Hülya Karabağlı - T24 / Ankara
Şemdinli olaylarından 6 yıl sonra mahkeme kararıyla Orgeneral Yaşar Büyükanıt’a yargı yolunun açılması gözleri TBMM’ye çevirdi. Meclis İnsan Hakları Komisyonu’nun, askere toplumsal olaylara el koyma yetkisi verenEmasya ( Emniyet-Asayiş- Yardımlaşma) protokolünü ortaya çıkaran “Şemdinli Raporu” için TBMM vizesi göründü. 2006 yılında son nokta konulmadan üzerinde fırtına estirilen orijinalrapor, Meclis Genel Kurulu’na bir türlü inemedi. Kamuoyuna açıklanmadı. Raporun taslak halinden bazı bölümler yazıldı. Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın adı büyük tartışmalardan sonra rapora ‘Bir kuvvet komutanı’ diye girdi.
2005 yılında kurulan Araştırma Komisyonunda görev yapan TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı AKP Sakarya Milletvekili Ayhan Sefer Üstün, T24’e “ Meclis Genel Kurulu isterse, Şemdinli raporu görüşülebilir” diyerek kapıyı araladı.Raporda yer alan önerilerden bazılarının bugün hayata geçirildiğine dikkat çeken Üstün, “Emasya ciddi manada eleştiriliyordu. Emasya kalktı. Sivil yargı değerlendirmeleri vardı. Askeri ve sivil yargı tartışmaları vardı. Bu konuda da düzenleme yapıldı” dedi.
'Gizlilik kararı alınmadı'
Raporun, “gizlilik kararı’ yüzünden görüşülmediği yorumlarının doğru olmadığını söyleyen komisyon başkanı Üstün, “ Tam seçim arifesine denk geldi. 22. Dönem bitiyordu. 2007 yılı için seçim kararı alındı. Gizlilik kararından değil. Meclis görüşmek isterse görüşür. Genel kurul, gündemine almak isterse görüşür”:
‘Yargı herkese dokunabilir’
Yargıda sistemin artık rayına oturduğunu vurgulayan Üstün, Şemdinli olayından yola çıkarak yaptığı değerlendirmede 2005 yılı sonunda yargının tıkandığına dikkat çekti. Yapılan yasal ve köklü değişikliklerin ‘Hiç kimse yargı karşısında dokunulmaz değildir’ söylemini gerçek yaptığını anlatan Üstün, “Yargı herkese karşı dava açabilir noktasına geldi. Şike, çete soruşturmaları da bunun bir göstergesi”.
‘Koca komutan suç mu işler deniyordu’
6 yıl önce, ‘Bazı kişilere dokunulmayacağı yönünde psikolojik bir alan’ yaratıldığına dikkat çeken Üstün, “ Terörle mücadele yapıyoruz, denilebiliyordu? Koca komutanlarsuç mu işler’ deniyordu. Sanki suç sadece bir kesim tarafından işlenir havası vardı. Bu anlayış herkese sirayet etmişti. Yargıya da sirayet etmişti. Farklı garklı gerekçelerle, dokunulmaz psikolojik bir alan yaratılmıştı”.
Taslak raporda neler var?
Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Büyükanıt'ın adının yer almadığı raporda, dikkat çeken bölümler şöyle:
Hukuki fantezi: Umut Kitabevi'ndeki patlamanın şüphelisi tutuklu astsubaylardan yola çıkılarak, bölgedeki kimi kuşkulu bombalama olaylarını da belirli bir merkezden yönetilen, bazı askeri mercilerle ilişkilendirmek suretiyle açıklamaya kalkışmak hukuki fantezi olacaktır. Jandarma teşkilatı ve devletin diğer güvenlik birimleri içinde yasadışı bir oluşuma rastlanmadı.
İstihbaratçılar verilmedi: Hakkari İl Jandarma Komutanlığı'ndan istihbarat personellerinin nerede görevlendirildiği bilgisi istendi ancak "yasak ve sakıncalı" olduğu gerekçesiyle verilmedi.
Tugay komutanlığı incelesin: Esnafın bayrak yürüyüşüne yeterince katılmadığı ve kepenk kapatılması gibi konularda yeterince duyarlı davranmadığı gerekçesiyle cezalandırıldığı yorumları yapılıyor. Genelkurmay Başkanlığı'nın bu şikayetleri incelemesi yerinde olacaktır.