FOTOGRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
Piyanoda Thomas Gabriel, double bassta Gunnar Polansky ve bateride Martin Klusmann'dan oluşan grup, düzenlemeleri Thomas Gabriel'e ait Bach parçalarını çaldı. Konser org konçertosu için yazılmış üç parçayla başladı. Gabriel, “Bach'ın söylediklerini başka bir lisanda aktarıyoruz. Aslında aynı cümleleri kuruyoruz,” şeklinde grubun yaptıklarını aktardı. Gunnar Polansky basıyla yürürken Thomas Gabriel ve baterist Polansky paslaşarak seyircileri mest ettiler.
Birinci parçanın sonunda trenin gara girmesiyle hem seyirciler hem de sanatçılar kendilerini iyice konsere kaptırdılar. Thomas Gabriel Trio, altı bölümden oluşan Partita No. 2'yi de çaldıktan sonra konsere kısa bir ara verdi.
Aradan sonra üç tane daha Bach parçasına yer verdiler. Ardından da Vivaldi'nin konçertosunda üç parça çaldılar. Thomas Gabriel, Vivaldi'nin romantik bakışından dolayı parçada çok fazla düzenlemeye yer vermediğinden bahsetti.
Konserin sonunda seyirciler dakikalarca Alman grubu alkışladı ve 2009 Bach Günlerinde ilk kez bir grup bis yaptı. Seyirciden ve İstanbul'dan çok memnun kalan Thomas Gabriel Trio, seyirciye jest yaparak Mozart'ın Türk Marşı'nı çaldı.
Trenlerin düdük sesleri eşliğinde unutulmaz bir konser yaşandı. Grup genel olarak sempatik tavırlarıyla dikkat çekti.Gardan geçen turistlerin “Türklere bak, adamlar garda klasik müzik dinliyor,” bakışlarıysa 2010 öncesinde iyi bir sınav geçirdiğimizi gösterdi.
Bach İstanbul'da günlerinin son iki konseri 24 ve 25 Ekim tarihlerinde Sakıp Sabancı Müzesi'nde gerçekleşecek. Laura Vikman kemanıyla Bach'ın sonat ve partitalarını çalacak.
Yazı: Can Barış Çevik (MİHA)
Fotoğraflar: Behlül Çetinkaya (MİHA)