Gündem

Bakan Soylu: Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan olmasaydı Sivas’tan öteye geçemiyordu

"PKK defterini kapattık"

26 Mart 2022 22:50

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenerek, “Öyle HDP’nin kalabalıklarıyla gelip de Doğu ve Güneydoğuda gezmek olmaz, milletle gezmek olur. Tayyip Erdoğan olmasaydı Sivas’tan öteye geçemiyordu. Huzur, kardeşlik geldi, şimdi Türkiye’nin her tarafına rahat rahat gidebiliyor. Adam teşekkür eder. Adam der ki Allah razı olsun AK Parti’den, Tayyip Erdoğan’dan. Türkiye’ye huzur getirdi, birlik getirdi, beraberlik getirdi." dedi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu Van’ın Edremit ilçesindeki Evliya Çelebi Teknik Lisesi Uygulama Otelinin konferans salonunda düzenlenen AKP Van İl Başkanlığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı’na katıldı.

PKK defterini kapattıklarını belirten Soylu, "Ben Doğu ve Güneydoğu Anadolu'yu karış karış gezen bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Ne söylerlerse söylesinler ne ortaya koyarlarsa koysunlar, onların bu coğrafyaya dayatmak istediği sürecin defterini biz kapattık. İster arkalarında Amerika olsun ister Avrupa olsun, kim olursa olsun yeni bir defter açtık" ifadelerini kullandı.

"Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin Türkiyesi özgür Türkiye’dir"

"İnsanlarımızın acaba emekli maaşımı bu ay alabilecek miyim? diye endişe ettiği bir Türkiye’den, gecenin bir yarısında kuyruğa girip ertesi sabah banka önünde maaşımı alabilecek miyim? diye beklediği günlerden geliyoruz.

Biz zor günlerden geliyoruz. Birilerinin gazete manşeti ile başbakanların itibarlarını almaya çalıştığı günlerden geliyoruz. Bir gecede yüzde kaçlık faizlerle Türkiye’nin kazancını, sizin birikimlerinizi Avrupa’nın ve dünyanın güçlü ülkeleri kendi kasalarına aktardığı günlerden geliyoruz.

Akşam saat 16.00dan sonra insanların sokağa çıkmaktan imtina ettiği, eve gitmek zorunda kaldığı zor dönemlerden geliyoruz. Siz büyük bir devrim gerçekleştirdiniz. Ben İstanbul’da doğdum ve büyüdüm. Kimsiniz, nereden geldiniz? Denildiğinde ben Kürdüm ama denilirdi. Hiç kimse kendi etnik kökenini, kendi mensubiyetini ifade edemezdi. Ne zaman değişti biliyor musunuz?"

Tayyip Erdoğan ve AK Parti ile beraber değişti. Herkesin kendisini ifade ettiği, herkesin kendisini ortaya koyduğu, kimsenin mensubiyetinden endişelenmediği, korkmadığı, acaba bana bir şeyler mi söyler? diye çekinmediği bir anlayışı siz yıktınız. Tayyip Erdoğan’la beraber yıktınız.

Zorla, kötülüklerle yapmadınız. Tam tersi oyla, demokrasiyle ve milletle beraber yıktınız. Bu ülkede insanlar kendi inançlarını ve değerlerini ortaya koymakta zorlanırlardı. Ben dindarım demekten korkarlardı. İnsanlar kıyafetlerinden dolayı ötekileştirilirdi. Altını çizerek söylemek istiyorum, Tayyip Erdoğan ve AK Parti’nin Türkiyesi özgür Türkiye’dir."

"Bu ülkede Aleviyim demek suçtu"

"Bugün herkes büyük bir özgüven içerisinde korkmadan, çekinmeden istediği kıyafeti giyebilen, başörtüsünü takabilen, üniversiteye gidebilen, devlet memuru olabilen, bana öteki muamelesi yapamazsın diye bütün dünyaya meydan okuyan bir Türkiye; bu meclislerden, bu istişarelerden, bu kardeşlikten geçti. Yetmedi, bununla da yetinmedi. Bu ülkede Aleviyim demek suçtu. İnsanlar söyleyemezlerdi."

"Kılıçdaroğlu, Tayyip Erdoğan olmasaydı Sivas’tan öteye geçemiyordu"

Konuşmasında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na seslenen Bakan Soylu, “Öyle HDP’nin kalabalıklarıyla gelip de Doğu ve Güneydoğuda gezmek olmaz, milletle gezmek olur. Tayyip Erdoğan olmasaydı Sivas’tan öteye geçemiyordu. Huzur, kardeşlik geldi, şimdi Türkiye’nin her tarafına rahat rahat gidebiliyor. Adam teşekkür eder. Adam der ki Allah razı olsun AK Parti’den, Tayyip Erdoğan’dan. Türkiye’ye huzur getirdi, birlik getirdi, beraberlik getirdi. 2023’te bir aday olsa da Tayyip Erdoğan onun çarıklarını bir ters giydirse şöyle. Acaba ondan sonra genel başkanlığa devam eder mi? Eder değil mi? Eder çünkü öyle bir yüzü var ki yeniliyor, yeniliyor yenilmeye doymuyor” dedi.

