Gündem

Bakan Gül'den CHP'ye 'yeni anayasa' çağrısı: Bu çağrıya evet deyin Türkiye'yi özgürlükçü ve daha sivil bir şekilde geleceğe güvenle taşıyalım

"Asgari ücrette tarihi artışla işçilere ve çalışanlara destek verildi; tüm çalışanlarda bir bayram havası var"

17 Aralık 2021 22:30

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, yeni anayasa çalışmalarıyla ilgili CHP'ye seslenerek, "Gelin bu konuda samimiyseniz milletimizin bu temel hakkı, anasının ak sütü kadar helal olan bu özgürlüklerini yeni anayasayla, anayasal güvence altına alalım. AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanımızın bu çağrısına evet deyin Türkiye'yi yeni yüzyıla özgürlükçü ve daha sivil bir şekilde milletimizle beraber geleceğe güvenle, emin adımlarla taşıyalım" dedi.

Bakan Gül, açıklanan asgari ücretle ilgili olarak, tarihi bir artışla bu konuda işçilere, çalışanlara çok büyük bir destek verdiğini, tüm çalışanlarda bir bayram havası olduğunu kaydetti.

Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, AK Parti Elazığ İl Başkanlığı'nı ziyaret ederek, partililerle bir araya geldi. Gül, burada yaptığı konuşmada, Elazığ'ın her zaman AKP ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a çok büyük bir destek verdiğini, Elazığ'da AKP'nin tabelasını milletin astığını söyledi.

Bakan Gül, konuşmasında şunları söyledi:

"Türkiye milletin iradesini fesada çevirmeye, milletle kavga eden anlayışa asla izin vermeyecektir"

"Milletimizin hangi sorunu varsa bu sorunu gidermenin adı siyasettir, bu siyaseti yapan parti de AK Parti'dir. Bunu yaptığımız için de milletimiz bizlere her zaman desteğini sürdürüyor. Vesayetin karşısında dimdik durduk. Bugün 17 Aralık. 17-25 Aralık operasyonu oldu bu ülkede. Yargı emniyet ve kurumlara sızmış FETÖ hainlerinin, paralel yapının, terör örgütünün organizasyonuyla kumpaslarıyla Türkiye'ye diz çöktürmeye çalışıldı. Ve sonunda 15 Temmuz'a kadar giden ve öncesindeki yaşanan hadiseler. Türkiye bu anlamda da mücadelesini, terörle etkin şekilde mücadelesini başarıyla verdikçe her alanda da başta terörle mücadele alanında da çok önemli başarılar elde etmektedir. Türkiye artık vesayete, statükoya, kumpaslara, ayak oyunlarına, milletin iradesini fesada çevirmeye, milletle kavga eden anlayışa asla izin vermeyecektir. Milletimizin sorunlarına da göz yummaya hakkımız yok. Sorunlarını bileceğiz. Esnafımızın, işçimizin, dar gelirli vatandaşımızın milletimizin hangi sorunları var elbette bu sorunların farkında olarak çözme kararlılığını yine ortaya koyuyoruz. Bu sorunlara, sıkıntılara gözümüzü yumup başımızı kuma gömemeyiz."

"Tüm çalışanlarda bayram havası oldu"

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın asgari ücretle ilgili açıklama yaptığını hatırlatan Gül, tarihi bir artışla bu konuda işçilere, çalışanlara çok büyük bir destek verdiğini, tüm çalışanlarda bir bayram havası olduğunu kaydetti.

İşverenlere de ilave bir yük getirmeden mümkün olduğunca bu yükü almaya yönelik bir çalışma ortaya konduğunu dile getiren Gül, hem işçi hem işveren hem de çalışma barışı anlamında önemli bir başarı ortaya konduğunu anlattı.

Asgari ücretten gelir ve damga vergisi alınmamasına yönelik kararın da çok tarihi bir karar olduğunu bildiren Gül, "Siyasetimizde yıllarca bir hayal olarak, her siyasi partinin bir hedefi olarak ortaya konan bu hedef Cumhurbaşkanımızın almış olduğu kararla ve liderliğiyle de ortaya konmuştur. Bütün vatandaşlarımıza, çalışanlarımıza, çalışma hayatımıza hayırlı uğurlu olsun, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'dan da Allah razı olsun" ifadelerini kullandı.

