Gündem

Balyoz'da 671 bin liralık tazminatın gerekçesi: Özgürlük hakkı

Açıklanan gerekçede en önemli hakkın yaşam hakkı olduğu belirtildi

03 Mart 2016 21:10

Balyoz Planı davası kapsamında, 2 yıl 6 ay 26 gün tutuklu yargılandıktan sonra hakkında beraat kararı verilen emekli Tuğgeneral Hakan Akkoç'a 500 bin lira manevi, 171 bin 120 lira maddi tazminat ödenmesine ilişkin kararın gerekçesi açıklandı. Kararda, "İnsan için en önemli hak yaşam hakkı, ondan hemen sonra gelen de özgürlük hakkıdır" dendi.

CNN Türk'ün haberine göre, Anadolu 10 Ağır Ceza Mahkemesi'nin gerekçeli kararında, davacı Hakan Akkoç'un avukatı aracılığıyla sunduğu dava dilekçesinde 2,5 yıl haksız yere tutuklu kaldığını belirterek, 300 bin lirası maddi, 900 bin lirası manevi olmak üzere 1 milyon 200 liralık tazminat talep ettiği hatırlatıldı.

Akkoç'un, kamuoyunda Balyoz Planı davası olarak bilinen dava kapsamında,14 Mart 2011 tarihinde tutuklandığı ifade edilen kararda, Akkoç'un tutuklandığı tarihte NATO Karargahı Lojistik Kaynaklar Direktörü olarak görev yapan tuğgeneral rütbesinde subay olduğu anımsatıldı.

Gerekçeli kararda, Akkoç'un 9 Ekim 2013'te Yargıtay 9. Ceza Dairesinin ceza verilmesine yer olmadığına dair verdiği karar kapsamında tahliye edildiği kaydedilerek, Anayasa Mahkemesi'nin de Balyoz Planı davası sanığı 237 kişinin yaptığı müracaat sonucunda adil yargılanma haklarının ihlal edildiği yönünde karar verdiği anımsatıldı.

Emekli Tuğgeneral Akkoç'un da bu kapsamda Anadolu 4. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yapılan yeniden yargılama sonucunda beraat ettiği belirtilen gerekçeli kararda, Akkoç'un bu kapsamda tazminat almaya hak kazandığı vurgulandı.

 

"En önemli hak yaşam hakkı, sonra özgürlük hakkı"

 

Gerekçeli kararda, şunlar kaydedildi:

"İnsan için en önemli hak yaşam hakkı, ondan hemen sonra gelen de özgürlük hakkıdır. Yakalama, gözaltı, tutuklama gibi koruma tedbirleri yanlış ve usulsüz uygulandığı zaman insan haklarının önemli ölçüde ihlaline neden olmaktadır. Dolayısıyla uygulanan koruma tedbirinin yanlış olduğunun sonradan anlaşılması durumunda kişiyi kısmen de olsa rahatlatacak, uğradığı haksızlığın giderilmesini sağlayacak, aynı zamanda zenginleşmeye de neden olmayacak bir miktara hükmedilmesi gerekmektedir."

Manevi tazminatın tespitinde objektif bir kriter olmadığı belirtilen gerekçeli kararda, "Davacının tutukluluk nedeniyle maruz kaldığı mağduriyetin ağır olduğu, kendisinin ve ailesinin duyduğu elem ve ızdırabın sosyal çevresinde itibarının sarsılması nedeniyle herhangi bir kişiye göre daha fazla olduğu, bu nedenle hükmedilecek manevi tazminatın olabildiğince yüksek tutulması gerektiği şeklinde hüküm kurulmuştur" ifadelerine yer verildi.

Gerekçeli kararda, Hakan Akkoç'un beraat ettiği suçun "hükümeti cebren devirmek" suçu olduğu, isnat edilen suçtan 2 yıl 6 ay 26 gün tutuklu kaldığı aktarılarak, tutuklandığı sırada Akkoç'un NATO karargahında görev yapmakta olduğu, Genelkurmay Başkanlığında da yüksek komuta kademesinde bulunduğu belirtildi.

Akkoç'un beraat ettiği davanın kamuoyunda geniş yankı uyandırdığı vurgulanan gerekçeli kararda, bu hususlar dikkate alındığında davacının tutukluluk nedeniyle maruz kaldığı mağduriyetin ağır olduğu, bu nedenle hükmedilecek manevi tazminat miktarının zenginleşmeye neden olmamakla birlikte olabildiğince yüksek tutulması gerektiği kanaatine varıldığı bildirildi.

Gerekçeli kararda, bu kapsamda davacı Akkoç'un tazminat talebinin kısmen kabul edildiği belirtilerek, 500 bin lira manevi, 171 bin 120 lira maddi tazminatın tutuklama tarihi olan 14 Mart 2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle Akkoç'a ödenmesine hükmedildiği aktarıldı.