yargısıyla, bunun yanında güvenlik gücünün bir kısmıyla bağlantı kuruyor.
Bu bağlantıyla MİT’in araçlarına el koymak istediler. Bir savcının benim yetkim olmadan bu tür bir müdahalesi yoktur 26. Madde çok açıktır. Benden izin alması lazım, güvenlik güçlerimiz hayır dediler, baktırmayız dediler.
'MİT’çileri yere yatırdılar kelepçelediler'
İkinci de bu defa jandarmadaki ayaklarıyla bu işi yapmaya başladılar. Çok enteresan MİT’in bu araçlarına 200-250 kişiyle gittiler. MİT’in 10 kadar elemanı var, yere yatırdılar, ellerini kelepçelediler. Bunların içinde asker de var, polis de var.
Bunlar dedi ki biz MİT mensuplarıyız. Bütün hazırlıklarıyla geldiler, kompresörlerle geldiler. O sandıklarda ne var ne yok onu göreceklerdi. Bu genel müdür ne dedi, silah taşıyorlar dedi. Bu genel müdür hakkında yasal işlem yapacağız.
‘Malum örgüt’
MİT’e silah kaçakçısı demek senin ne haddine. Sen önce siyaseti öğret, sen hala SGK’da yaptığın yolsuzluklarla yola devam ediyorsun. Senin ne olduğunu bu millet biliyor. Kasetle geldin sen.
17 Aralık’tan bugüne kadar malum örgüt sürekli yolsuzluk ittifaklarını dile getiriyorlar, yargı ve emniyetteki atılımlarımızı eleştiriyorlar.
Medya, TÜSİAD bunu yapıyor, siyasi partiler bunu yapıyor. Bütün bu çevrelerin yargı içinde, emniyet içinde artık tehlike arz eden paralel yapıyı eleştirenleri göremezsiniz.
'Benim verdiğim doğal ananas, sizinki ihale'
Bu arada ananası da görmüyorlar. Gazetelerinde benim eşime ananas ikram ettiğimi görüntülüyorlar. Eğer öyle bir görüntü verdiysem benim verdiğim doğal ananastır. Ama sizin verdiğiniz ananas ihaledir ihale…
'Tayyip Erdoğan’la ilgili bir şey varsa açıklayın'
Tüm milletini görüntülediniz, dinlediniz sonra şantaj yaptınız utanmadan, hala şantaj yapıyorsunuz
Elinizde ne varsa açıklayın açıklamıyorsanız namertsiniz. Eğer Tayyip Erdoğan’la ilgili bir şey de varsa açıklayın. Abdestimden şüphem yok açıklayın.
Kula kulluk yok, Allah’a kulluk var
Devlet dairelerindeki yönlendirenlere karşı artık tavır koyma zamanı gelmiştir. Kula kulluk yok, sadece Allah’a kulluk var.
Bu oyunu bozun inanıyorum. Biz asla bugüne kadar bu yolda kula kul olmadık, olmayacağız. Bu yolda biz bir kul olarak “yarın öleceğiz” dedik.
2,5 metreküplük çukura bizi koyacaklar hep bunu anlatmadık mı? Başbakan, Cumhurbaşkanı, milletvekili, trilyader olsan ne yazar seni de oraya koyacaklar. Hoca efendi oraya geldiği zaman Cumhurbaşkanı niyetine demiyor, Başbakan niyetine demiyor.
Er kişi niyetine diyor, hatun kişi niyetine diyor. Hayırlar, şerler sizinle gelecek. Baki kalan bu kubbede hoş bir seda imiş deyip yola devam edeceğiz.
‘En büyük hırsızlık milli irade hırsızlığıdır’
Kavga için gelmedik biz. Her türlü hırsızlık, yolsuzluk kötüdür. En büyük hırsızlık milli irade hırsızlığıdır.
Gidin darbe dönemlerine bakın.
Türkiye tarihinin en büyük yolsuzlukları bu tarihlerde yapılmıştır ve hesabı sorulmamıştır. Başta CHP olmak üzere çalmayı alışkanlık haline getirmiştir.
Biz 11 yıl boyunca milli iradenin çalınmasına izin vermedik.
AK Parti milli iradeyi cesaretle koruduğu için ülkenin soyulmasını engellemiştir. Eğer yolsuzlukların iktidarı olsaydık milli gelir bu kadar yükselir miydi? Gerçi bundan da bazı medya rahatsız oluyor.
Geçenlerde bir ihale yapıldı.
Emlak şirketimiz herkesin katılmayacak dediği bir dönemde 1,5 katrilyon alım buldu satıldı piyasalar şaşırdı. Bu malum örgüt ve yol arkadaşları yolsuzluk iddiaları üzerinden bize saldırıyorlar.