“Hakikaten büyük bir devrim ve değişimin altına imza attınız” diyen Bakan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü;

"Bugünleri hayal etmek bile zordu"

"Hep beraber buradaydık. Hep beraber yaşadık. Sizler çok şeyler yaşadınız. Çok sıkıntılar çektiniz. Bugünleri hayal etmek bile zordu. Diyarbakır’da da çarşılar, pazarlar şenlik içerisindeydi. Cezerinin müzesini açtık. Yüzyıllar önce içimizden yetiştirmiş bir bilim adamının bu topraklara kazandırdıklarının neler olduğunu oradaki gençlerimize göstermek için müzesini açtık. Sadece o değil, hanımeli pazarına açtık.

Onlarca kadının el emekleriyle ürettiklerini rahatça satabilecekleri bir pazar açtık. Onlarca, yüzlerce güzel eserlerle buluşturduk. Aynen Van’da olduğu gibi. Bu ülkede kimse etnik kökeninden dolayı ötekileştirilmiyor. Bu ülkede Kürtçeyi rahat bir şekilde konuşma hakkına sahip mi insanlar? Bu ülkede kendi etnik kökenini istedikleri şekilde söyleme kabiliyetine sahip mi? Evet.

Bu ülkede bütün bunlar yapılırken, sanayi sitelerimizin sayısı gittikçe artıyor mu? Van’da, Diyarbakır’da, Şanlıurfa’da, 2016’dan sonra Doğu ve Güneydoğuda üniversiteyi kazanan doktorların sayısı tam iki kat arttı. 2019- 2020- 2021, sayılar 3-5 ve 20’nin üzerine çıktı. Neden? Çünkü huzur içerisindeler.

Adıyaman’a indim, gençler etrafımı sardı. Biz ders çalışmak için kütüphane istiyoruz dediler. Şunu ifade etmek istiyorum. Türkiye bambaşka bir noktaya doğru gidiyor."

"Biz Avrupa’nın ağzına baksaydık terörü bitiremezdik"

"Eğer biz Amerika’nın ağzına baksaydık, eğer biz Avrupa’nın ağzına baksaydık terörü bitirebilir miydik? Ukrayna gibi NATO’dan, Avrupa’dan bir şeyler bekleseydik, Birleşmiş Milletler’den, NATO’dan ve diğer kulüplerinden bir şey beklemiş olsaydık, şu an Türkiye’nin her tarafında insanların acaba yarın ne olacak diye endişesinden sıyırabilir miydik? Elbette hayır.

Van’dan Diyarbakır’a kadar, Şanlıurfa’dan Adıyaman’a kadar bu bölgeyi bir turizm potansiyeli yapma kabiliyetine sahip olabilir miydik? Diyarbakır Eğil’de biliyorsunuz Hazreti Elyesa ile Hazreti Zülküf’ün mezarları yan yana. Türkiye’nin her tarafında gençler gelmişlerdi. Gençler niçin geldiniz? dedim. Biz Van'a da gittik, biz Doğu ve Güneydoğuyu böyle bilmiyorduk. Huzur var, insanların yüzü gülüyor. Burada da bize bırakılmış büyük bir kültürel miras var.

Şunu söylemek istiyorum. O günlere bir daha geri dönmeyeceğiz. Van’ın Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nden mezun olan kardeşlerimizle birlikte Türkiye’ye ve dünyaya mesaj vereceğiz. Şimdi ihracatımızı artıracağız. Çocuklarımızın daha iyi istihdamla iş bulabilecek gelişmişliği ortaya koyacağız. Şimdi ne yapacağız? Çocuklarımızı öğretmen, mühendis, doktor, hemşire, polis, asker ve bilgisayar mühendisi yapacağız.

Biz bu hedefler içerisine kendimizi koymamış olsaydık, bu hedeflerin içerisinde olmamış olsaydık bugün PKK terör örgütünün huzurumuzu bozan ve bizi oyuncak olarak gören anlayışın içerisinde hep beraber debelenip dururduk."

"PKK defterini kapattık"

PKK defterini kapattıklarını belirten Bakan Soylu, şunları söyledi;

"Ben Doğu ve Güneydoğu Anadolu’yu karış karış gezen bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Ne söylerlerse söylesinler ne ortaya koyarlarsa koysunlar, onların bu coğrafyaya dayatmak istediği sürecin defterini biz kapattık. İster arkalarında Amerika olsun ister Avrupa olsun, kim olursa olsun yeni bir defter açtık. Eğer biz savunma sanayiinde yüzde 20'lerden 80'lere gelmeseydik bu sözleri söyleyemezdik.