Bakan Gül, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Fiyat artışlarından vatandaşlarımızın çalışanlarımızın etkilenmemesi için çalışmalarımızı da yapacağız"

"Fiyat artışlarından çalışanlarımızın etkilenmemesi için çalışmaları hükümetimiz, Cumhurbaşkanımız liderliğinde sürdürüyor. Kamu çalışanlarına, memurlara, esnafımıza, emeklilere, dar gelirlilere, ücretle geçinen tüm kesimlere yönelik çalışmalarımızı da sürdürüyoruz. Fiyat artışlarından vatandaşlarımızın çalışanlarımızın etkilenmemesi için çalışmalarımızı da yapacağız. 3600; sözleşmelilerin kadroya geçmesi, ek göstergeler olsun tüm hususlarda da toplumun tüm kesimleriyle ilgili iyileştirmeleri sürdüreceğiz. Milletimizin bütün sorunlarını çözme kararlılığındayız. Türkiye'de bir inşa edenler var. Bir de projesi vizyonu olmadan, daha haritada yerini gösteremeyecekleri yerlerde Türkiye, bugün ülkemizin menfaatleri için sahada ve oyun kurucu olarak görev üstlenmiş durumda."

Türkiye'nin bu konuda sahada ve masada çok önemli başarılar elde ettiğine dikkati çeken Gül, "Ama sorsanız hiçbir projesi, vizyonu olmayan, Türkiye'nin bu konudaki tasavvuruna hayalleri yetişemeyenlerin bu ülkeyi yönetmeye de hiçbir imkanları, kapasiteleri olmadığını milletimiz çok iyi biliyor" ifadelerini kullandı.

"Yeni anayasa ile taçlandırmak istiyoruz"

AKP'nin 19 yılda her alanda olduğu gibi özgürlükler ve temel hakların geliştirilmesi anlamında da çok önemli katkılar yaptığını kaydeden Gül, bunu yeni anayasayla da taçlandırmak istediklerini bildirdi. "AK Parti'nin iyi niyetiyle ya da uygulamadaki bir takım desteklerle değil, bunun vatandaşımızın doğuştan getirdiği bir haktır, anayasal haktır. Ne olursa olsun buradan geriye değil ancak ileriye gidilir diye bir anayasal teminata özgürlüklerin alınmasına ihtiyaç vardır, bu zaruri bir durumdur" diyen Gül, şöyle devam etti:

"İşte 'Toplumun her kesimiyle kucaklaşacağız, şunu yapacağız, bunu yapacağız' diyenler, '10 yıl önce baş örtülü bir kişi memur olabilsin, üniversitede okuyabilsin, bunu anayasal güvence altına alalım' dediğimizde ve 411 milletvekili 'evet böyle olması lazım, bu ülke başı açık, başı örtülü kim olursa olsun, nasıl isterse öyle yaşasın, nasıl isterse öyle inansın, nasıl isterse öyle düşünsün ve o şekilde giyinsin, yaşam tarzına kimse karışmasın, bu ülke böyle bir ülkedir' diyerek buna oy verdiğinde CHP hemen soluğu Anayasa Mahkemesi'nde aldı. 411 el özgürlüğe kalkmıştı ama 'kaosa el kalktı' diye bu konuda bir muhalefet ortaya çıktı. Buyurun, yeni anayasa diyoruz. Gelin, pazartesinden itibaren hiçbir kimsenin, başı açığı da başı örtülüsü de kılık kıyafetinden dolayı kamusal, eğitim öğrenim, memuriyet haklarından yararlanma konusunda hiçbir engel olamaz, engellenemez diye, işte yeni anayasa yapalım diyoruz. Gelin bu konuda samimiyseniz milletimizin bu temel hakkı, anasının ak sütü kadar helal olan bu özgürlüklerini yeni anayasayla, anayasal güvence altına alalım. AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanımızın bu çağrısına evet deyin Türkiye'yi yeni yüzyıla özgürlükçü ve daha sivil bir şekilde milletimizle beraber geleceğe güvenle, emin adımlarla taşıyalım. Türkiye'de ekmeği de özgürlüğü de büyüterek yeni yüzyıla doğru emin adımlarla yürüme kararlılığındayız. Bunu da inşallah milletimizle beraber yapacağız. Sorunlarımızı, sıkıntılarımızı aşacağız. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde cumhuriyetimizin yeni yüz yılında, 2023 yılında yine milletimize hizmet etme anlamında çok iyi bir destekle yolumuza devam edeceğiz."