Sarıgül belgeleri iddiası
Ben geçen gün CHP’nin genel müdürüne bir çağrıda bulundum. Adayınızın dosyasını açıklayın yoksa ben açıklayacağım dedim. 2 gündür hiç cevap yok.
Ben CHP genel müdürü gibi sahte belgelerle konuşmuyorum. Elimde CHP’nin hazırlamış olduğu 2004 Kasım’da yayınlayan Şişli belediyesinin araştırma komisyonun belgesi var. Bu CHP’nin kendi kurduğu komisyon.
Altında da kendi elemanlarının imzaları var. Mehmet Ali Özpolat, ismet Atalay, Sırrı Özbek çalışmayı yapmış. Bu çalışma neticesinde 57 sayfalık raporda şu an CHP adayı olan kişiyle ilgili iddialar tüm belgeleriyle ortaya konmuş.
‘Bunların hangi fırıldağı nasıl çevirdiğini çok iyi biliyorum’
Bu elektronik posta değil ha orijinal orijinal… Ben belediyecilikten geliyorum.
Bunların hangi fırıldağı nasıl çevirdiğini çok iyi biliyorum. Güzel de bir.
Aldıkları parayı da borç olarak aldıklarını söylüyorlar bir mühendislik bürosu üzerinden.
Falancadan 300 milyon dolar borç aldım diyor. Altında imzalar var. Şimdi final.
Belediye başkanı olmak için ismi açıklanan kişi kaçak inşaata hep göz yummuş, gerekli imkanları sağlamış.
İnşaat mafyasına rant temin etmişler, sorumlusu belediye başkanıdır. Bunu ben değil rapor söylüyor, komisyon üyeleri söylüyor.
Şişli Belediyesindeki yolsuzlukların sonuçları ağır olacak diyor bu rapor. Belediye Başkanı ve yanında çalışan B.Ö’nün CHP’nin ilişiğinin kesilmesi uygun görülmüştür deniliyor.
CHP genel müdürü de yolsuzluk dosyasının önünde poz veriyordu.
Neden ihraç ettiniz, şimdi neden aday gösteriyorsunuz? TMSF bu kişinin mal varlığına el koydu.
TMSF’ye yeni belgeler verildiği için mallarına el konuldu. Yine genel başkanı konuşamıyor birileri vasıtasıyla konuşuyorlar.
Bu CHP zamanında Bank ekspresten 4 milyon dolar kredi alıyorlar. Krediyle ilgili usulsüzlük dizboyu.
Sonra banka TMSF’ye geçiyor. 2013 kasım ayında bankanın eski sahibi bir belge ulaştırıyor.
Bu yeni belge ile Şişli belediye başkanının mal varlığına el koyuyor. Biz belgeyi vermedik, bankanın eski sahibi veriyor.
O belgenin neden şimdi geldiğini taraflar gelsinler açıklasınlar bizimle ilgisi yok.
‘Ben bile bilmiyordum eşimin bu kadar zengin olduğunu’
Eşimi baya zenginleştirdiler. Ben bile bilmiyordum eşimin bu kadar zengin olduğunu. Benim eşim hastane sahibi olmuş benim eşim marka pastane eşi olmuş.
Nerenin açılışına katıldıysak sahibi olmuşuz. Varsa elinizde ciddi bir delil çıkın açıklayın, bunları kimse artık yutmuyor.
Elinize dilinize dursun ya. Yolsuzluğu bulunan birini aday açıklıyor neden? Açıklasın? Açıklayamıyor?
Yolsuzluktan atılan birini aday yapmak aklıselim işi değildir.
Eğer bir tehdit, şantaj varsa bunu bilelim. Eğer kendi kendileri bu ittifakları yapıyorlarsa CHP seçmenine yazık ediyorlar.
Oğlum Bilal’e, damadıma yakıştırılmak istenen yafta bunların hepsi birer iftiradır. Ne damadım, ne evladım asla rüşvete bulaşmamışlardır, haramda elleri gözleri yoktur. Benim evlatlarımın hepsi vakıf noktasında hizmetleri vardır, gençliğe hizmetleri vardır.
Bugüne kadar bu ülkede birçok vakıflara verilmiş olan yardımları nereye koyacaksınız.
O vakıfların yönetimlerini nereye koyacaksınız?
Bunlar meşru oluyor da bu noktada muhafazakar değerlere sahip olanların attığı adımlar gayri meşru mu oluyor?
Her şey yasalar, kuralı içerisinde, yardımseverlerin yardımıyla yürüyen bir yolculuktur.
CHP seçmeni bu tür isimleri hak etmiyor.