Eğer biz ayaklarımızın üzerinde durup 3 bin dolarlardan 10 bin dolarlık kişi başına gelir seviyesine gelmeseydik bu sözleri söyleyemezdik. Biz Karabağ’da, Azerbaycanlı kardeşlerimizle beraber Karabağ hamlesini yapamazdık, Kıbrıs’ta Kapalı Maraş’ı açık Maraş haline getiremezdik, Doğu Akdeniz’de hakkımızı savunamazdık, Libya’da orada karşı karşıya bırakılan bir oldu bittiyi kabul etmek zorunda kalırdık.

Eski Türkiye değiliz artık. Etrafındaki coğrafyadaki ilgi alanlarını etki alanlarına döndüren bir Türkiye’yiz. Bunu hep beraber sağlayabilecek bir Türkiye’yiz. Dünyada son iki buçuk yıldır pandemi yaşıyor muyuz?

Peki dünyanın en büyük zengin ülkeleri hiçbir şey ortaya koydular mı, bir yol bir çözüm önerisi ortaya koydular mı? Birbirlerine maskeyi sakladılar. Aşı yaptılar, fukara ülkelere vermediler. Başka ülkelere vermediler. İnsanlar ölsün dediler. Tayyip Erdoğan’a kızıyorlar niçin? Şehir Hastanesi yaptın diye. Amerika’da insanlar koridorlarda hayatlarını pandemi sebebiyle kaybederken, Türkiye’de insanlar şehir hastanelerinde 5 yıldızlı otellerde karşılandılar.

Bu AK Parti sayesinde, sizin sayenizde oldu. Bunu hep beraber gerçekleştirdik. Başka ülkelerde yaşayan vatandaşlarımızı hastanelere dahi almazken, biz ambulans uçaklarımızı gönderip kendi ülkemizin vatandaşlarına sahip çıktık."

Muhalefet partilerini eleştiren Bakan Soylu, şu ifadeleri kullandı;

"Eski Türkiye’nin koalisyon alışkanlıklarını Türkiye’ye vermeye çalışıyorlar"

"Eski Türkiye’nin koalisyon alışkanlıklarını Türkiye’ye vermeye çalışıyorlar. Türkiye o günleri eskide bıraktı, bir daha hükümetlerin sabahtan akşama kadar sarsıldığı, bir daha birilerinin tehdidi ile beraber hükümetlerin devrildiği günlere dönemeyiz artık. Şunu söylemek istiyorum, pandemiden geçtik mi?

Şu anda dünyada ekonomik, göç, salgın ve enerji konusunda sıkışıklık var mı? Peki var, şunu söylemek istiyorum. Bütün bu sıkışık içerisinde Türkiye’de bir hükümet krizi yaşıyor muyuz? Eğer koalisyon dönemlerinde olsaydı, bir hükümet krizi yaşar mıydık? Her gün yaşardık. Peki yarın öbür gün Türkiye’yi önerdikleri sistemle Türkiye karşı karşıya kalınca Amerika’nın ve Avrupa’nın vesayeti içerisinde istedikleri gibi bizle oynayabilecekleri bir anlayışa bizi itmeye çalışıyorlar.

Buna düşmeyin, bunu hep beraber sağlayabilecek bir anlayışı gerçekleştirelim. Özellikle sizden şunu istiyorum, çok çalışacağız, çok gayret göstereceğiz, çok mücadele edeceğiz. Eğer 2023’te birilerinin hevesine kurban edersek, Türkiye eski günlerine geri döner.

Van’ı iyi biliyorum, terör örgütünün insanlardan, esnaftan sabah akşam dükkanlarına girip onlardan haraç aldıkları günleri unutmuş değilim. Çocuklarımızın, evlatlarımızın dağa götürülmek için ailelerin tehdit edildi günleri unutmuş değilim. Hiçbirimiz unutmadık. Annelerin yüreğinin yandığı günleri unutmuş değiliz.

Şimdi de söylüyorum, Van’da atmamız gereken adımları bugüne kadar güçlü bir şekilde attık. Sadece bu bölgeye değil, etrafımızdaki bölgeye de huzur getireceğiz. Suriye’de olup bitenleri görüyorsunuz. Eğer güçlü bir Türkiye olmazsa, oraya barış gelmez. Bağdat’ta Irak’ta olan bitenleri biliyoruz. Allah şahittir, Suriye’den Irak’a kadar etrafımızdaki coğrafyaya hep beraber huzur getireceğiz.

Sadece kendimiz için değil, etrafımızdaki coğrafyaya musallat olanların etrafımızdaki coğrafyadan ellerini çekmeleri için bunu başarmak zorundayız. Dünyanın her tarafına, mağdurlara ve mazlumlara elimizi uzatmak zorundayız." (DHA)