Azerbaycan Dışişleri Bakanlığı Basın Sözcüsü Hikmet Hacıyev, sürdürülebilir barış ve güvenliğin temini için Ermenistan'ın, ordusunu işgal altında tuttuğu Azerbaycan topraklarından çıkarması ve Türkiye'ye karşı asılsız iddalarına son vermesi gerektiğini söyledi.
Hacıyev, Ermenistan Dışişleri Bakanlığı'nın, Türkiye ile Ermenistan arasında 10 Ekim 2009'da Zürih’te imzalanan protokollerin onaylanma sürecindeki gecikmenin sorumluluğunun Türkiye’ye ait olduğu yönündeki açıklamalarına ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
Hacıyev, "Bölgede sürdürülebilir barış ve güvenliğin temini için Ermenistan, ordusunu işgal altında tuttuğu Azerbaycan topraklarından çıkarmalı ve Türkiye'ye karşı asılsız iddalarına son vermelidir. Ermenistan'ın komşularıyla sivil ilişkiler kurması gerekir. Erivan yönetimi bu gerçeği ne kadar çabuk anlarsa, Ermeni halkı da komşularla ilişkilerin iyileşmesinden ve ülkenin bölgesel iş birliklerine katılmasından o kadar çabuk faydalanabilir" dedi.
Ermenistan Dışişleri Bakanlığı'ndan 16 Aralık'ta yapılan açıklamada, Türkiye ve Azerbaycan aleyhine asılsız iddialarda bulunulduğunu hatırlatan Hacıyev, açıklamanın, Erivan yönetiminin "komşu ülkelerle sivil ilişki kurma gücünde olmadığını ve gerici bir düşünce yapısına sahip olduğunu ortaya koyduğunu" belirtti.
Ermenistan'ın, bağımsızlığını elde ettikten sonra komşu devletlerle iyi ilişki kurmak yerine "Büyük Ermenistan" kurma hayaliyle komşu devletlere karşı toprak iddiaları ileri sürdüğünü, savaş başlatarak Azerbaycan topraklarının yüzde 20'sini işgal ettiğini anımsatan Hacıyev, "Ermenistan anayasasında Türkiye'ye karşı açıkça toprak iddialarında bulunuluyor. Ayrıca Ermenistan'ın komşu İran ve Gürcistan'a karşı da benzer iddiaları var." diye konuştu.
Hacıyev, Ermenistan'ın saldırgan politikası nedeniyle bölgede dışlanmış durumda olduğunu vurgulayarak, "Ermenistan sosyoekonomik ve demografik krizle karşı karşıya. Durum böyle iken Erivan yönetimi, Azerbaycan ve Türkiye'yi düşman olarak göstererek Ermeni halkını kandırmaya ve iktidarını sürdürmeye çalışıyor." ifadelerini kullandı.
Ermenistan Dışişleri Bakanlığının 1915'te yaşanan olaylarla ilgili iddiaları yeniden gündeme getirdiğini söyleyen Hacıyev, şöyle konuştu:
"İddialar sahte tarihçilik ve bu sahte tarihçiliğin siyasi amaçlarla kullanılmasının açık örneğidir. Ermenistan, Türkiye'nin arşivleri açma ve iki ülkenin tarihçilerinin konuyu objektif araştırma önerisini kabul etmiyor. Batı ülkelerinde rahat hayat süren bazı Ermeni diasporası da Ermenistan'ın komşu ülkelerle ilişkilerinin gelişmesine katkı sağlamak yerine ülkeyi komşularla düşman olmaya sevk ediyor. Sözde soykırım iddialarından bahseden Ermenistan, Ermenilerin 1. Dünya Savaşı'nda Anadolu'da yaptığı vahşetten, Bakü'de 1918'de yaptıkları katliamlardan hiç bahsetmiyor. 100 yıl önceki tarihi çarpıtan Ermeniler, bugün iktidarda olan kişilerin de doğrudan katılımıyla 1992'de yaptıkları Hocalı katliamının sorumluluğundan kaçmaya çalışıyor."
ASALA terör örgütünün Türk diplomatlara karşı düzenlediği terör saldırılarından bahseden Aliyev, o teröristlerin Ermenistan'da milli kahraman olarak kabul edildiğine işaret etti.
Türkiye-Ermenistan sınırlarının kapalı olması konusuna da değinen Hacıyev, şunları kaydetti:
"Türkiye-Ermenistan sınırlarının kapalı olmasının sorumlusu Ermenistan'dır. Kardeş Türkiye, Ermenistan'ın Azerbaycan'a karşı saldırısı üzerine uluslararası hukuk kuralları ve BM tüzüğünü esas alarak Ermenistan'la sınırlarını kapatmıştır. Azerbaycan halkı, kardeş Türkiye'nin bu adaletli tutumuna büyük değer veriyor. Ermenistan, Türkiye'ye karşı toprak ve sözde soykırım iddialarında bulunuyor."
Ermenistan Dışişleri Bakanlığından 16 Aralık'ta yapılan açıklamada, Türkiye'yi Zürih protokollerinin onaylanma sürecindeki gecikmenin sorumlusu olarak gösterilmiş, Ermenilerin 1915 olaylarına ilişkin iddiaları yeniden gündeme getirilmişti.