Politika

Bağış: ''PKK, terörist örgütüdür'' İSTANBUL (A.A)

22 Ekim 2011 14:20
-Bağış: ''PKK, terörist örgütüdür'' İSTANBUL (A.A) - 22.10.2011 - Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, bazı Avrupa medyalarında PKK'nın özgürlükleri için savaşan bir grup olarak gösterildiğini belirterek, ''PKK, terörist örgütüdür. Avrupa ve Amerikalılar için El-Kaide ne anlama geliyorsa, PKK da benim ulusum için aynı şeyi ifade ediyor'' dedi.  Bağış, İstanbul'da basın mensupları ile AB Bakanlığı İstanbul Ofisi'nde bir araya geldi. Egemen Bağış, toplantıya katılan gazetecilerin sorularını yanıtlamadan önce yaptığı konuşmada, Türkiye'nin Hakkari'deki saldırıdan ötürü büyük üzüntü duyduğunu ifade etti. Terörizmin hiçbir limitinin, dininin, etniğinin olmadığının bir kez daha bu saldırıyla görüldüğünü ve terörizme karşı savaşın uluslararası düzeyde olması gerektiğini vurgulayan Bağış, bu nedenle bu büyük saldırı haberini aldıktan sonra ilk olarak Ankara'daki AB Komisyonu temsilcilerini aradığını, İngiltere, Fransa ve Almanya'nın da aralarında bulunduğu birçok ülkenin üzüntülerini belirttiklerini söyledi. Terörizmle mücadelede gri çizgilere müsaade edilmemesi gerektiğini dile getiren Bağış, şunları kaydetti: ''Çünkü bir kez müsaade ettiğimizde, bilerek ya da bilmeyerek terörizme destek vermiş olursunuz. Avrupa ve Amerikalılar için El-Kaide ne anlama geliyorsa, PKK da benim ulusum için aynı şeyi ifade ediyor. PKK yalnızca Türkiye'nin düşmanı değildir, aynı zamanda Avrupa'nın da düşmanıdır. Çünkü PKK, benim halkımı mermilerle öldürüyor olabilir ama Avrupa gençliğini de uyuşturucu ile öldürüyor. Çünkü PKK, uyuşturucu ağı en geniş olan örgüt. O yüzden bunu birçok kez dile getirdim. Paris'in, Brüksel'in, Londra'nın güvenliği Şırnak'tan Hakkari'den başlar. Geçmişimizle ve geleceğimizle hep bir bütünüz. Terörle beraber savaşmalıyız.'' Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'deki medya yöneticileriyle bir araya geldiğini anımsatan Bağış, medyadan, her ülkenin de yaptığı gibi terör konusunda hassasiyet göstermesini istediklerini ve bunun doğal bir istek olduğunu dile getirdi. Aynı şeyi yabancı basın kuruluşlarından da beklediklerini ifade eden Bağış, ''Çünkü bazı Avrupa medyalarında PKK, özgürlükleri için savaşan bir grup olarak gösteriliyor. PKK, terörist örgütüdür. AB'nin ve Amerika'nın terörist organizasyonlar listesinde bulunuyor. Sizden de haberlerinizde PKK'dan söz ederken, 'terör örgütü' olduğunu belirtmenizi rica ediyoruz'' dedi. -''Libya halkına zor günlerinde yardımcı olmamız gerekir''- Bağış, gazetelerde ve televizyon ekranlarında Muammer Kaddafi'nin resimlerinin yer aldığını hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü: ''1,5 yıl önce Başbakan Erdoğan ile Libya'ya gittiğimizde açılışta yaptığı 1,5 saatlik konuşmasını hatırlıyorum. IMF'nin, Dünya Bankası'nın ve büyük birçok uluslararası organizasyonun terörizmi desteklediğini belirtmişti. Avrupalı politikacıların yüzüne karşı hakaret etmişti, hiç kimse sesini bile çıkaramadı onun bu söylemlerine karşı. O gün Kaddafi, iki lidere nazik davranıyordu, bunlardan birisi Başbakan Erdoğan, diğeri ise Berlusconi idi. Hepimizin Libya halkına karşı sorumlulukları var. Biz inanıyoruz ki Libya'nın bütün doğal kaynakları halka aittir ve bu zor günlerinde onlara yardımcı olmamız gerekiyor.'' -2011 AB İlerleme Raporu- Geçen haftalarda yayınlanan 2011 AB İlerleme Raporu'na değinen Bağış, bu raporu yüzde 100 objektif olarak görmediğini, ancak tamamen yanlış olarak da yorumlamadığını söyledi. Raporda, kendisinin de hemfikir olduğu veya farklı düşündüğü noktaların bulunduğunu dile getiren Bağış, ''Raporda, Türkiye'deki güzel gelişmeleri göstermekte çok cimri olduklarını ama Türkiye'deki zorluklar konusunda bunun tam aksini düşündüklerini görüyoruz. Biz kendi dersimizi çiziyoruz. AB'deki dostlarımızla sürekli iletişim halindeyiz'' dedi. Türkiye'deki 80 üniversite bünyesindeki enstitüden bu raporu değerlendirmelerini istediklerini anlatan Bağış, enstitülerin bütün bu fikirlerini de komisyonla paylaşacaklarını belirtti. Türkiye'nin 1959 yılından bugüne