Bağış, Beykoz Korusu'nda, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşu temsilcileriyle bir araya geldiği toplantıda, Türkiye'nin devlet-millet kaynaşmasının en üst düzeye çıktığı günleri yaşadığını, mahalle muhtarından Cumhurbaşkanına kadar fikir birliği ve dayanışma içinde olunduğunu anlattı.
Bağış, milletten hiçbir zaman kopmadıklarını, ayrı düşmediklerini belirterek, şunları söyledi:
''Çünkü bizim değerlerimiz milletin değerleri. Biz, milletin değerlerini devlete taşıdığımız için, devletin değerlerini milletin değerleriyle bir tuttuğumuz için hamdolsun bugün dünyanın en hızlı büyüyen ekonomisiyiz. Bakın, üyesi olmaya çalıştığımız AB üyesi ülkeler 2010'da yüzde 1,5 büyürken, biz Avrupa ortalamasını 6'ya katladık, yüzde 8,9 büyüdük. 2011'in ilk yarısında yüzde 10,2 büyüdük. Dün Sayın Başbakan Yardımcımız Ali Babacan açıkladı. İnşallah yıl sonunda en az yüzde 7,5 oranında büyüyeceğiz. İşte Türkiye'nin potansiyeli budur.''
2011 AB İlerleme Raporu
Geçtiğimiz günlerde AB'nin İlerleme Raporu yayınladığını anımsatan Bağış, ''Biz, ilerleme raporunu bir karne olarak kabul etmiyoruz. Bu millete, bu ülkeye, bu devlete karne vermek, Türk milletinden başka kimsenin haddi değildir. Biz karnemizi 12 Haziran günü aldık. Bu ilerleme raporuyla ilgili eski manifaturacılık günlerinden kalma alışkanlıklar var. Renklerle anlatmaya çalışan birileri, aslında bugün hangi renge girdiklerini eminim unutmamışlardır. Biz, Türkiye'yi dünyanın 10 büyük ülkesinden biri yapmaya hazırız. Onun gereğini yerine getirmek için her zamankinden çok daha fazla çalışıyoruz'' diye konuştu.
Bağış, AB süreci konusunda yaptıkları çalışmaların meyvesini vermeye başladığını, bugüne kadar Türkiye'nin AB sürecinde en önemli şikayetin vize konusu olduğunu belirterek, AB'nin, hiçbir taahhütte bulunmadan, hiçbir ödün vermeden, hiçbir belge imzalamadan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize konusunda kolaylıklar sağlayacağını ilan ettiğini, vize ücretlerini düşüreceğini, çok daha az belge talep edeceğini kaydetti.
Bağış, ''Türkiye'nin farklı yerlerinde vatandaşların vize almasını sağlayacak ortak vize ofisleri açacaklar. İnşallah uzun vadede asıl hedefimiz, tüm Avrupa ülkelerine vizesiz girilebilmesi için gerekli çalışmanın altyapısını hazırlayacaklar'' dedi.
''Artık bu millete yakışır, sivil, böyle aspirin prospektüsü gibi detaylarla uğraşmayan, genel, kapsayıcı bir anayasaya kavuşmamızın zamanı geldi'' diyen Bağış, bu ihtiyacın da uzun süredir dile getirildiğini anlattı.
Bağış, Türkiye'nin güçlü, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olması için, şeffaf bir ülke olması için, yasaklarla, yokluklarla uğraşan bir devlet zihniyetinden kurtulup, insanlara hizmet eden, insanların hayatını kolaylaştıran bir sistemi kavrayacak anayasaya kavuşmanın vaktinin geldiğini söyledi.
AB üyesi olmakla büyük ülke olunamayacağını vurgulayan Bağış, Cumhuriyetin Kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün hedef gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak için çalıştıklarını ifade etti.
'Ak mı kara mı?'
48. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında, ''Geç Gelen Altın Portakallar'' ödül töreninde ''En İyi Erkek Oyuncu'' ödülünü alan Tarık Akan'ın buradaki konuşmasını hatırlatan Bağış, ''30 yıl evvelki bir sansürden dolayı alamadığı ödülü AK Parti'nin yarattığı özgürlük ortamında alan biri 'Türkiye ak mı, kara mı?' diye soruyor. El insaf. Türkiye eskiden faili meçhul cinayetlerin, işkence örneklerinin tartışıldığı, AB ilerleme raporlarında listelendiği bir ülkeyken, şimdi çok daha farklı bir ülke. Bugün Türkiye, doğumuzdaki ülkeler için insan hakları standardıyla bir ilham kaynağı ise, batımızdaki ülkeler için de ekonomik büyümesiyle, dinamizmiyle, eğitimli genç nüfusuyla bir ilham kaynağı'' diye konuştu.