"Gençler ülkemizin en büyük zenginliği"

Bakan Gül, Elazığ'da '2. Gençlik STK'ları Buluşması'na katılarak gençlerle biraraya geldi. Burada gençlerle tavsiyeler verip açıklamalarda bulunan Gül, tüm zenginliklerden daha değerli olan gençliğin olduğunu belirterek şunları söyledi:

"Türkiye'nin en büyük gücü gençliktir. Türkiye Cumhuriyetin yeni yüzyılına giriyoruz ve yeni yüzyılda da en büyük ümidimiz, zenginliğimiz Türkiye'nin sahip olduğu gençlik ve gençlerimizin ufku, vizyonu, gelecek tasarrufu. Gençler, tavsiye dinlemeyin. En iyi tavsiye sizin kendi vicdanınız, kendi kalbiniz. Bu tavsiye de dahil, ister dinleyin ister dinlemeyin, kendiniz karar verin. Türkiye'de demokrasi mücadelesi çok büyük bedeller ödenerek verildi. Her 10 yılda bir darbeyle bu milleti adeta terbiye etmek üzere içeride ve dışarıda bazı mahfiller hep harekete geçti. Türkiye ne zaman başını kaldırsa, ne zaman kendine gelse hemen bir müdahaleyle Türkiye'yi kendi kurguladıkları bir düzene, bir şablona dahil etmeye çalıştılar. Cumhurbaşkanımızın siyasi, demokrasi yolculuğunda temel yaklaşımı bu ülkeyi milletin seçtikleri mi yönetecek yoksa milleti milletin iradesinin yansımadığı birtakım kurumlar ya da aygıtlar mı yönetecek. Burada tercihi 'milletin iradesinden başka hiçbir güç tanımam' diyen bir anlayış ortaya koymuştur. Bunu F-16'ların üzerimizde sortiler yaptığı, savaş uçaklarının sortiler yaptığı, helikopterlerden kurşunların atıldığı, tankların gezdiği yerde demokrasiyi savunarak 'ben milletin idaresinden başka hiçbir güç tanımam, milletin iradesinden başka hiçbir güç üstün değildir' diyerek ortaya koydu. Bu demokrasi anlamında çok önemli bir tercihtir."

"Demokrasiden şaşmayın"

Bakan Gül, konuşmasının devamında,"Türkiye'yi yönetecek akıllar, beyinler olarak hayatınız boyunca demokrasiden şaşmayın, milletin dediği her neyse, demokrasi kazanmaya da, kaybetmeye de, pozitif yaklaşıma da eleştiriye de tahammül rejimidir. Ne olursa olsun milletin sandığından çıkan irade başüstüne diye demokrasiyi her zaman özümsemek, milletin iradesini her zaman baş tacı etmek sizin en büyük pusulanız olsun. Arkadaşlar, ülkeye dair, idealinize dair ne varsa onu yapmak çok büyük keyif verici bir durum. Okul, başladı biter, iş ararsınız yarın bulunur, evlenir çoluk çocuğa kavuşursunuz bunların hepsi olur. Bir inanç uğruna, bir ideal uğruna gayret etmek bambaşka bir duyguya insanı götürüyor. Vizeler ne olacak, finaller ne olacak, bütünleme ne olacak, okula girdik bitecek mi. Arkadaşlar, ya okula ne zaman girdik, fakültenin kapısından ne zaman girdik, ne zaman mezun olduk, hala insan inanamıyor. Hakikaten bir şekilde bitiyor. Ben 4 yıllık fakülteyi 2 yıl uzatarak bitirdim, 6 yılda mezun oldum ama o da keyifliydi çünkü o dönemi de çok bereketli geçirdim" diye konuştu.

"Bu küresel adaletsizlik dünyayı taşıyamaz"

Siyasetin meslek olmadığını belirten Bakan Gül, "Siyaset milleti temsil yetkisidir, vekalet yetkisidir, millete hizmet etme makamıdır. Milletin bu teveccühüne layık olarak onun sorunlarını çözme makamıdır. Siyaset bir meslek olamaz. Dolayısıyla siyaset bir sivil toplumdur aynı zamanda sivil toplum çalışmasıdır. Bir haksızlık olduğunda, bir yanlış olduğunda bu yanlış, bu haksızlıktır ya da şöyle daha iyi olması gerekir diye bir öneri, bir düşünceyle daima kamuyu ve vatandaşların önünde sivil toplum olması lazım. Eğer arkada kaldıysa arkadan itmesi lazım. Bu konuda sivil topluma yaptığınız, verdiğiniz zamanları asla heba edilmiş zaman olarak görmeyin. Biz üniversitede üniversite çalışmalarında da gitmediğimiz  kampüs neredeyse kalmadı. Cumhurbaşkanımızın daha adil bir dünya mümkün diye Birleşmiş Milletler'de herkesi, bütün dünya liderlerine seslenişi var. Evet dünya daha adil bir dünya olmak zorunda. Bu küresel adaletsizlik dünyayı taşıyamaz. Her yerde haksızlık, zulüm kol geziyor ve bu dünya insanlığa, bu medeniyete hiçbir şey veremiyor. Yine Türkiye'nin söyleyecek bir sözü var. Türkiye'nin liderlik anlamında yapacak daha çok işi var" dedi. (DHA)