ekonomik, sosyal ve eğitim alanlarındaki gelişme süreci hakkında bilgi veren Bağış, Türkiye'nin bugün Avrupa'nın en hızlı gelişen ekonomisi olduğunu kaydetti. AB Bakanlığını, Türkiye'nin reform mutfağı olarak nitelendirdiklerini dile getiren Bağış, ihtiyaç olan reformları hazırlayıp Bakanlar Kuruluna sunduklarını, kararın alınmasının ardından reformların hayata geçirildiğini söyledi. -''Arap Baharı'nda demokrasiye yumuşak bir geçiş olursa'' Bir gazetecinin, Libya'daki muhalif güçlerin, devrik lider Muammer Kaddafi yakalandıktan ve öldürüldükten sonraki yaklaşımını nasıl değerlendirdiği, bundan sonra Türkiye'nin pozisyonunun ne olacağı yönündeki sorusu üzerine Bağış,  Türkiye'nin Libya'daki pozisyonunun Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından değerlendirilmesi gerektiğini belirterek, ''Ancak ben de o görüntüleri izlemekten hoşlanmadım. Demokrasi için bir eğitim müfredatı yoktur. O görüntüler gerçekten çok rahatsız ediciydi ama bizim Türkçede de bir sözümüz var; 'Ateş olmayan yerden duman çıkmaz'. O görüntüler, Libya'nın Kaddafi tarafından 10 yıllarca iyi yönetilememesinin, aynı zamanda insanların kızgınlıklarının, çaresizliklerinin bir portresidir'' dedi.  Yeni bir başlangıç yapmanın Libya halkı için kolay olmayacağını ifade eden Bağış, ''Libya'da birçok farklı grup var. Ancak bu farklı grupların ortak bir geleceği var. Eğer birbirlerine daha iyi davranmayı öğrenirlerse, bundan bütün gruplar yararlanacak. Bu elbette zaman alacak ama biz onların müttefikleri olarak bu süreçte yardımcı olmaya çalışacağız'' diye konuştu. 2015 yılının demokrasi, gıda güvenliği, vergilendirme, tarım alanlarında Türkiye'nin AB'ye üye ülkelerin standartlarına ulaştığı bir yıl olacağını belirten Bağış, bugünün, karar verme günü olmadığını söyledi. Bağış, Türkiye'nin Belçika ve Macaristan'ın dönem başkanlığı döneminde hiçbir fasıl açamadığını, Polonya'nın dönem başkanlığı döneminde de açabileceğinden emin olamadığını dile getirdi. AB üyeliğinin Türkiye'ye sağlayacağı en büyük avantajın ne olacağı sorulan Bağış, ''AB'nin problemlerinin olduğu doğru ama hala dünyada güçlü bir konuma sahip. Osmanlı'nın dağılma döneminde bile bize 'Avrupa'nın hasta adamı' diyorlardı, Asya'nın değil. Eğer ki en kötü dönemimizde Avrupalı olabiliyorsak, o zaman biz kesinlikle şu an Avrupalıyız, çünkü en iyi dönemimizi yaşıyoruz. Ancak ben AB'yi yalnızca bir ekonomik ya da politik birlik olarak görmüyorum. Bize göre AB, insanoğlunun en büyük barış projesi'' karşılığını verdi.  Bağış, ''Eğer ki fasıllarında politik bloklar olmasa, Türkiye 4 ayda 6 fasıl daha açabilir'' dedi. -''Türkiye bu oyuna düşmedi''- Bir gazetecinin, Türkiye'nin Kıbrıs konusunda bir ''B planı''nın olup olmadığına ilişkin sorusuna karşılık Bağış, her ülkenin farklı konularda planları olduğunu, dolayısıyla Türkiye'nin de Kıbrıs konusunda alternatif planlarının bulunduğu yanıtını verdi. Türkiye'nin önceliğinin her iki tarafın da yararına olacak bir çözüm bulunması olduğunu vurgulayan Bağış, ''Ben bunu hep söylüyorum. Eğer ben Kıbrıslı olsaydım, Türkiye'nin AB'ye üye olabilmesi için Türkiye'nin başmüzakerecisinden daha çok çalışırdım. Kıbrıs Rum kesimi, Türkiye'nin AB'ye üyeliğiyle ilgili problem üzerine problem çıkarıyor ama bunu yaptıran gizli güçler var'' dedi. Bağış, Kıbrıs Rum kesiminin Akdeniz'de birden bire petrol ve doğalgaz aramasına ilişkin soruya cevap verirken de bunun iyi hazırlanmış bir oyun olduğunu, ancak Türkiye'nin bu oyuna düşmediğini söyledi. ''Bazı AB ülkelerinin, PKK terör örgütüne hangi yollardan destek verdiği'' sorulan Bağış, şu yanıtı verdi: ''PKK terör örgütü, bir Avrupa ülkesinden televizyon yayını yapıyor. Bu ülke, sadece AB üyesi ülke değil, aynı zamanda NATO'ya üye bir ülke. İktidarda olduğumuz son 10 yıldır, bir PKK üyesinin Türkiye'ye iade edildiğini hatırlamıyorum. Bir PKK üyesinin geri iade edilmesi talebinde bulunduğumuzda, bize söylenen şey 'dosyalarınız eksik, dokümanlar iyi çevrilmemiş' ya da bürokratik başvurularda bir sorun oluyor. Bir katilin iadesini istediğinde Türkiye, her nasılsa bütün dokümanlarımız mükemmel oluyor.''