Yaşam
Barajlar: Temiz Enerji ve ekolojik zarar iç içe
Temiz enerji ve su kaynağı olarak önemli bir role sahip olan barajlar, bir yandan da insanların ve diğer canlıların yaşam alanlarını olumsuz etkileyerek ekolojik sisteme zarar veriyor.
17 Mart 2019 14:06
Temiz enerji ve su kaynağı olarak önemli bir role sahip olan barajlar, bir yandan da insanların ve diğer canlıların yaşam alanlarını olumsuz etkileyerek ekolojik sisteme zarar veriyor.Canlı türlerini yok ettiler, yerli grupları yerinden ettiler ve ülkeler arasında gerginlik yarattılar... Ancak Güney yarıkürede hâlâ binlerce baraj inşa ediliyor.
Küresel Baraj İzleme kuruluşu tarafından ay başında yayınlanan verilere göre şu anda dünya çapında planlanan veya yapım aşamasındaki 3 bin 700 büyük ölçekli projenin 2 bin 863'ü Asya, Afrika veya Güney Amerika'da.
Yale Üniversitesi'nden çevre bilimci ve İran çevre departmanının eski yetkililerinden Kaveh Madani, "Bu barajları nerede inşa ettiklerine bakın. Çin ve Brezilya adeta çıldırmış durumda" dedi ve ekledi: "Gelişmekte olan bu ülkeler, kendi ayakları üzerinde durabileceklerini ispatlamak istiyorlar."
Uluslararası Hidroelektrik Birliği'nden gelen verilere göre, Çin ve Brezilya, 2017 yılında hidroelektrik barajlar yoluyla 12.5 Gigawatt güç kapasitesi elde ederek, o yılki küresel kazanımın yarısından fazlasına sahip olmuş oldu.
Aynı dönemde ek 1.9 Gigawatt üreten Afrika'da, şu an altı ülke elektrik üretiminin yüzde 90'ından fazlası için barajlara güveniyor.
Çevreciler bölündü
Daha fazla baraj yapılması gerektiğini savunanlar, fosil yakıtlardan uzaklaşmaya yardımcı olacak ucuz ve temiz gücü sağlamak için barajlara ihtiyaç duyulduğunu ve azalan su kaynaklarını yönetmenin gerekli olduğunu söylüyor.
Karşıt görüştekiler ise barajların biyoçeşitliliğe kalıcı zarar verdiğini vurguluyor. Ayrıca hayati önem taşıyan nehirlere erişim konusunda sıkıntı yaşayan milyonlarca düşük ve orta gelirli insanın, yaşadıkları yeri terk etmek zorunda kalması konusunda da endişelerini dile getiriyor.
Bir nehre baraj kurulduğunda, toplanan su, elektrik üretmek veya tarlaları sulamak için kullanılabileceği gibi, içme suyu olarak şehirlere de gönderilebilir.
On yıllardır, Dünya Bankası düşük ve orta gelirli ülkelerdeki büyük baraj projelerinin finansmanında etkili oldu. Birçok kredi alıcısı baraj inşasını iş yaratma fırsatı olarak gördü.
Ancak 1993 yılında Dünya Bankası, girişimin sosyal ve çevresel maliyetlerinin küresel tepkiye yol açması nedeniyle Hindistan'daki Narmada Nehri üzerinde planlanan büyük bir projeye verdiği desteği geri çekti.
Wageningen Üniversitesi Su Kaynakları Yönetimi Grubunda yardımcı doçent olan Esha Shah, "Narmada barajı, barajlara karşı bir muhalefet haline geldi" dedi. Bu durumun, yalnızca yerel protesto hareketi için olmadığını söyleyen Shah, aynı zamanda Dünya Bankası'nı böylesi büyük barajlardan yatırımlarını çekmeye zorlayan uluslararası STK'lar için de önemli olduğuna dikkat çekti.
Yerlerinden edilenler...
İnşaat maliyetlerinin bazen milyarlarca dolara yükselmesiyle, barajlar genellikle dış krediler ile düşük gelirli ülkelerde inşa edilebiliyor. Bazı çevreciler Dünya Bankası'nın benzer projelere verdiği desteği azaltmasının, devletlerin alternatif fon kaynakları bulma konusunda insan ve ekolojik haklara daha az saygı göstermelerine yol açmasından endişe ediyor.
İnsanların yerlerinden edilmesi konusu ise hükümetlerle gerilime neden oldu. Yerinden edilmiş insanlar için yetersiz tazminat, Güneydoğu Asya'daki Mekong, Brezilya'daki Xingu gibi büyük nehirler boyunca yapılan son projelerde büyük bir ihtilaf konusuydu.
Shah, "Neredeyse tüm vakalarda gelir ve geçim kaynakları ilk olarak etkilenenler balıkçılar, çobanlar, geçimlik tarım çiftçiliğini takip edenler ve aşiret halkları gibi topluluklar oluyor" dedi.
Hasankeyf örneği
Su üzerine olan mevcut gerilimlerin, özellikle barajların arttığı bölgelerde, iklim değişikliği nedeniyle daha da kötüleşeceği tahmin ediliyor.
Örneğin Türkiye'de, Dicle nehrine baraj kurulması, 12 bin yıllık Hasankeyf'i sular altında bırakacak ve Irak’ın tarım için ihtiyaç duyduğu suya erişimini sınırlayacak.
Ortadoğu'daki sıcaklıkların, küresel ortalamanın üzerinde bir hızda artacağı tahmin ediliyor. Uzmanlar göre ise bu, bölgeyi su kaynaklı çatışmalar konusunda tehlikeli bir yer haline getiriyor.
Barajlar, geçmiş yağış oranı verilerine göre tasarlandığı için düşük yağış seviyeleri birçok rezervin sadece kısmen dolmasına neden olacak.
İranlı çevre bilimcisi Madani, bunu kredi kartı borçları ve sahip olunmayan bir paranın harcanmasıyla örneklendiriyor. Madani'ye göre, insanlara olmayan bir barajdan su sözü verilirse, bu vaadi yerine getirmek mümkün olmayabilir. Madani "İflas edeceğiz ve birçok havzada bunu zaten görüyoruz" dedi.
Ajit Niranjan
© Deutsche Welle Türkçe